Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Transfer can simidi
Hızır gibi yetişti. Ara transfer dönemi açılınca stadyumlara kadar taşan terörü de futbolun birikmiş sorunlarını da bir kenara atabileceğimiz hakkında uzun uzun konuşabileceğimiz en sevdiğimiz konu dört ay sonra yine gündemde.
Transfer döneminin yıldızı ise Beşiktaş Kulübü. Sürekli bir sil baştan durumu var Siyah- Beyazlılarda.
Kısa süren “Feda” sezonunu hariç tutarsak o tüm izleme ekiplerine, teknik kadrosuna ve yönetimine rağmen menajerlerin son sözü söylediği bir kulüp görünümünde Beşiktaş. Ben kulübün içinde değilim. Ama bu kadar transfer trafiği başka nasıl izah edilir? Üstelik alınan oyuncuların çoğu Avrupa’da kendisine yer bulamayan, otuzunu geçmiş oyuncular olursa. Dahası yolun sonuna gelmiş oyuncularla üç yıllık sözleşmeler yapılırsa. Kiralık oyuncular fazlaysa.
Bitmeyen sorunlar
Böylesi bir sirkülasyonda takımda istikrar kurmak da olası değil. Şenol Güneş dört ayda bir yeniden takım kurmak zorunda kalıyor. Sosa ve Gomez’in yeri hâlâ doldurulamadı. Stoper sorunu ise Beşiktaş’ın değişmezi oldu.
Şimdi ara transferde arayışlar sürüyor. Sürüyor da daha önce yaz döneminde yapamadıklarınızı bu kısıtlı imkânlarda nasıl yapabileceksiniz? Üç ay sonra “Bunlar da olmadı” demek için mi? Sezon ortasında yapılan transferler baştan sorunlu olmaya aday. Çünkü zaten sorunlu oyuncular bu dönem ortalarda. Ya kadroya giremeyen ya disiplin sorunu olan oyuncular devre arası transfer piyasasına çıkıyor.
Günü kurtarmak
Son transfer forvete alınan Babel. Eto’o ile anlaşma sağlandı sağlanacak. Bir de stoper Mitrovic var.
Olcay, Quaresma, Kerim Frei, Talisca ve hatta Cenk Tosun sağ ve sol açık oynayabilecek oyuncular. Bir de Babel geldi şimdi. Ve bu kadro da yine bir Sosa yok. Bir Gomez de yok. Atiba’nın yedeği ise hiç yok. Bunun adı günü kurtarmak. Taraftarı bir süreliğine umutlandırmak. Oysa ki çok daha ucuz çok daha uzun vadeli çözümlerle; genç, istikbal vadeden oyuncularla istikrarlı bir takım oluşturma olasılığı vardı. Yine de var. Bakın “Feda” sezonunda zorunluluktan bu yönde yapılan birkaç şey bile Beşiktaş’ı ne kadar olumlu etkilemişti. Ve o etki azalsa da hâlâ sürüyor. Ama büyük takımların maliyeti düşük oyunculardan kurulması hele de transfer sirkülasyonunun az olması bu işten para kazananların hiç istemediği bir şey. Ve ne yazık ki hemen her kulüp ne kadar iyi niyetle işin başına geçse de ne kadar güzel güzel laflar etse de sonunda bu para tüccarlarının elinden kurtulamıyor. Sonuç; borç içinde kulüpler, Avrupa’nın beşinci pahalı ligi olmamıza rağmen futbolun kalitesinin de başarılarının da fakir olduğu bir futbol ortamı. Ne diyelim; herkese kolay gelsin... Bol transferler...
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Ankara Emek ve Demokrasi Güçleri eylem yaptı
- Cumhuriyet 100 yaşında! İyi ki Cumhuriyet var
- Şişli'de Hıdırellez çoşkuyla kutlandı
- Pes dedirten çağrı!
- Trafikte kahkahaya boğan kaza
- Ali Erbaş'ın makam aracı Meclis gündeminde!
- İmamoğlu Paris Belediye Başkanı Hidalgo'yu ziyaret etti
- Özel ile Kılıçdaroğlu ile Ahlatlıbel'de görüştü
- Türkiye tarihi davaya müdahil oldu!
- Aşı karşıtlarına kötü haber!
En Çok Okunan Haberler
- Mafya hesaplaşmasında öldürüldü, kışlada anıldı
- Genel Merkezde sürpriz isim
- Erdoğan'dan 'ihanet' açıklaması
- MHP'den 'Osman Kavala' çıkışı
- Doktorundan Türkan Şoray'a uyarı: 'Bahçede bile yürüme'
- 'İfademi eklememişler, isimleri açıklayacağım...'
- Özel'den 'yeni anayasa' resti
- AKP ‘aktör’ arıyor
- Bensu Soral'dan hayranlarını üzen haber
- Siyasette 'yumuşama' temasları