Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Zweig'ın Son Günleri
Alacakaranlık şafağa değil geceye dönüşüyor usulca. Farkı anlayamıyoruz. Gözlerimizi kısarak karanlıkta üstümüze doğru gelen “şey”in ne olduğunu seçmeye çalışıyoruz, ama galiba boşunadır. Boşunadır, çünkü yalanın, demagojinin iyi niyetle, saflıkla karıştığı zamanlardayız. Kendi doğrularımızı hırslarımızla, kariyer hesaplarımızla öylesine bütünleştirmişiz ki, gerçek artık yanımıza bile yaklaşamıyor.
\n***
\nStefan Zweig, ülkesi Hitler’in pençesine düştükten sonra oradan oraya savrulduğu sürgün yıllarında derin bir umutsuzluğa, ölüme doğru yol alan bir yeise düşmüş, kendisi ve Lotte’si için değil, tüm dünya için derin kaygılara kapılmıştı. Son durağı Brezilya’da taşındığı evde yanında getirebildiği, artık iki küçük rafa sığan kitaplarını yerleştirirken, bu kitapları yazan ve çoğu arkadaşı olan yazarların oradan oraya savrulduklarını, artık bir daha hikâyeler, romanlar yazamayacaklarını düşünüyordu.
\nStefan Zweig’ın bu acı günlerini resmeden Laurent Seksik’in şu cümleleri, alacakaranlıktan geceye geçtiğimiz şu günlerde pek çoğumuz için belki de yaşadığımız hikâyenin bir benzeridir: “Şu zamanda kim bir romana girişebilir, yazılmakta olanından daha güçlü ve dramatik bir yapı kurabilirdi ki? Hitler eşi benzeri olmayan milyonlarca trajedinin yazarıydı. Edebiyat, ustasını bulmuştu.” (Stefan Zwieg’ın Son Günleri, Can Yayınları)
\n***
\nŞimdi de öyledir. Son zamanlarda sık sık ülkemizi ziyaret eden ABD’li politikacılar da yazdıkları trajedileri bize pazarlarken, aynı sırıtkanlıkla, aynı yalanlarla karşımıza çıkıyorlar. İnsan hakları dedikleri yerde insanların aç kalmasından başka bir işe yaramayan ablukalarıyla, demokrasi dedikleri yerde gericiliğe zafer kapılarına açan darbe planlarıyla karşımızdalar hep. Üstelik bunu, saflığımıza güvendikleri için olsa gerek, çok da gizlemek gereğini duymuyorlar. Hillary de gizlemedi.
\nBasın toplantısında kendisinden daha acar müttefikini, yani bizimkileri nasıl frenlediğini anlatır, nihai amacını pek güzel cümlelerle süslerken, salonu dolduran gazeteciler vakanüvistlere, zabıt kâtiplerine benziyorlardı. Kimseye soru sorma hakkı verilmedi. Yok hayır haklarını yemeyelim; iki seçkin ya da “seçme” gazeteciye verdiler. Bekledikleri sorulara saf insanların bekledikleri yanıtları ellerindeki kâğıtlardan okudular. Salonu terk ederlerken beşuş çehresiyle Hillary, geçkin yaşının güzelliğiyle mağrurdu.
\nBizse öfkeliydik biraz.
\nO gittikten sonra PKK bir milletvekilini kaçırdı. Halep’te umdukları zaferi kazanamayan El Kaideciler ve diğerleri geri çekilirken daha çok para, daha çok silah istediler. Gece külahlı gündüz silahlı, hırçın ve yoksul mülteciler birbirine girdi. Zengin muhalifler ise çoktan Avrupa’ya kapağı attılar, ikbale çağrılacakları günü bekliyorlar. Ne olduğunu anlamıyoruz artık. “Arap Baharı”nı daha çok Sorosvari renkli devrimlere benzeten, yalanlarla süslü hikâyelerin doğrusunu anlatmaya gayret eden Kenan Çamurcu’nun BirGün gazetesinde Serbay Mansuroğlu’na söylediği gibi “Aklı başında herkes başından beri Türkiye’nin Suriye’de ne yapmak istediğini soruyor. Bu sorunun cevabı yoktur”. Belki de vardır. Belki de kurdukları dünyanın çürüklüğünü itiraf etmemek için direnen, hırsla iç içe geçmiş bönlüğün bedelini ödetiyorlardır bize.
\n***
\nHer ne ise...
\nAlacakaranlık geceye evriliyor. Karanlıkta gözlerimizi kısarak dostu düşmanı ayırt etmeye çabalıyoruz. Yazı yazmak zorlaştı. Hem yazdırmıyor, kapıları birer birer kapatıyorlar hem de gazetecilerde, yazarlarda bıkkınlık, boşvermişlik, teslimiyet, “şimdi sıra bende” duygusu kendini göstermeye başladı. Çekiliyorlar, meydan boşalıyor. Ne olduğunu kimse bilmiyor. Ama belki o eski kötü zamanlardaki gibi trajedilerin hoyrat, eli kanlı, usta yazarları devreye girmişlerdir. \t
\nBelki de “ustasını bulmuştur edebiyat”.
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'