Şair ve Düşünür..

09 Şubat 2015 Pazartesi

Kardeşim Ataol Behramoğlu,
50. sanat yılın İstanbul’da kutlandığı akşam (31 Ocak 2015) ben İzmir’de Doğuş Çocuk Senfoni Orkestrası’nın muhteşem konserindeydim. Senin aramızda olduğunu düşündüm, ben de senin kutlama gecendeydim.
50. sanat yılı kutlaması güzel bir şeydir. Bir şairin, bir yazarın, bir ressamın, müzisyenin yıllar boyu süren yaratısının değerlendirilmesi güzel bir şeydir. Gene de bana göre eksik olan bir şey var. Eksik bir tanımla kutluyoruz sanatçıyı.
Kutlamamız gereken sanatçının yaşamıdır. Onun yaşamı, nice sınavlardan geçmiş, nice acılardan süzülmüş, nice sevinçlerden damıtılmış yaşamı kutlanmalıdır.
Onun yaşam seçimleri kutlanmalıdır. Bu insanı metalaştıran sisteme teslim olmayışını kutlamalıyız. Bu çağdaş köleliğe isyan edişini kutlamalıyız. Pek çok yetenekli insanın sistemin açtığı fırsat kapılarına koşuştuğu bu çağda bütün bunlara sırtını dönmesini kutlamalıyız.
Yetenek kadar, hatta daha da fazla önemli olan dürüstlüğü, insanca namusu kutlamalıyız.
Yaşamın uzun yılları içinde hep doğruyu arayan, dünün doğrusunu bilerek geleceğin doğrusunu da gören insanca sezgiyi kutlamalıyız.
Kutladığımız aslında bunlardır.
Ama neden 50. yıl?
Ataol 50 yıldır mı yazıyor? 50 yıldır mı düşünüyor?
Onun arkasında Aydınlanmanın yüzyılları yok mu?
Onun düşünce yapısında ortaçağdan kurtulup yeniçağa geçişin yüzyılları yok mu?
Hepimiz, bugün ne olduksa onu Gutenberg’lere, özgür bilgi adına acı çekenlere, Galileo’lere borçlu değil miyiz?
Sokrates’in bize kattıkları aklımıza, sezgimize 2500 yılı eklemiyor mu?
Bizler, hepimiz, bin yılların sonuçlarıyız.
Yaşamımızın anlamı da bu bin yılların doğrularını bizlerden sonraki bin yıllara aktarmaktır.
Cesaretle, dürüstçe, bildiğimiz gibi, yapabildiğimiz kadar.
Ataol kardeşim bunu yapanlardandır.
Onu kutluyorum. Daha nice yaşam, daha
nice yapıt onu bekleyecektir.

***

Bozkurt Güvenç. Bir Aydınlanma düşünürü.
Yeni kitabı “Demokrasi-Din-Devlet” geçmişten günümüze bu konuları aydınlatıyor.
Engin görüşlü bir kültür insanının ülkesine bir armağanı. Üzerinde düşünülmesi gereken, yaşamın içindeki kavramları kendine özgü bir duyarlılıkla açıklamak kolay değil.
Bozkurt öğretmenim, bir konuyu önce inceler, boyutlarını görür, sonra da ilişkilerini irdeler ve sonuçlara varır.
Japon kültürünü böyle inceledi. Türk kültürünü böyle inceledi. Kadın sorunlarını gözlemledi, yazdı.
Şimdi de güncel konularımızı ele aldı. O da yüzyılların birikiminden gelen bir kültür insanı. Yeni kitabını kutluyorum.

***

Cumhuriyet gazetemiz zor bir süreçten geçiyor. Gazetemizin hiçbir zaman kolay süreci olmadı. Bu süreçte önemli olan gazetemizin varlığıdır. Cumhuriyet gazetemiz, pek çok yerden eleştirilen, saldırılan bir Cumhuriyet kurumu. Her şeyden önce onun varlığını korumalıyız. Kurum içi tartışmalar çok zaman olmuştur, olur da... Karar organlarında bulunmadığım için bu konuya girmek istemem. Sadece, geldiği günden beri gazetemiz için içtenlikle, yetkinlikle çalıştığını gördüğüm Utku Çakırözer’in etkin görevini sürdürmesini isterim. Her şey gazetemiz içindir.
Bu zor süreci de elbirliğiyle geçirebiliriz ve geçirmeliyiz...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Çalınan gelecek!... 29 Nisan 2024
Istakozun intikamı! 22 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları