Enver Aysever

Seçmen kimdir, neden oy verir?

28 Mart 2019 Perşembe

Berberdeyim, televizyonda Kılıçdaroğlu konuşuyor, haklı olarak Saray’a veriyor veriştiriyor, yoksulluktan söz ediyor. Berber mahalle nabzını tutmak için uygun zemin, adamın biri yanındakine, “sanki bu başkan olsa sarayda oturmayacak mı, itibardan tasarruf olmaz” dedi. Aynadan baktım, diğeri başını sallıyordu. Diyeceksiniz ki, “bunda garip olan nedir, memleket böyle...
Şu konuşan iki adamın yaşı da ellinin üstündeydi, yani AKP yıllarına doğmuş değiller, güngörmüş insanlar. Konuşma tonlarından anladım ki, tüm cumhurbaşkanlarının sarayda oturduğu gibi bir kanıya sahipler. “İtibar” sözcüğünü/ kavramını kullanmalarını saymıyorum bile! Üstelik bu kimselerin en az birinin CHP seçmeni olduğunu da anladım sonrasında.
Diyeceğim; AKP’nin becerisi, toplumun unutkanlığından yararlanmış olmasıdır. Cumhuriyetin sağlam sandığımız temeli derinden sarsılmış. Düşünün gençlerin halini... RTE günlerine doğdular.Seçim sürecinde laiklik, Cumhuriyet, sosyalizm, eşitlik, emek, devrim türü kavramlardan söz açılmamasına dikkat edin. 12 Eylül 1980 başarıya ulaştı işte.

Seçmen davranışı (!)
AKP’ye kim oy veriyor” sorusunun gündemde olduğu zamanlardı, tatil beldesinin birinde, beyaz yakalı/okumuş bir aileyle birlikteydik. Tartışma uzayınca, neden AKP seçmeni olduklarını sorunca “Adam otoban yaptı, yollar çift yön oldu” demişti. Şaşırmıştım. İki kişiden birine denk gelmiştim sonunda! “Yoksul, okumamış insan aldanıyor” efsanesi çoktan çöktü aslında. Piyasa iktisadı zihinleri esir almıştı. Şimdi o çevre dertli, konforu bozuldu.
Seçimlerden önce kamuoyuna “seçmen davranışı” adlı çalışmalar sunulur, hep gülerim. Bizde seçmen sadakati yoktur. Sencer Ayata böyle bir sunum hazırlatmıştı zamanında, gevezelik bittikten sonra bir soru sordum: “Mahzun Kırmızıgül, döner ekmek, bedava kontür, yakışıklı adam, sıyrılmış beyaz gömlek bu ülkede yüzde sekize yakın oy aldı, bilimsel olarak açıklar mısınız?” diye. Üstelik CHP’nin çok güçlü olduğu İzmir’de yüzde on yedi aldı! Genç Parti’den, Uzan’dan söz ediyorum.
Eğitim şart, ama herkes için.

Kadıköy ve Antalya örneği
Seçim sürecinin mertçe geçmediği açık! Kadıköy’de Şerdil Dara Odabaşı’nın afişlerini tuhaf bir el indiriyor, hakkında ırkçı iftiralar atılıyor. Antalya’da gizemli birileri broşür dağıtıyor, amaç CHP ile HDP birlikteliği vurgusu yaparak algı yaratmak. Evleri arayan sözde araştırma şirketleri seçmeni yanıltacak türden sorular yöneltiyor. Onlarca örnek bulunabilir...
Yurttaşlık güç iş! Katılımcı olmak, görevini yerine getirmek ister. Salt sandığa giderek sorumluluktan kurtulamaz kişi. Günün sorusu şu: “Pazar akşamı herkes sandıktan çıkan sonuca saygı gösterecek mi?” Etrafta sıkça dolaşan videoyu izledim yine: “Demokrasi trenine nerede binilip, nerede inileceğinden” söz etmiş zamanında Erdoğan.

İradenin tecellisi
Pazar akşamı İstanbul’u İmamoğlu kazanırsa, görev ona demokratik biçimde verilecek mi? 7 Haziran seçiminden sonra “istikşafı” görüşme süreci ar Başkan adayları ile konuşuyorum, seçim akşamına savaşa gider gibi hazırlanıyorlar. Bu demokrasinin gereği değildir herhalde. Hiçbiri ülke geneliyle, büyük siyasetle ilgili değil. Düşünün ki, seçim günü için yerelde kendi güvenliğini, önlemini almaya çalışıyor adaylar. Öylesine tekinsiz ortam...
İyimser ya da karamsar değilim. Bildiğim, solcular için tüm koşulların uygun olduğudur. Buna hazırlıklı olmak lazım!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İflas 25 Mart 2021

Günün Köşe Yazıları