Her zaman söyleriz, bir etkinliği başlatması kolaydır da sürdürmek, hele gelenek haline dönüştürmek en zorudur. Gümüşlük Festivali bu yıl 10 yaşında. Gülsin Onay’ın tılsımı ve Eren Leventoğlu’nun enerjisiyle gelişerek bugünlere vardı. Arkalarında ne bir şirket, ne de devletten büyük bir destek vardı. Bağışlarla, gönüllü çalışanlarla ve Bodrumlu müzik dostlarıyla ayakta durdu. Gülsin Onay aracılığıyla nitelikli sanatçılar davet edildi. Dokuz yıl boyunca küçücük bir Ortodoks şapelinde, “Eklisia”da yapılan festival bu yıl 2500 kişilik antik taşocağına taşındı.
Bu arada festivale bağlı başka etkinlikler de eşzamanlı olarak yürütüldü. 2006’dan beri düzenlenen Gümüşlük Müzik Akademisi bugüne dek 300’ün üstünde sertifika vermiş. Piyano ustalık sınıflarında her yıl konsere gelen değerli piyanistler ders veriyor. İki yıldır Ahmed Adnan Saygun anısına bir piyano yarışması düzenleniyor. Festival piyano ağırlıklı olsa da bu yıl oda müziği, caz, gitar ve koro sanatçılarını da ağırlamakta. Festival yarın akşam Carlo Domeniconi & Derek Gripper dinletisiyle son buluyor. Bir de “Let’s Bodrum” duyurusuyla izleyicileri yüreklendirmişler. Hadi Bodrum’a, hadi festivale dercesine...

Turgutreis’te dört \tgünlük müzik şöleni

2005’te Aytaç Yalman Paşa’nın girişimiyle başlatılan D-Marin Turgutreis Marina’daki festival, her yıl biraz daha zenginleşerek 9. yılında, Doğuş Holding sponsorluğunda ve Yücel Canyaran’ın sanat yönetmenliğinde devam ediyor. Dört gün gibi kısacık bir zaman dilimi içinde yapılan yedi konserde dünyanın önde gelen şef ve solistleriyle genç Türk sanatçıları bir arada yer alıyorlar. Akşamüstü “Günbatımı” konserleri küçük bir alanda ama rüya gibi bir ortamda gerçekleşiyor. Gece konserleri ise binlerce kişiye varan izleyiciye sesleniyor.
Marinada kalan yabancı tekne sahipleri de adeta büyülenmiş oluyorlar. Türkiye’de bu denli ünlüleri bulmanın heyecanın yaşarken konserlerin üstün kalitesine övgüler yağdırıyorlar. Bu yıl 24-28 Ağustos arasında kimler yok ki: Açılışta dünyanın önde gelen sopranolarından Angela Gheorghiu ve genç tenor Teodor Ilincai, Ramon Tebor yönetimindeki CSO ile rengârenk bir program sunacaklar.
25’inde Maxim Vengerov, Rengim Gökmen yönetimindeki CSO ile Çaykovski’nin keman konçertosunu çalıyor. 27’sinde çellist Daniel Müller-Schott Amsterdam Sinfonietta’nın solisti. 28’indeki kapanış konseri de artık gelenekselleşen Fazıl Say, Gürer Aykal ve BİFO ile yapılıyor. Fazıl, Saint Saens’ın 2. piyano konçertosunu çalacak. Sonra Ney Konçertosu ve “Universe” senfonisi seslendirilecek. 28’i Günbatımı konserinde ise Leyla Gencer yarışmasını kazanıp bütün dünyada ün salan Mısırlı soprano Fatma Said’i dinlemek güzel bir sürpriz olacak.