İktidar bir hastalık mıdır?

İktidar bir hastalık mıdır?

17.08.2015 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

İktidar, aklımıza hep siyasal iktidarı getirir. Oysa iktidar, yapabilme gücüdür. Küçük bir çocuk bir an önce büyüyüp yetersiz durumundan kurtulmak ister. Ergen genç, kendi kimliğini bulup ailenin gölgesinde kalmaktan kurtulmaya çalışır.
İktidar, yapabilme gücü, özünde bir dürtüdür, içgüdü kaynaklıdır. Onu bilince dönüştüren de nasıl yapabileceğini anlamak, çevremizin kabul edeceği bir biçime yerleştirmektir.
İktidar dürtüsü bilince dönüşmediği zaman denetim dışına çıkan bir güç kaynağı gibi hastalıklı bir enerji yumağı olur. Kişiyi önce takıntıya, sonra saplantıya yöneltir. Kişi artık bu saplantının esiri olmuştur, bütün koşulları bu doğrultuya yönelterek zorlar, artık hem kendisi için hem de çevresi için sorun kaynağı olmuştur.
Bütün diktatörlerin oluş mekanizması temel olarak budur.
Hitler de bu yolda yürümüştür, Mussolini de, Pinochet de, Franco da, Salazar da. Hepsi de saplantılarını “ülkeleri için, insanları için, huzur için, istikrar için, refah için” diyerek açıklamışlardır.
Oysa gerçek, kendi saplantılarından kurtulamayarak iktidar hastalığının hummalarını yaşamaları, toplumlarına ve dünyaya da yaşatmalarıdır.

***

Günümüzün siyasetine bakalım.
İleri demokrasi savı ile iktidara gelen AKP, demokratik kuralların hiçbirisini kendisi için uygulamamaktadır.
Parti lideri de kendisini iktidarın sahibi olarak görmekte, öyle hareket etmektedir. Bunun temelini de, kendisini cumhurbaşkanı olarak halkın seçmesine bağlamaktadır. Bu anlayışla AKP de parti olarak devre dışında kalmaktadır.
İktidar hastalığında sorun kişide değildir, sistemdedir. Eğer sistem seçtiği kişiyi, seçtiği grubu denetim dışı bırakırsa, onun ya da onların yaptıklarını sorumlulukları olarak kabul etmezse elbette kişi de diktatör olur, grup da kendisini dokunulmaz görür.
İktidarın hastalanmasına yol açan gidiş, parti içindeki denetim mekanizmalarının şu ya da bu nedenle kullanılmaması, yapılan yanlışlara göz yumulmasıdır.
Elbette, bu gidişin görülmemesi, görüldüğü halde oy verilmesi de aslında bütün oy verenleri bu sorumluluğun içine sokmaktadır.
Sistemin hastalıklı yanı budur.
Gördüğünü görmezden gelme.
Bildiğini bilmezden gelme.
Yolsuzluklara aldırmama. Yasa dışına çıkmalara önem vermeme. Küçük çıkarlar.
Gerçek demokrasinin engelleri bunlardır.
İktidar hastalığı, bir süre sonra muhalefet hastalığına da yol açar. Muhalefet de bu sistem bozukluğunun yörüngesine girer. Bu nedenle de “muhalefet iktidarı” da hastalanır.
Önemli olan sistemin hastalığını görüp ortadan kaldırmaktır.

***

İktidar hastalığı, gerçekleri görmeyi engeller.
Kendisi hesap sorar, suçlar, hakaret eder, her türlü şiddeti uygular ve kendi hakkı sayar.
Ama kendisine yönelen hesap sorma girişimlerini şiddetle reddeder, suçlar, ceza verir ve şiddetle uygular.
Hastalıklı iktidar her türlü şiddeti kullanır, her türlü yolu dener, asla kendini sorumlu saymaz, kendi dışındakileri suçlar.

***

Bugün Türkiye siyasetinde bunları görüyorsanız, bunları yaşıyorsanız, biliniz ki ilk işiniz siyasetinizi bu hastalıktan kurtarmaktır.
Bunun yolu da elbette “bilinçli iktidarı” işbaşına getirmektir. Demokrasi, bütün güçlerin bir araya getirilerek gerçek bir “bilinçli iktidar”ı işbaşına getirmektir.  

Yazarın Son Yazıları

Çalınan gelecek!...

Çalınan gelecek!...

Devamını Oku
29.04.2024
Istakozun intikamı!

Istakozun intikamı!

Devamını Oku
22.04.2024
Başarının psikolojisi...

Başarının psikolojisi...

Devamını Oku
15.04.2024
Özeleştiri?...

Özeleştiri?...

Devamını Oku
08.04.2024
Kaderinizi seçtiniz mi?...

Kaderinizi seçtiniz mi?...

Devamını Oku
01.04.2024
Hapishanedeki Ali Sirmen...

Hapishanedeki Ali Sirmen...

Devamını Oku
25.03.2024
Liderlerin ruhsal durumu...

Liderlerin ruhsal durumu...

Devamını Oku
18.03.2024
Ben başkan olamazsam?

Ben başkan olamazsam?

Devamını Oku
11.03.2024
Kimi neden seçiyoruz?

Kimi neden seçiyoruz?

Devamını Oku
04.03.2024
Erdal Atabek yazdı...

Ruh sağlığımızı koruyalım...

Devamını Oku
26.02.2024
Kendi iktidarının sömürgesi...

Kendi iktidarının sömürgesi...

Devamını Oku
19.02.2024
Erdal Atabek yazdı

Seçilecek aday...

Devamını Oku
12.02.2024
‘Körü körüne inanç’...

‘Körü körüne inanç’...

Devamını Oku
05.02.2024
Bilinçaltı itirafları...

Bilinçaltı itirafları...

Devamını Oku
29.01.2024
‘Çetelerin’ siyaseti...

‘Çetelerin’ siyaseti...

Devamını Oku
22.01.2024
Aday...

Aday...

Devamını Oku
15.01.2024
Tarihle savaşmak!...

Tarihle savaşmak!...

Devamını Oku
08.01.2024
Atatürk’ün adı yetti!...

Atatürk’ün adı yetti!...

Devamını Oku
01.01.2024
2024: Çatışma yılı mı?..

2024: Çatışma yılı mı?..

Devamını Oku
25.12.2023
Şiddet!...

Şiddet!...

Devamını Oku
18.12.2023
PISA gerçekleri...

PISA gerçekleri...

Devamını Oku
11.12.2023
Prof. Dr. Orhan Öztürk...

Prof. Dr. Orhan Öztürk...

Devamını Oku
04.12.2023
Eğitim kimin derdi?

Eğitim kimin derdi?

Devamını Oku
27.11.2023
Fenomen!...

Fenomen!...

Devamını Oku
20.11.2023
Saray darbesi mi?

Saray darbesi mi?

Devamını Oku
13.11.2023
Cumhuriyet Halk Partisi...

Cumhuriyet Halk Partisi...

Devamını Oku
06.11.2023
Rauf Bey sendromu ve Cumhuriyet...

Rauf Bey sendromu ve Cumhuriyet...

Devamını Oku
30.10.2023
Savaş budur!

Savaş budur!

Devamını Oku
23.10.2023
Zehirli miras: Nefret...

Zehirli miras: Nefret...

Devamını Oku
16.10.2023
Hafız...

Hafız...

Devamını Oku
09.10.2023
Hatamızdan ders alabilmek!...

Hatamızdan ders alabilmek!...

Devamını Oku
02.10.2023
Karakter ne midir?

Karakter ne midir?

Devamını Oku
25.09.2023
Psikolojik dayanıklılık...

Psikolojik dayanıklılık...

Devamını Oku
18.09.2023
Atam nereye bakıyor?...

Atam nereye bakıyor?...

Devamını Oku
11.09.2023
Misyon ruhu...

Misyon ruhu...

Devamını Oku
04.09.2023
İşgale direnen toplum...

İşgale direnen toplum...

Devamını Oku
28.08.2023
Beyin yıkama...

Beyin yıkama...

Devamını Oku
21.08.2023
Medrese...

Medrese...

Devamını Oku
14.08.2023
İlkeler-başkanlar-örgütler...

İlkeler-başkanlar-örgütler...

Devamını Oku
07.08.2023
Önce laiklik demiyorsa?

Önce laiklik demiyorsa?

Devamını Oku
31.07.2023