Beşiktaş’ın yeni transferlerini değerlendirmek için henüz erken ama en azından oynanan maçların ardından bazı şeyler de belirmedi değil.
TALİSCA: Benfica maçının ardından hemen herkes “Şenol Güneş Talisca’yı neden ilk on bire almadı” eleştirisi yaptı. Öyle ya sahaya çıkar çıkmaz takım daha çok pozisyona girmiş dahası son dakikada attığı golle de Beşiktaş Şampiyonlar Ligi’nde grubun en kuvvetli ekibinden bir puan almayı başarmıştı. Üstelik attığı frikik golü Talisca’nın ne kadar teknik bir futbolcu olduğunun göstergesiydi. Zaten Karabük maçında da Talisca teknik kapasitesini hemen kanıtlamıştı.
Ve fakat zaman daha iyi gösterecek ama Talisca atakta ne kadar varsa savunmada da o kadar yok gibi. Bu da Beşiktaş’ın zaten zayıf olan savunma yapısı düşünüldüğünde önemli bir eksiklik. İkinci yarı oyunu kendi alanında karşılayan Benfica karşısında Talisca teknik becerilerini gösterme şansı buldu. Ancak baskı yapan ve tempoyu yükselten takımlara karşı ne yapar ileride göreceğiz.
GÖKHAN İNLER: Onu Karabük maçında çok beğenmiştim. Ancak ikinci yarıda iki metreden topa ayağını uzatacak gücü kalmamıştı. Bu kondisyon eksikliği yaşından mı, yoksa maç eksiğinden mi onu da ilerleyen günlerde göreceğiz. Benfica maçında ise tersi oldu; ilk yarıda ağır kalmasına karşın ikinci yarı o da kendisine oynama alanı buldu.
ADRIANO: Neden Barcelona’da oynadığı çok çabuk anlaşılıyor. Hem sağ bekte hem orta alanın sağında hatta başka yerlerde de rahatça oynayabilen çok kaliteli bir oyuncu. Hiçbir hareketi boşuna değil. Onun da tek sorunu yaşı. Yani çabuk yorulması.
ABOUBAKAR: Yeni santrafor konusunda bir fikir edinemedim doğrusu. Bir kere ağır kalıyor. Ayrıca kiralama parasının transfer parası gibi çok yüksek olması “Bu kadar paraya değer miydi” sorusunu akla getiriyor hemen. Yine de beklemek lazım.
G.GÖNÜL ve CANER: Savunmanın iki kanadına alınan Gökhan Gönül ve Caner’i görünce keşke çok daha önce alınsalarmış demeden edemiyor insan. Özellikle Gökhan Gönül bizde modern beke ilk örnek olmuştu hep. Bir ara Türkiye’nin en iyi oyuncusuydu. Hâlâ atağa katkıları üst düzey. Ama yine karşımıza yorulma problemi çıkıyor.
FABRI: Şu açık; Beşiktaş’ın her maçta kalesini koruyacak ve maç içinde inişler çıkışlar göstermeyecek bir kaleciye ihtiyacı var. Fabri de Karabük maçında sergilediği performansla bu özelliklere sahip olduğunu gösterdi. Tolga’nın ise Benfica maçında yenen golde hatası vardı. Ama Quaresma’nın ikramı yüzde yüzlük gollük pozisyonu önleyerek de maçın dönmesini sağladı.
SONUÇ: Beşiktaş’ın yeni oyuncularının hepsinin olumlu özellikleri var ama takıma oturmaları belli ki zaman alacak. Daha önemlisi çoğu kiralık. Bu da her sezon sonunda yeniden transfer yeniden takımı düzenlemek demek. Böyle hem para kaybediliyor hem de istikrar sağlanamıyor.
Beşiktaş, Süper Lig’e de Şampiyonlar Ligi’ne de iyi başladı ama transferlerde durum bu.