Gazeteciliğin Tanımı Değişmedi, Değişmeyecek

Gazeteciliğin Tanımı Değişmedi, Değişmeyecek

13.08.2018 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Gerçeklerden kaçan gazete, gazeteci olur mu? Olmaz aslında, ama Türkiye’de oluyor! Gazeteciliğin tanımı çok karmaşık değildir. Halkın haber alma, olup biteni öğrenme hakkı vardır; gazete, gazeteci de halka haberi, olup biteni duyurma, iletme görevini üstlenmiştir. Gazeteler ve gazeteciler gerçeği yazmak zorundadırlar. Haberi gizleyenlere bu nedenle gazeteci demek olanaklı değildir. Gazetelerin, gazetecilerin kendilerine özgü yayın çizgileri, dünya görüşleri kuşkusuz olabilir, olaylara bakış, olup biteni yorumlama tarzları farklılıklar gösterebilir, ancak hiçbir koşulda gerçeği eğip bükme, gizleme, orasından burasından çekiştirip deforme etme hakları yoktur.
Somut konuşalım; Türkiye, gittikçe derinleşen bir ekonomik kriz içinde. Hiç kimsenin saklayamayacağı bu krizin çarpıcı belirtisi ise Amerikan Doları karşısında TL’nin hızla ve büyük ölçüde değer yitirmesi oldu. Gazeteler bunalımı da, bunalımın bu somut göstergesini de halktan gizleme hakkına sahip değildirler. Peki Türkiye’de medya bu olaya, bu tüm halkı, ekonominin tüm öznelerini yakından ilgilendiren habere, gerçeğe nasıl yaklaştı.
Artık bir sır değildir ya da söylemek, dile getirmek ideolojik bir yaklaşım sayılamaz; Türkiye’de medya büyük ölçüde iktidar yanlısıdır, haberleri seçerken, verirken, yorumlarken “hükümetin çıkarları” ölçeği ile vermekte, gizlemekte, saptırmaktadır. Krizle ilgili haberlerde de böyle oldu. İktidar yanlısı, medya toplamının neredeyse yüzde 90’ını oluşturan gazete, radyo, TV kanalı önce krizi ve TL’nin olağanüstü, her yerde manşet olması gereken, değer kaybını görmedi, sakladı, gizledi, ikinci aşamada kaçınılmaz olarak hükümet yetkililerinin konu ile ilgili açıklamaları nedeniyle ve onlarla sınırlı kalmak koşuluyla maniple ederek “görmeye” başladı.
Türkiye’de gazetecilik bir kere daha öldü. Medyayı onurla, gururla temsil görevi de birkaç gazetenin, zorlukla yayın yapan bir iki TV kanalının oldu.
Cumhuriyet’te Kemal Göktaş durumu şu cümlelerle özetledi: “Medya, döviz kurlarındaki korkunç yükselişi bile distopyalara özgü bir karartmayla görmezden geldi. Bu krizde de iktidar ve medyası, bütün farklı görüşleri ‘düşman’ kategorisinde etiketledi.”
Yakın zamanda ilginç bir satışla el değiştiren Hürriyet gazetesinin Washington temsilcisi Cansu Çamlıbel’in Türkiye - ABD ilişkilerini ele alan, pazarlıkları anlatan yazısı gazetede yer bulamadı, internet sitesinden de hızla kaldırıldı. Reuters, doğru dürüst haber yapması gereken medyanın halini haber yaptı. Örtme, gizleme, çarpıtma çabalarına daha pek çok örnek verilebilir. Kimi zaman haber saklama, haberi tümüyle tersine çevirme gibi komikliklere de dönüştü. “TL karşısında doların zor durumda olduğunu” ciddi ciddi yazanlara, söyleyenlere bile rastladık.
Medyada ne yazık ki, ilginç, çarpıcı manşet, başlık peşinde koşma alışkanlığı, gerçek habercilik yapmakta ısrarlı gazete ve TV kanallarını, sosyal medyayı da etkiledi. Bü türden bir çarpıtma demeyelim ama yanlış algılama Korkut Boratav Hoca’nın bir açıklamasının başına geldi. Hükümetin önünde tek bir yol kaldığını, onun da hükümet açısından bile krizi çözmeye yetmeyeceğini açıklayan, krizin yükünün halka bindirilmek istendiğini belirten, çözüm yolu olarak da radikal adımlar atılması gerektiğini söyleyen Boratav’ın açıklaması, “Boratav çıkış yolu olarak IMF’yi önerdi” şeklinde servis edildi. Kimi değerli gazeteciler de “Kokut Hoca hiç böyle bir laf eder mi?” diye sorgulamadan kullanmaktan kendilerini alamadılar. Bu türden yanlış algılamalar ve çarpıcı manşet, başlık ararken ortaya çıkabilecek yanlış bilgi verme talihsizlikleri de umarız artık geride kalacaktır.
Gerçekleri duyurma, halkın haber alma hakkının gereklerini yerine getirme görevi Türkiye’de başka tür bir gazeteciliği egemen kılmak isteyenlere rağmen yerine getirilecektir. Gazeteciliğin tanımı değişmedi, değişmeyecektir.

Okurlardan kısa kısa
‘La Guerre’ değil midir?
11.08.2018 Cumhuriyet’te sayfa 7 “Karikatür Basından Kovulmadan Önce” başlıklı, David Low’la ilgili yazının ilk karesinde “....David Low, Fransızca basılan C’EST LE GUERRE adlı kitabını imzalıyor” diye yazılmıştır. GUERRE kelimesi dişidir, eğer özellikle burada erkek olarak kullanılmamışsa yanlış yazılmıştır. Saygılarımla... İlter K. Akbuğ

Kurallar esneyebilir
Okurlardan sayın Tarık Konal, Tek seslemli (hece) bir sözcükte, sonda iki ünsüz varsa (art, üst, ast gibi), bu sözcüklere getirilecek ek, o sözcüğün son ünsüzüyle özdeşse, sözcükteki son ünsüz düşer. Ses düşmesi kuralı gereği sözcüğümüz ‘ar-tır’ biçimine girer” demiş. “Etmek” eylemi için bu kural uygulanırsa, “etirmek” ne denli kulak tırmalayıcı olur, değil mi?
Kurallar, esemeye uygun olmalıdır. Esenlikle. Şükrü Kır

Yazı karakterleri
Bazı yazı karakteri iyi, net, bazıları ise çok çok kötü, okunmasın diye mi tertip ediliyor şaşmak lazım. Bu yaz döneminde internetten okumak istiyorum, büyütmek daha kötü oluyor. Değeri sıfır olan gazetelerin mükemmel bir baskısı var, çok yazık... G. Erkmen

E-posta bilgileriniz
Öncelikle ne Cumhuriyet Gazetesi’nde ne de Cumhuriyet Portal’da muhabir ve editörlerin e-posta bilgileri bulunmuyor. Bu nedenle bu e-postayı Güray Öz ve Cumhuriyet Portal editörlüğü aracılığı ile iletmek durumunda kaldım.
10 Ağustos 2018 Cuma Cumhuriyet Gazetesi ve -internet bilgisi beni yanıltmıyorsa- Cumhuriyet Portal’daki haberin manşetleri farklı. Cumhuriyet Portal’daki haberinin manşeti “Yeni MYK Kimler Olacak?” şeklinde. Manşetin doğrusu “Yeni MYK Kimlerden Oluşacak?” şeklinde olmalı idi çünkü bir kurul gerçek kişilerden oluşur ama tüzelkişiliğe sahiptir. Bu nedenle kişileştirilemez. İyi çalışmalar... Saba Senem Turgut

E-gazeteye ulaşamıyorum
Cumhuriyet e-gazete abonesiyim. Ancak uygulama otomatik olarak güncellendikten sonra son 1 haftadır çalışmıyor, gazeteyi okuyamıyorum. Kaldırıp tekrar kurdum ancak değişen bir şey yok. Yardımcı olursanız sevinirim. Çalıştığı esnada da maalesef çok kullanışsız, kötü bir uygulamaydı. Gazeteyi kâğıttan okumayı severim ve hâlâ bayiden alıyorum. Destek olmak ve bazen de tabletten okumak için abone de oldum. Ancak android uygulaması büyük hayal kırıklığı yarattı bende. Bu kadar başarısız bir uygulama Cumhuriyet’e yakışmamış. Sorunun halledilmesi dileğimle. Teşekkürler. İyi çalışmalar... Mahmut Öztürk

Devrik cümle haber diline yakışmaz
AB’den Trump’a isyan bayrağı: İran krizi büyüyor başlıklı haberi okudum. Haber metni tamamen devrik cümlelerden oluşuyor. Bir tane bile kurallı cümleye rastlamak mümkün değil. Haberin bütünüyle çeviriden ibaret olduğu anlaşılıyor ancak Türkçenin cümle kurallarına uyabilecek seviyede çeviri yapılmasını Cumhuriyet Gazetesi’nden beklemek hakkımızdır diye düşünüyorum. Haber, okumak istemeyeceğiniz kadar kötü devrik cümlelerle kaleme alınmış. Diplomasi muhabirlerinin İngilizceye aşina oldukları kadar Türkçeye de vakıf olmaları gerekir. Daha düzgün ve kurallı bir diplomasi haberciliği umuduyla... Kolaylıklar dilerim. Volkan Atuk    

Yazarın Son Yazıları

Sondan Bir Önceki

Sondan Bir Önceki

Devamını Oku
07.09.2018
İdeolojinin Ekonomiyle Dansı

İdeolojinin Ekonomiyle Dansı

Devamını Oku
05.09.2018
Gazetelere Döviz Darbesi

Gazetelere Döviz Darbesi

Devamını Oku
03.09.2018
Dişleri Sökülmüş Eleştiri

Dişleri Sökülmüş Eleştiri

Devamını Oku
02.09.2018
Hava Tükenmeden

Hava Tükenmeden

Devamını Oku
31.08.2018
Burjuvazi Mon Amour!

Burjuvazi Mon Amour!

Devamını Oku
29.08.2018
Haftanın Dökümü

Haftanın Dökümü

Devamını Oku
27.08.2018
Hep Biz mi Ödeyeceğiz?

Hep Biz mi Ödeyeceğiz?

Devamını Oku
26.08.2018
Unutma Yarın Cumartesi

Unutma Yarın Cumartesi

Devamını Oku
24.08.2018
Geleceği Kurtarmak (22.08.2018)

Geleceği Kurtarmak

Devamını Oku
22.08.2018
Büyük Sorunumuz: İşsizlik

Büyük Sorunumuz: İşsizlik

Devamını Oku
20.08.2018
Umutsuzluğun Düşmanı Samir Amin

Umutsuzluğun Düşmanı Samir Amin

Devamını Oku
19.08.2018
Gazetecilik ölüyor mu?

Gazetecilik ölüyor mu?

Devamını Oku
17.08.2018
Kim Kriz İster?

Kim Kriz İster?

Devamını Oku
15.08.2018
Gazeteciliğin Tanımı Değişmedi, Değişmeyecek

Gazeteciliğin Tanımı Değişmedi, Değişmeyecek

Devamını Oku
13.08.2018
Krizin İki Cephesi

Krizin İki Cephesi

Devamını Oku
12.08.2018
Zamanıdır Yeni Bir Aşkın

Zamanıdır Yeni Bir Aşkın

Devamını Oku
10.08.2018
Kriz İçinde Kriz

Kriz İçinde Kriz

Devamını Oku
08.08.2018
Gazetecinin İşi

Gazetecinin İşi

Devamını Oku
06.08.2018
Katı Olan Her Şey...

Katı Olan Her Şey...

Devamını Oku
05.08.2018
Necdet Bulut Olsa Ne Derdi?

Necdet Bulut Olsa Ne Derdi?

Devamını Oku
03.08.2018
Quo Vadis Kardeşler?

Quo Vadis Kardeşler?

Devamını Oku
01.08.2018
Hayvan Haklarına Ne Oldu?

Hayvan Haklarına Ne Oldu?

Devamını Oku
30.07.2018
Ben Gelmem!

Ben Gelmem!

Devamını Oku
29.07.2018
‘Dönülmez Akşamın Ufkundayız...’

‘Dönülmez Akşamın Ufkundayız...’

Devamını Oku
27.07.2018
Platon’un Devlet’ini Okurken

Platon’un Devlet’ini Okurken

Devamını Oku
25.07.2018
Otoriter ‘Demokrasinin’ HALLERİ

Otoriter ‘Demokrasinin’ HALLERİ

Devamını Oku
23.07.2018
Uçardık Gökyüzüne Doğru

Uçardık Gökyüzüne Doğru

Devamını Oku
22.07.2018
Açıkları Kim Kapatacak ya da Meclis’in İşlevi

Açıkları Kim Kapatacak ya da Meclis’in İşlevi

Devamını Oku
20.07.2018
Rejim Değişti Devlet Dönüşüyor

Rejim Değişti Devlet Dönüşüyor

Devamını Oku
18.07.2018
OHAL Gidiyor mu? AİHS 15. Madde Kısıtları Kalkıyor

OHAL Gidiyor mu? AİHS 15. Madde Kısıtları Kalkıyor

Devamını Oku
16.07.2018
Muhafazakârlık

Muhafazakârlık

Devamını Oku
15.07.2018
Benzetmeler Topaldır, Bu Ölü...

Benzetmeler Topaldır, Bu Ölü...

Devamını Oku
13.07.2018
Ne Oldu, Ne Olacak?

Ne Oldu, Ne Olacak?

Devamını Oku
11.07.2018
Medyanın Zor Günleri

Medyanın Zor Günleri

Devamını Oku
09.07.2018
Kana Rengini Veren Nedir?

Kana Rengini Veren Nedir?

Devamını Oku
08.07.2018
Bir Başka Açıdan

Bir Başka Açıdan

Devamını Oku
06.07.2018
Daron Acemoğlu Ne Diyor?

Daron Acemoğlu Ne Diyor?

Devamını Oku
04.07.2018
‘Gazetecilik Suç Değildir’ ve Gazetecinin Suçları

‘Gazetecilik Suç Değildir’ ve Gazetecinin Suçları

Devamını Oku
02.07.2018
‘Dur Bakalım Ne Olacak?’ (01.07.2018)

‘Dur Bakalım Ne Olacak?’

Devamını Oku
01.07.2018