Gülengül Altınsay

Premier manzaralar

07 Mart 2019 Perşembe

Bir süreliğine Londra’dayım ve buradan Premier Lig maçı izlemeden dönemezdim. Sağ olsun Ziya Adnan geçen hafta çarşamba akşamı Arsenal- Bournemouth maçı için bilet ayarlayabildi bize. Yapmamız gereken stadın hemen dışında taraftar yardımlaşma derneğine gitmek, ismimizi söyleyip biletleri almaktı. Fakat işin o kadar basit olmadığını anlayacaktık. Gidince epey bekledik. Derken Almanı, Amerikalısı, Türkü toplam 7 kişi olduk. Deneyimli bir rehber eşliğinde stada yollandık. “Herhalde en yukarılarda bir yerden maçı izleyeceğiz” diyorduk ki yerimizin çok güzel olduğunu görünce neşemiz birden yerine geldi.

Anlaşılamamak
Nihayet maç zamanı. Sahaya çok yakınız, hem de teknik alanın hemen arkasındayız. Karşılaşma güzel başlıyor. Goller ardı ardına geliyor. Arsenal Teknik Direktörü Unai Emery ayrıca izlenmesi gereken şahsına münhasır bir kişi. Jöleli saçları, takım elbisesi, parlak ayakkabılarıyla, verdiği pozlarla sanki başrol oyuncusu gibi. Sürekli teknik alanı ihlal etmesi de cabası. Bizim Mesut da iyi gününde. Parmaklarının ucunda bale yapar gibi futbol oynuyor. Şu kesin; Mesut tarzı oyuncular oyunu güzelleştiriyor, sonucu doğrudan etkiliyor. Ne var ki böyle oyuncular “Koşmuyor, yeterince çaba göstermiyor” tarzı eleştiriler almaya da çok yatkınlar. Gerçi Mesut’un teknik direktörüyle yaşadığı sıkıntıların tek açıklaması bu değil. Onun da kişisel hataları çok var. Fakat fizik gücü yüksek, savaşkan oyuncular herkesin beğenisini hemen alırken takıma farklı şekilde katkı yapan teknik oyuncuların kolay anlaşılamadığı da bir gerçek. Çünkü takımı ve oyunu bütüncül görebilmek kolay değil.

Taraftar farkı
Bu arada Arsenal seyircisi bir kez daha kötü not aldı benden. 5-1 kazanılan maçta bile bu kadar ruhsuzluk fazla. Bir de kimse doğru dürüst maç izlemiyor. Sürekli hareket halindeler. Stada on dakika geç geliyorlar, on dakika önce çıkıyorlar, yemek yiyorlar. Önce söylendim durdum kendi kendime ama sonra dedim ki “Bana ne, Arsenal taraftarını da ben mi düzelteceğim”.
Ama her takımın taraftarı öyle değil. Mesela Newcastle taraftarı hiç öyle değil. Sizi zorla havaya sokarlar. Crystal Palace taraftarı da özellikle Beşiktaş taraftarına benzer. Hem hiç susmazlar hem de esprililerdir. Bir keresinde Arsenal karşısında yenik olmalarına rağmen suskun oturan Arsenal taraftarına “Sizin için de biz tezahürat yapalım mı” anlamında laf atmışlardı. Bu arada sevinerek öğrendim ki Fulham kulübü değişik ülkelerde gelen mülteci gençlere ve çocuklara futbol eğitimi veriyormuş. Takımlar kuruyor maçlar düzenliyormuş. Zaten bir kale arkasını konuk takım taraftarına ayıran ve tribüne gelen çocuklara taze meyva dağıtan bir kulüp Fulham. Yani tribün görüntüleri farklı farklı burada. Ama futbol öyle ya da böyle hayatın vazgeçilmez bir parçası olmaya devam ediyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Şimdi ders zamanı 5 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları