Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Mısır'da Şimdi Ne Oldu?
Bu uygun bir başlık değil ama şimdilik idare eder. Yazı ilerledikçe daha uygun bir başlık üretebilmeyi umuyorum. \n
\nMısır’da Müslüman Kardeşler’in, Selefi akımların temsilcilerinden oluşan bir komisyonun alelacele hazırladığı, aynı hızla referanduma sunduğu anayasa taslağı, yüzde 30’un biraz üstünde bir katılımla yüzde 60’ın biraz üstünde bir evet oyuyla onaylandı. Şimdi karşımızda, seçmenin yüzde 20’sinden azının onayını alabilmiş bir anayasa var. Olağan koşullarda, bu anayasa için “meşruiyeti yok, uzun süre yürürlükte kalamaz” denebilirdi. Ancak koşullar olağanüstü. “Ne kadar yürürlükte kalabilir” yerine, “MK ve Selefi akımlar, Mısır’da bir teokratik devlet (diktatörlük) kurma projesi bağlamında bu anayasadan ne kadar yararlanacaklar” diye sormak gerekiyor. Anayasanın içeriğine, MK-ordu işbirliğine, ABD’nin onayına bakarak “Çok yararlanacaklar” diyebiliriz. \n
\nKarşımızda, bir “Anayasa Darbesi” var. Hiçbir uzlaşma aramadan, yalnızca siyasal İslamın projesine göre hazırlanan, hızla 250 bin güvenlik gücünün korumasında referanduma sunulan, seçmenin yüzde 20’sinden daha azının onayını alan bir anayasayı topluma dayatmayı başka türlü yorumlamak olanaksız. Bu darbeyi gerçekleştiren güçler, mümkün olan en yüksek hızla hareket etmeye, direnenleri büyük bir önyargı ve şiddetle sindirmeye çalışacaklar.\n
\nKabaca özetlediğim bu siyasi görüntü, Mübarek’in devrilmesine yol açan Tahrir Meydanı gösterilerinin başlattığı sürecin hâlâ tamamlanmadığını, Mısır’da yapının yerinden oynayan taşlarının henüz yerli yerine oturmadığını da gösteriyor. \n
\nİki cevap...\n
\nŞu anda Mısır’da yaşanmakta olanları açıklama çabalarına liberal duyarlılıkların ürünü yaklaşımlar egemen görünüyor. Bunlardan biri, son yıllarda Avrupa entelijensiyasına “Merak etmeyin siyasal İslam bitti” malını satan Ortadoğu “uzmanı” Olivier Roy. Bu adam Mısır, Tunus, Libya, Suriye hatta Ürdün’de yaşanan gelişmeler savlarını iflas ettirmemiş gibi “Merak edecek bir şey yok” demeye devam ediyor. Mısır ve diğerleri “demokrasiyi öğreniyorlar”mış (World Affaires, 13/12/2012). İkincisi, çok daha yaygın bir görüşe göreyse “Arap baharı, Arap kışına dönüştü”. İkisi de özellikle Mısır bağlamında, liberalizmin yüzeysel önyargılarının ürünü, yaşanmakta olan süreci anlamaktan çok uzak cevaplar. \n
\nYaşanmakta olanları anlayabilmek için “devrim”, “ayaklanma”, siyasal iktidar gibi konularla teorik düzeyde ilgileniyor, hatta devrimci bir duyarlılık taşıyor olmak gerekiyor. Bu yaklaşımla, ilk anda iki saptama yapılabilir. \n
\nBirincisi, her devrimci süreç bir “kendiliğinden hareketle” başlar. Halk sınıfları, ezilenler, birdenbire sokaklarda, meydanlarda birleşmeye, kendilerini görmeye, büyük bir heyecanla umutla seslerini, güçlerini kazanmaya başlarlar. Bundan sonra devrim ideolojilerin maddileşme, örgütlerin bu kendiliğindenliğe şekil verme çabalarının savaşı olarak devam eder. \n
\nİkincisi, modern kapitalist toplumların içinde birden fazla siyasi iktidar odağı bulunur. Devlet bu odakların arasındaki uzlaşmaları, rekabeti, pazarlıkları yansıtan noktalardan belki en önemlisidir, ama yalnızca birisidir. Bu iktidar odaklarından bazıları muhalefette bile olabilirler. Bunlar kendiliğinden hareketin yarattığı enerjiyi, odaklar arasında yeni bir pazarlığın, yeni dengeleri kurmanın aracı olarak görür ve yararlanmaya çalışırlar.\n
\nMısır’da, “devrim” kendiliğinden hareketle başladı. Tüm güç odaklarını ve yapıyı sarstı. Ne yazık ki devrimci güçler, sınıflar ve enerji, bir güç merkezi, iktidara karşı bir “tarihsel blok” oluşturmayı başaramadı. Ancak, iktidarı almaya çalışanların beceriksizlikleri, gittikçe bozulan ekonomik koşullar, MK’nin uluslararası sermayeyle bütünleşme telaşı, bu blok kurma sürecinin tümüyle sona ermediğini, devrimci olanakların, olasılıkların henüz tükenmediğini düşündürüyor. \n
\nEgemen güçlerin bloku da henüz istikrarlı bir yapılanmaya kavuşamadı. İlk genel seçimlerden bu yana seçimlere katılımın, blokun aldığı oyların sürekli düşüyor olması da bu istikrarsızlığın göstergesi. Ancak, “Anayasa Darbesi”, siyasal İslama bu “bloku” kurma sürecinde çok işlevsel araçlar sunuyor.\n
\nBu yüzden “Mısır’da ne oldu” değil, “ne olmaya devam ediyor” diye sormak gerekiyor.
\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'