Gülengül Altınsay

Bitti diyemedik

02 Kasım 2017 Perşembe

Artık işlerin o kadar kolay olmayacağı açıktı. Öyle ya Beşiktaş ilk üç maçında üç galibiyet almıştı. Rakipler karşılarında ciddi bir rakip olduğunun farkına varmışlardı. Daha dikkatli olacakları kesindi yani.
Beşiktaş bence en iyi kadrosuyla sahadaydı. Monaco ise ilk maça göre üç futbolcusunu değiştirerek çıkmıştı Beşiktaş’ın karşısına. Özellikle Falcao’nun olmaması bizim için şans gibi gözüküyordu. Daha sonra 25’te Lemar da sakatlanıp çıktı. Bu da bizim için şans gibi gözüküyordu.
Siyah - Beyazlılar yine iyi başladılar mücadeleye. Orta alanda Atiba-Oğuzhan- Tolgay üçlüsü yeniden paslı oyuna döndürmüştü takımı. Topu paslı ve hızlı kullandığımızda da etkili olduk zaten. Ve fakat topla ezici bir çoğunlukla oynamamıza rağmen bu da kaçar mı diyebileceğimiz bir pozisyon yoktu neredeyse. Gökhan’ın ilk yarının sonlarına doğru az farkla kaçan pozisyonu dışında. Tabii bir de Cenk’in ofsayt olduğu gerekçesiyle kesilen gollük pozisyonu var ki bence nizamiydi. Çıkarken kaybedilecek topların kaptırılmasıyla kalemizde tehlike yaşayacağımız aşikârdı. Devre böyle kapanacak derken hatayı Adriano yaptı. Üçüncü riskli çıkışında topu kaptırdık ve kalemizde golü de gördük. Dönen toplarda dikkatli olmamamızın cezasıydı bu.
İkinci yarıya da bıraktığımız yerden başladık. 53’te hızlı bir paslaşma Tolgay’ın olağanüstü pası penaltıyı getirdi. Penaltıyı yapan Jorge’nin sarı değil kırmızı kart görmesi gerekiyordu ama hakem bir hatalı karar daha verdi. Kartal 59’da Oğuzhan’ın başlattığı pozisyonda isabetli vurabilse öne de geçebilecektik. Ama geçemedik. Üstelik son 20 dakikaya girerken sanırım yorulduk ve Monaco’nun hücumlarını karşılamaya başladık. Bu arada sarı kartlı Tosic yerini Medel’e bıraktı. Ama takımın en iyilerinden Tolgay’ın yerine Mitrovic’in girmesi “Beraberliğe razıyım” demekti. Top savuşturmalar isabetsiz pasların yanı sıra beraberliğe razı olmayan Monaco’nun verdiği açıklardan galibiyet golünü bulmamız da an meselesiydi. Babel bomboş pozisyondaki iki arkadaşından birini görebilse o da olacaktı. Şenol Hoca son anda Atiba’yı çıkarıp Talisca’yı alarak riske girdi ve maçı galibiyetle bitirmek istedi. Az daha da oluyordu son dakikada Quaresma son vuruş becerisine sahip olsa. Uzatmalarda ise evdeki bulgurdan bile olabilirdik. Sonuçta saat itibarıyla “Bu iş bitti” diyemedik ama en azından yenilmedik.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Şimdi ders zamanı 5 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları