Kimi Neden Seçelim?

14 Temmuz 2014 Pazartesi

Ekmeleddin İhsanoğlu’ nu dinliyoruz.
Bir fakülte dekanının dönemi açış konuşması gibi. Sakin, ciddi, dingin, güven verici.
Sözleri tartılmış, ölçülmüş, biçilmiş, tutarlı.
Bilim insanı kimliği, kişiliğini de etkilemiş diye düşünüyorum. Araştırmacı, titiz, çalışkan.
Kişiliğini etkileyen bir geçmişi var. Mehmet Akif kültürü: İslam ülkelerinin yoksulluğundan, sefaletinden acı çeken, Batı ülkelerinin açgözlülüğüne, acımasızlığına öfke duyan. Edward Said’in ‘oryantalizm’ eleştirisinin izleri de var. Kişiliğinin bir yanı, Arap ülkesinde yaşamak zorunda kalan Yozgatlı bir Türk ailesinin çocuğu olmak. Anadili duyarlılığı oradan geliyor. Kürtçe konusunda duyarlı. Yoksulluk çekmiş bir çocuk. Baba vefat etmiş, ailenin yükü sırtına binmiş. Yoksulluğa karşı duyarlı ve öfkeli:
‘Zengin çok görülür. Yoksul az görülür’ diyor. Doğru.
Uzlaşmacı bir kişilik. Dünyaya bakışı da öyle. Barışçı. Refahı paylaşılır görüyor. Çatışmalar, açgözlülük, birbirinin elinden kapmalar ona göre yanlış.
(Recep Tayyip Erdoğan’ın tam karşıtı. Erdoğan, çatışmacı, rekabetçi, yandaşlarını kesin kollayıcı. Tam zıt karakterler olduğunu düşünüyorum.)
Dünya vizyonu da bilim insanı kimliğini yansıtıyor. Kimya eğitimi almış. Alanının profesörü. Nobel ödülünden söz ediyor. Bir Hintlinin aldığı fizik Nobel’ini, bir Mısırlının aldığı kimya Nobel’ini anlatıyor.
(Rakibi Recep Tayyip Erdoğan’ın da bu konuda ne bildiği, ne düşündüğü aklıma geliyor. İlgilenmez de zaten. Nobel nire, bizimki nire. Nobel zaten monşerlerin işi.)
Hukuk konusunda üstü örtülü konuşuyor Ekmel Bey. Anayasa Mahkemesi’ni öne çıkarıyor. Adalete siyasetin müdahale etmemesi gerektiğini söylüyor ama yeterli vurguyu yapmıyor. Bunca adaletsizliğin yaşandığı davaların adını söylemiyor. Ergenekon, Balyoz davaları Anayasa Mahkemesi ile -çok sonra, yıllar sonra, nice acılardan sonra- bir ölçüde hukuk yoluna giriyor. Ekmel Bey’in bu konularda açık vurgular yapması, cesur konuşması gerekli.

***

Von Clausewitz’in önemli bir sözü var:
‘Savaş, silahlı siyasettir.
Siyaset, silahsız savaş.’
Siyaset de bir savaştır. Araçları da duruma göre, döneme göre, gücüne göre, rakibe göre değişir.
R.T. Erdoğan, ‘öfke de bir siyasettir’ der. Bununla kazanır. Bununla kazanmaya da alıştı.
Ekmel İhsanoğlu, ‘sakin kalmak da bir siyasettir’ diyorsa bununla kazanabilir.
Ancak sakin olmak, güvenilir ve cesur olmakla birleşirse başarı kazanır. Sakin olmakla pısırık olmak arasında çok ciddi farklar vardır.
Siyasette yüksek enerji yaymak, bu enerjiyi kitlesel heyecana dönüştürmek, bu heyecanı da geleceğin programı yapmak başarıyı getirir.
Enerjisi düşük, heyecan yaratmayan program çerçeveleri akla hitap eder, bilinçli insanların dikkatini çeker ama kitleleri sürükleyemez.
Buna karşılık, yüksek enerjili, heyecan yaratan tutarsız demagoglar, kitleleri sürükler ve ülkelerin başına olmadık işler açarlar.
Seçim kampanyalarında buna çok dikkat etmek gerekir. Gerekirse, akla seslenen adayın yanında heyecan yaratacak konuşmacılarla platform zenginleştirilmelidir.

***

Benim için en önemli yan; adayların anayasaya nasıl baktıkları oldu.
Ekmel Bey, açıkça var olan anayasanın koruyucusu olacağını, parlamenter sistemin devamının zorunlu olduğunu belirtti. Bu anayasa ile başkanlık uygulamalarının anayasaya aykırı olacağını vurguladı.
R.T. Erdoğan ise açıkça cumhurbaşkanı olursa icracı olacağını, yapılan her işe karışacağını söyleyerek başkan olacağını vurguladı. Eğer bunları söyleyerek seçilirse kendisinin seçenlerin onayıyla başkan olduğunu söyleyecek ve başkanlık yapacaktır.
Onun için de bu seçim sadece cumhurbaşkanı seçimi değildir.
Bu seçim, bir anayasa seçimidir, bir REJİM seçimidir.
Bu seçim, DEMOKRASİ ile OTOKRASİ arasında yapılacak bir seçimdir.
Ekmel Bey, anayasayı, rejimi, demokrasiyi koruyacaktır. Buna söz vermiştir.
R.T. Erdoğan, anayasayı istediği gibi yorumlayacak, başkanlık yapacak, otokrasiyi her alanda uygulayacaktır. Buna karar vermiştir. Alanlarda söyledikleri budur.
Siz de karar vereceksiniz.
Oyunuzla bunlardan birini seçeceksiniz.
Ülkenin geleceği böyle belirlenecektir...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Istakozun intikamı! 22 Nisan 2024
Özeleştiri?... 8 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları