Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Gazeteciliğin Tanımı Değişmedi, Değişmeyecek
Gerçeklerden kaçan gazete, gazeteci olur mu? Olmaz aslında, ama Türkiye’de oluyor! Gazeteciliğin tanımı çok karmaşık değildir. Halkın haber alma, olup biteni öğrenme hakkı vardır; gazete, gazeteci de halka haberi, olup biteni duyurma, iletme görevini üstlenmiştir. Gazeteler ve gazeteciler gerçeği yazmak zorundadırlar. Haberi gizleyenlere bu nedenle gazeteci demek olanaklı değildir. Gazetelerin, gazetecilerin kendilerine özgü yayın çizgileri, dünya görüşleri kuşkusuz olabilir, olaylara bakış, olup biteni yorumlama tarzları farklılıklar gösterebilir, ancak hiçbir koşulda gerçeği eğip bükme, gizleme, orasından burasından çekiştirip deforme etme hakları yoktur.
Somut konuşalım; Türkiye, gittikçe derinleşen bir ekonomik kriz içinde. Hiç kimsenin saklayamayacağı bu krizin çarpıcı belirtisi ise Amerikan Doları karşısında TL’nin hızla ve büyük ölçüde değer yitirmesi oldu. Gazeteler bunalımı da, bunalımın bu somut göstergesini de halktan gizleme hakkına sahip değildirler. Peki Türkiye’de medya bu olaya, bu tüm halkı, ekonominin tüm öznelerini yakından ilgilendiren habere, gerçeğe nasıl yaklaştı.
Artık bir sır değildir ya da söylemek, dile getirmek ideolojik bir yaklaşım sayılamaz; Türkiye’de medya büyük ölçüde iktidar yanlısıdır, haberleri seçerken, verirken, yorumlarken “hükümetin çıkarları” ölçeği ile vermekte, gizlemekte, saptırmaktadır. Krizle ilgili haberlerde de böyle oldu. İktidar yanlısı, medya toplamının neredeyse yüzde 90’ını oluşturan gazete, radyo, TV kanalı önce krizi ve TL’nin olağanüstü, her yerde manşet olması gereken, değer kaybını görmedi, sakladı, gizledi, ikinci aşamada kaçınılmaz olarak hükümet yetkililerinin konu ile ilgili açıklamaları nedeniyle ve onlarla sınırlı kalmak koşuluyla maniple ederek “görmeye” başladı.
Türkiye’de gazetecilik bir kere daha öldü. Medyayı onurla, gururla temsil görevi de birkaç gazetenin, zorlukla yayın yapan bir iki TV kanalının oldu.
Cumhuriyet’te Kemal Göktaş durumu şu cümlelerle özetledi: “Medya, döviz kurlarındaki korkunç yükselişi bile distopyalara özgü bir karartmayla görmezden geldi. Bu krizde de iktidar ve medyası, bütün farklı görüşleri ‘düşman’ kategorisinde etiketledi.”
Yakın zamanda ilginç bir satışla el değiştiren Hürriyet gazetesinin Washington temsilcisi Cansu Çamlıbel’in Türkiye - ABD ilişkilerini ele alan, pazarlıkları anlatan yazısı gazetede yer bulamadı, internet sitesinden de hızla kaldırıldı. Reuters, doğru dürüst haber yapması gereken medyanın halini haber yaptı. Örtme, gizleme, çarpıtma çabalarına daha pek çok örnek verilebilir. Kimi zaman haber saklama, haberi tümüyle tersine çevirme gibi komikliklere de dönüştü. “TL karşısında doların zor durumda olduğunu” ciddi ciddi yazanlara, söyleyenlere bile rastladık.
Medyada ne yazık ki, ilginç, çarpıcı manşet, başlık peşinde koşma alışkanlığı, gerçek habercilik yapmakta ısrarlı gazete ve TV kanallarını, sosyal medyayı da etkiledi. Bü türden bir çarpıtma demeyelim ama yanlış algılama Korkut Boratav Hoca’nın bir açıklamasının başına geldi. Hükümetin önünde tek bir yol kaldığını, onun da hükümet açısından bile krizi çözmeye yetmeyeceğini açıklayan, krizin yükünün halka bindirilmek istendiğini belirten, çözüm yolu olarak da radikal adımlar atılması gerektiğini söyleyen Boratav’ın açıklaması, “Boratav çıkış yolu olarak IMF’yi önerdi” şeklinde servis edildi. Kimi değerli gazeteciler de “Kokut Hoca hiç böyle bir laf eder mi?” diye sorgulamadan kullanmaktan kendilerini alamadılar. Bu türden yanlış algılamalar ve çarpıcı manşet, başlık ararken ortaya çıkabilecek yanlış bilgi verme talihsizlikleri de umarız artık geride kalacaktır.
Gerçekleri duyurma, halkın haber alma hakkının gereklerini yerine getirme görevi Türkiye’de başka tür bir gazeteciliği egemen kılmak isteyenlere rağmen yerine getirilecektir. Gazeteciliğin tanımı değişmedi, değişmeyecektir.
Okurlardan kısa kısa
‘La Guerre’ değil midir?
11.08.2018 Cumhuriyet’te sayfa 7 “Karikatür Basından Kovulmadan Önce” başlıklı, David Low’la ilgili yazının ilk karesinde “....David Low, Fransızca basılan C’EST LE GUERRE adlı kitabını imzalıyor” diye yazılmıştır. GUERRE kelimesi dişidir, eğer özellikle burada erkek olarak kullanılmamışsa yanlış yazılmıştır. Saygılarımla... İlter K. Akbuğ
Kurallar esneyebilir
Okurlardan sayın Tarık Konal, “Tek seslemli (hece) bir sözcükte, sonda iki ünsüz varsa (art, üst, ast gibi), bu sözcüklere getirilecek ek, o sözcüğün son ünsüzüyle özdeşse, sözcükteki son ünsüz düşer. Ses düşmesi kuralı gereği sözcüğümüz ‘ar-tır’ biçimine girer” demiş. “Etmek” eylemi için bu kural uygulanırsa, “etirmek” ne denli kulak tırmalayıcı olur, değil mi?Kurallar, esemeye uygun olmalıdır. Esenlikle. Şükrü Kır
Yazı karakterleri
Bazı yazı karakteri iyi, net, bazıları ise çok çok kötü, okunmasın diye mi tertip ediliyor şaşmak lazım. Bu yaz döneminde internetten okumak istiyorum, büyütmek daha kötü oluyor. Değeri sıfır olan gazetelerin mükemmel bir baskısı var, çok yazık... G. Erkmen
E-posta bilgileriniz
Öncelikle ne Cumhuriyet Gazetesi’nde ne de Cumhuriyet Portal’da muhabir ve editörlerin e-posta bilgileri bulunmuyor. Bu nedenle bu e-postayı Güray Öz ve Cumhuriyet Portal editörlüğü aracılığı ile iletmek durumunda kaldım.
10 Ağustos 2018 Cuma Cumhuriyet Gazetesi ve -internet bilgisi beni yanıltmıyorsa- Cumhuriyet Portal’daki haberin manşetleri farklı. Cumhuriyet Portal’daki haberinin manşeti “Yeni MYK Kimler Olacak?” şeklinde. Manşetin doğrusu “Yeni MYK Kimlerden Oluşacak?” şeklinde olmalı idi çünkü bir kurul gerçek kişilerden oluşur ama tüzelkişiliğe sahiptir. Bu nedenle kişileştirilemez. İyi çalışmalar... Saba Senem Turgut
E-gazeteye ulaşamıyorum
Cumhuriyet e-gazete abonesiyim. Ancak uygulama otomatik olarak güncellendikten sonra son 1 haftadır çalışmıyor, gazeteyi okuyamıyorum. Kaldırıp tekrar kurdum ancak değişen bir şey yok. Yardımcı olursanız sevinirim. Çalıştığı esnada da maalesef çok kullanışsız, kötü bir uygulamaydı. Gazeteyi kâğıttan okumayı severim ve hâlâ bayiden alıyorum. Destek olmak ve bazen de tabletten okumak için abone de oldum. Ancak android uygulaması büyük hayal kırıklığı yarattı bende. Bu kadar başarısız bir uygulama Cumhuriyet’e yakışmamış. Sorunun halledilmesi dileğimle. Teşekkürler. İyi çalışmalar... Mahmut Öztürk
Devrik cümle haber diline yakışmaz
AB’den Trump’a isyan bayrağı: İran krizi büyüyor başlıklı haberi okudum. Haber metni tamamen devrik cümlelerden oluşuyor. Bir tane bile kurallı cümleye rastlamak mümkün değil. Haberin bütünüyle çeviriden ibaret olduğu anlaşılıyor ancak Türkçenin cümle kurallarına uyabilecek seviyede çeviri yapılmasını Cumhuriyet Gazetesi’nden beklemek hakkımızdır diye düşünüyorum. Haber, okumak istemeyeceğiniz kadar kötü devrik cümlelerle kaleme alınmış. Diplomasi muhabirlerinin İngilizceye aşina oldukları kadar Türkçeye de vakıf olmaları gerekir. Daha düzgün ve kurallı bir diplomasi haberciliği umuduyla... Kolaylıklar dilerim. Volkan Atuk
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
En Çok Okunan Haberler
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- Suriye’de şeriatın sesleri!
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'
- Hamaney 'Suriye' sessizliğini bozdu!