Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
'Yeni' Mısır'dan Siyaset Manzaraları
Müslüman Kardeşler’in (MK)Selefilerle birlikte hazırladığı anayasa taslağı ordunun gözetiminde, seçmenin yaklaşık yüzde 20’sinin oyunu alarak kabul edildi. Şimdi karşımızda bir “yeni” Mısır var. Bu “yeni” Mısır’da Mübarek’in yerini siyasal İslam alıyor, çoktan MK tarafından dönüştürülmüş olan ordu da duruma kolaylıkla uyum sağlıyor. Muhalefet henüz yenilmiş ya da tamamen susturulmuş değil. Mübarek’in iplerini elinde tutan ABD de şimdi kontrolü kaybetmemek için duruma müdahale etmeye çabalıyor. \n
\nÖzetle karşımızda üçlü bir “dans” var. Ordu/MK (Siyasal İslam) – demokratik muhalefet ve ABD. Bu dansın olası adımlarını MK’nin ve siyasal İslamın artık iyice belirginleşmiş siyaset tarzına, “emperyalizme bağımlı” devlet modeline (Kees van-Der Pjil: “Empires and Nations” NLR. Temmuz/Ağustos 2011) bakarak hatta her ne kadar kimi, -Ahmet (niyet okumayın) Hakan gibi- çok objektif ve tarafsız kanaat önderleri “n’olur” Mısır’la Türkiye’yi karşılaştırmayın deseler de AKP deneyinden de yararlanarak anlamaya çalışabiliriz. \n
\nMuhalefet ve \tMüslümanlık\n
\nMüslüman Kardeşler, orduyla ilişkileri düzenledikleri andan itibaren “muhalefeti” din karşıtı, “Hıristiyanlar, İsrail tarafından manüple edilen”, Mısır halkının çoğunluğunun duyarlılıklarına yabancı bir oluşum olarak tanımlamaya büyük özen gösterdi. Geçen hafta New York Times’da David Kirkpatrick’in, muhalefetin etkin liderlerinden Hamdeen Sabbahi’ye saldırmaya ayırdığı yorumunda, muhalefeti “anti-İslamist” olarak tanımlaması, ABD’nin de bu konuda MK’nin yanında olduğunu düşündürüyordu. Ancak anayasa oylamalarının sonuçları, Mısır halkının bu propagandayı “yemediğini” ortaya koydu. Katılım yüzde 30’u geçmedi; “evet” oyları bu yüzde 30’un yüzde 60’ı sınırında kaldı.\n
\nSanırım bu sonuçlar halkın, Mursi ve MK’ye ilişkin, Hamdeen Sabbahi’nin “14 yüzyıldır Müslüman olan bu ülkede hâlâ bize Müslümanlık öğretiyorsun. Amca, biz yemek istiyoruz, iş istiyoruz. Ama senin aklın başka yerde” sözleriyle betimlediği duygularını gayet iyi yansıtıyor. \n
\nBu kanıyı destekleyen ilginç anekdotlar da var. Al Masry Al Youm gazetesinin baş editörü Lina Attallah’ın (Al Masry Al Youm, 26/12/2012) 18 Aralık’ta başbakanlık sarayı önünde gösteri yapanlara MK taraftarları saldırdığında yaşananlara ilişkin aktardıkları anlamlı bir örnek oluşturuyor. Çok sayıda protesto göstericisinin yaralandığı olaylar başlarken gençlik muhalefeti “özgürlük” sloganı atıyor, MK taraftarları “şeriat” sloganıyla cevap veriyorlarmış. Bu alışılmış “diyalog” sürerken gençler birden “Jika, Jika” diye bağırmaya başlamışlar. MK taraftarları apışıp kalmış, “Jika” da ne diye anlamaya çalışırken susup kalmışlar. Halbuki Jika bir hafta önce kafasından polis kurşunuyla vurularak ölen gencin adıymış. MK taraftarlarının bundan haberi bile yokmuş. Lina Attallah’a göre, “İslami rejime karşı muhalefet illa ki kimlik bağlamında Müslüman olarak tanımlanan bir siyasi yöneticiler sınıfına karşı olmak anlamına gelmiyor. Muhalefet bu rejimin yapmakta olduklarına karşıtlık temelinde şekilleniyor”.\n
\nHalkın kendi, 14 yüzyıllık Müslümanlığını, şimdi MK’den öğrenmeye niyetli olmadığını gösteren bir diğer anlamlı örneğe de 22 Aralık tarihli Al Arabiya gazetesinde rastladım. Mısır’ın İskenderiye kentinde bir camide imam cemaate referandumda “evet” oyu vermelerinin Müslümanlığın gereği olduğunu söylemeye kalkınca kıyamet kopmuş. Cemaat imamı tartaklamış, Camiye kilitleyip 14 saat boyunca dışarı çıkmasına izin vermemişler.\n
\nKoyun can derdinde kasap mal...\n
\nMısır halkından bu deyimde “koyun” tanımlamasına karşılık gelmiş gibi oldukları için özür dilerim. Derdim şu: Mısır’da MK ve muhalefet, ülkenin kaderini belirlemek için adeta ölümcül bir çatışmaya girmişler, ABD’nin ve uluslararası sermayenin derdiyse Mısır piyasası, yatırım alanları.\n
\nCan derdinde derken abartmıyorum. Anımsarsanız geçen çarşamba günkü yazımda “Bu darbeyi (Anayasa darbesini-EY) gerçekleştiren güçler, mümkün olan en yüksek hızla hareket etmeye, direnenleri, büyük bir önyargı ve şiddetle sindirmeye çalışacaklar” diye yazmıştım. Bu hafta gazeteler, Mursi’nin atadığı başsavcı Talat Abdallah’ın savcıları, başkanlık seçimlerinde aday olan muhalefet liderlerinden El Baraday, Amr Musa ve Hamdeen Sabbahi hakkında “ihanet suçundan yargılanmak üzere soruşturma açmak için yetkilendirdiğini” açıklıyorlardı. “İhanet” kavramının içeriğini de “rejimi devirmek için kışkırtmak” suçlaması oluşturuyor (Al Youm, AP, 27/12/2012). Türkçesi: Mursi rejimine karşı darbecilik. Tanıdık geldi değil mi? Örnek olmak esas böyle bir şey galiba. \n
\nMal derdinde olanlara gelince; “emperyalizme bağımlı devlet” modeli işimize yarayacaktır: Yerel egemenler ekonomiyi açık tuttukları, jeopolitik konularda uyum sağladıkları sürece, halkın desteğini alıyorlarsa seçimlerle yönetebilir. Halkın desteğini alamıyorlarsa çeşitli açık diktatörlük biçimleriyle de yönetebilirler, emperyalizm açısından fark etmez. Bu yaklaşım için iki örnek yetecek sanırım. \n
\nBirincisi, uluslararası mali sermayenin dergisi Forbes’te Bill Frezza 19 Aralık’ta yayımlanan yorumunda, “Şeriatı boş ver. Anayasa sosyalizmi getiriyor” diyordu. Frezza’nın kaygısı MK’nin “popülist” karakterinden kaynaklanıyor. Anayasadaki kimi maddeler (14,15, 17, 18, 27, 28, 58, 59, 62, 63, 65, 66, 67, 71) aslında sosyalizm anlamına geliyormuş. Sanırım bu kadar dikkatle okumak muhalefetin bile aklına gelmemiştir. Frezza, MK’nin, plandan, kalkınmadan söz etmesini ülkenin doğal kaynaklarını, ekonomik varlıklarının denetimini ele geçirmeye, yabancıların etkilerini kısıtlamaya ilişkin niyetler olarak okuyor. İç pazara dönük sosyal yardımlardan, devletin halka karşı sorumluluklarından söz etmek de sosyalizmin dik âlâsı oluyor. Bu yüzden Frezza’ya göre şeriatın geliyor olması sorun değil. “Mısır ekonomisi uluslararası sermayeye açık olacak mı” esas sorun bu. “Emperyalizme bağımlı devlet” modelini de bu oluşturuyor. \n
\nFrezza, MK yönetimini uyarırken Kirkpatrick, muhalefeti terbiye etmeye çalışıyor. Muhalefetin önde gelen isimlerinde Hamdeen Sabbahi için “Önce İslamcılarla savaştı, şimdi de serbest piyasayla savaşıyor” diyor. Şiir yazan, Mısır edebiyatını yakından bilen (bu arada saçları da yapılı demeyi unutmuyor) Sabbahi’nin çalışma odasının duvarında Nasır’ın ve Che’nin portreleri asılıymış, IMF paketine karşıymış. Geniş bir toplumsal tabanı olan Sabbahi’ye göre Batı’nın Ortodoks modellerini (neoliberalizm) izlemek gerekli değilmiş. Kirkpatrick, genel seçimlerde bu “anti-İslamist”(!) muhalefetin önemli kazanımlar elde etmesinden korkuyor. Kirkpatrick 25 Aralık’ta Sabbahi’yi hedef gösteriyor, 28 Aralık’ta Mısır’da başsavcı harekete geçiyor!
\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Colani’nin arabası
- Nevşin Mengü hakkında karar
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- Müge Anlı'nın eşine yeni görev