Cumhuriyet ve Demokrasi

31 Ekim 2012 Çarşamba

\n

Cumhuriyet ile demokrasi arasındaki ilişki yılların tartışmasıdır. Kaba saba görüşlerin bu tartışmaya egemen olduğu da cümlenin malumudur. Efendim Cumhuriyet demokrasi demek değildir. Neden? İşte bak İngilterede meşruti monarşi var, ama demokrasidir, işte bak, İranda teokratik bir cumhuriyet var, işte bak şu NATOnun bombalayıp demokrasi getirdiğiLibya cumhuriyet değil miydi?

\n

Bana sorarsanız değildi efendim.

\n

Demagojinin zirveye çıktığı bir tartışmadır bu tartışma.

\n

***

\n

Neden öyledir, neden değildir, gelin bir bakalım. Cumhuriyet aydınlanmanın ürünüdür. Halk yönetimi demektir. Cumhurun etkin olduğu, mümkün olan yöntemlerle kendini, kurduğu sistemi idare edebilmesi demektir. Cumhuriyetin aydınlanmadan uzaklaşarak kendini var etmesi mümkün değildir. Eğer bir ülkede teokratik bir yönetim kurulmuşsa, adına istediği kadar cumhuriyet desin cumhuriyet olmaz. Ya da bir şekilde seçimi kazanmış, halkın oyunu almış Hitler örneğine bakalım; Almanyada demokrasinin de cumhuriyetin de sonudur Hitler diktatörlüğü. Kısacası diktatörlük ve cumhuriyet birbiriyle uzlaşabilen sistemler değildir. Cumhuriyet yani cumhurun yönetimi ancak demokrasi ile tanımlanabilir. Teorik çerçeve böyledir.

\n

Anlaştık mı?

\n

Demagojide ısrar etmeyeceksek anlaşmış olmalıyız.

\n

***

\n

Türkiye Cumhuriyetinin demokrasi ile ilişkisini konu edinen tartışmalarda Kemalist cumhuriyetin bir diktatörlük olduğunu sık sık yineleyerek Demokrasi bunun neresinde diye soranlara iki gerçeğin altını çizerek yanıt vermek gereklidir...

\n

Birincisi savaşın en olumsuz koşullarda seçilmiş meclislerle yürütüldüğü gerçeğine gözleri kapatmamak, ikincisi aydınlanma fikirleriyle kendisini var eden cumhuriyet devriminden sonra kadınlarla genişletilen seçme seçilme hakkı, laiklik gibi cumhuriyeti ilerleten adımları görebilmektir. Aydınlanma fikrine dayanan cumhuriyetin tıkanması, sol örgütlere, sendikalara konan yasaklar, Halkevlerinin, Köy Enstitülerinin kapatılması gibi gerilemelerle, CHPnin, DPnin iktidarlarını mutlaklaştırma girişimleriyle, darbelerle oldu. Bugün de öyle bir tıkanmayla karşıyayız.

\n

***

\n

Cumhuriyet ancak ileriye doğru geliştirilebilir. İlerletilebilmesi, cumhurun söz hakkının, yönetime daha etkin katılabilmesinin olanaklarının artırılması ile olur. Cumhuriyet demokratikleşme ile kendisinde var olan, kendisinde mündemiç olan hedefleri geliştirir. Demokrasi ile cumhuriyet arasındaki ilişki, birbirine yabancı kavramların ilişkisi değildir, birbirini içeren, zenginleştiren, bütünleyen kavramların iç içeliğidir.

\n

***

\n

Gelin biraz daha anlamaya, derinleştirmeye çalışalım bu ilişkiyi. Cumhuriyeti ve demokrasiyi, pek de temsili olmayan temsili demokrasiden, halkın yönetime katılımına, oradan halkın daha etkin araçlarla ülkeyi yönetmesine doğru ilerleyen bir doğrultuda geliştirmenin izindeysek, sistem üzerinde de biraz durmamız gereklidir.

\n

Cumhuriyet de, demokrasi de, halkın katılımının önündeki en büyük engelden, sömürüden, eşitsizliği sürekli üreten, toplumsal gelişmeyi önleyen piyasacı sistemden kurtulmazsa bir yerde tıkanacaktır. Ve nihayet cumhuriyet ve demokrasi dediğimiz zaman bir devletten söz ettiğimizi de unutmak olmaz herhalde.

\n

Anlaştık mı?

\n

Biliyorum anlaşamadık.

\n

Olsun, günün birinde anlaşacağımızdan eminim.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları