Politika ve gençlik...

30 Mayıs 2022 Pazartesi

Despot iktidarların en büyük korkusu, gençlerin politika ile ilgilenmeleridir.

Çünkü gençlik her zaman enerjiktir, atılgandır, her şeyi göze alarak hedefine yürür.

Despot iktidar ise söylediğine boyun eğen, verilene razı, emirlere itaat eden bir gençlik ister.

“İsyancı gençlik” öyle bir iktidarın korkulu rüyasıdır.

27 Mayıs hareketi bir askeri darbe değil, bir gençlik hareketidir.

Üniversite gençliği ile genç subayların ülkenin tek parti diktasına gidişi karşısında yaptığı ortak harekettir.

27 Mayıs’ın sloganı “Ordu-Gençlik El Ele” idi ve bu ortak hareketi anlatıyordu.

Ali Sirmen’in mutlaka okunması gereken “27 Mayıs” yazısı bu hareketi çok iyi açıklıyor.

Gençliğin bu gücü toplumu yönetmek isteyen güç odaklarını ürküttü ve “apolitik gençlik” projesi uygulamaya kondu.

“Gençler kendi işlerine baksındı, politikadan uzak dursunlardı, politika çamuruna bulaşmasınlardı.”

21 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 askeri darbelerinin tezi bu oldu.

Ülke yönetimi ile ilgilenen gençleri suçladılar ve üzerlerine ağır bir baskı kurdular.

Politika gençler için “yasaklı alan” oldu. 

İDEALİST GENÇLİK

68 Kuşağı “idealist gençlik hareketidir”.

İdealizmi, var olan koşullara razı olmayan, koşulları olması gerekene ulaştırmak amacıyla çaba harcayan hareket olarak tanımlarız.

68 Kuşağı “dünyayı değiştirmek” amacıyla hareket ediyordu.

Paris’te üniversite öğrencilerinin başlattığı hareket bütün dünyaya yayıldı ve toplum egemenlerini korkuttu.

Üniversite işgallerini, devlet dairelerinin, toplumu yöneten kurumların işgalleri izledi.

“Bu kokuşmuş düzen bütün kurumlarıyla ortadan kalkmalı, insanca bir düzen kurulmalıydı”.

Ama düzenin kurumları bu büyük hareketi hafif bir uyum gösterisi ile atlattı ve gücünü yeniden kazanmaya çalıştı.

Kapitalist sistemin en büyük yardımcısı da “dijital değişim” oldu.

IT, “information technology”, bilgisayarlar, internet ve dijital araçlarla (PC, tabletler, akıllı telefonlar) herkes için bir “mikro-kosmos/küçük dünya” yarattı ve bireyi o dünyanın egemeni yaptı.

Artık her şey ekrandaydı: İletişim, bilgi akışı, haberler, fotoğraflar, filmler, müzik, her şey.

“Bireyin küçük dünyası” yeni bir insan tipini geliştirdi: Pragmatik birey.

PRAGMATİK BİREY

Artık güç, toplumun elinden bireye geçiyordu.

Ekran karşısındaki birey, tuşlarla her şeyi yapabiliyor, her gün gücü daha da artıyordu.

Pragmatizm, var olan koşullara uyum sağlayarak en çok yararı elde etmeye yönelen akım olarak tanımlanabilir.

Bu durumda değiştirmek değil, uyum sağlamak, fırsatlardan yararlanarak en büyük yararı sağlamak amaçtır.

Bu koşulların en çok gençleri etkilemesi de doğaldır.

Çünkü gençler, önlerindeki hayatı kendileri için en uygun koşullarla yaşamaya yönlendirilirler.

Eğer bu “en uygun koşullar”, önlerine çıkan fırsatlardan yararlanarak elde ediliyorsa genç insanın seçimi de bu yönde olacaktır.

Bu da, “idealist birey” yerine, “pragmatik ve oportünist birey”i yerleştirir ve başarıyı ona vaat eder. 

Oportünizm; fırsatlardan yararlanmak, en çok yarar için rekabet etmek anlamını taşır.

Böylece, “koşullara uyum sağlayan”, “fırsatlardan yararlanmaya çalışan”, “rekabetçi” birey yaratılmış olur.

Bu durumun en çok etkileyeceği kesim ise doğal olarak gençlik kesimidir.

Bu değişimi geçiren genç, artık toplumu için değil, dünya için değil, sadece kendisi için düşünecek, kendisi için çalışacaktır.

“Apolitik genç” işte budur.

Kapitalist sistemin yarattığı yeni insan modeli.

Bu genç artık, “toplum yönetimi” olan politika ile ilgilenmeyecektir.

Bu gencin istemi şu olacaktır: Bana istediklerimi ver ve bana karışma.

BÜTÜN GENÇLER Mİ?

“Bütün gençler” diye bir şey olamaz.

Günümüzde “idealist gençler” de vardır, “pragmatik ve oportünist gençler” de.

Bu örnekler dün de vardı, bugün de vardır, gelecekte de olacaktır.

Önemli olan, toplumdaki sistemin neyi desteklediği, neyi engellediğidir.

Biz, her zaman gençliğin “değiştirici özelliğini” biliyoruz, bu enerjiyi kendisinin de içinde olduğu toplumun yararına kullanmasını istiyoruz.

Hayatımız, başkalarının iradesine bırakılamayacak bir değerdir. 

Bu sorumluluğu genç yaşlı, kadın erkek hepimiz paylaşıyoruz...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Özeleştiri?... 8 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları