Fenerbahçe, Jose Mourinho’ya imza attırınca rakiplerine net mesajını da vermiş oldu. Yapacağı flaş transferlerle özetle diyor ki “Sizler bir süre yarışın içinde, bir süre sonra da yarışın tamamen dışında kalacaksınız, bu böyle biline”. Zira başkan Ali Koç da “kurtlar sofrasında” son şansını kullanıyor. Beşiktaş da uzun bekleyişin ardından teknik direktörlüğe Giovanni van Bronckhorst’u getirdi. Genç, hırslı, idealleri olan bir çalıştırıcı. Siyah-Beyazlılar iyi bir takım oluşturup, Van Bronckhorst’la şampiyonluğu kovalamak istiyor. Son iki sezonun şampiyonu Galatasaray, kadrosunun omurgasını koruyor, Okan Buruk sistemini oturtmuş bir teknik direktör.
İstanbul’da bunlar yaşanırken
Trabzonspor nasıl bir yol izlemeli?
Çok zor kazanan bir kulübün bir hayli
de borcu varken çok kolay da para
harcamamalı. Başkan Ertuğrul Doğan
ve Abdullah Avcı yeni sezon planlaması
için çok önceden kolları sıvadı.
Nwakaeme’nin dönüşü hem takımı
hem de taraftarı havaya sokacaktır.
Çünkü Nijeryalı oyuncu, ilerlemiş yaşına
rağmen ligimizde hep kilidi çözen isim
olmayı başardı. Dragus transferi de
hücum hattını güçlendirdi. Trabzonspor,
geçen sezon Bjelica ile başlayan ve
Avcı ile devam eden süreçte transferler,
sahada sergilenen oyun ve alınan
sonuçlar itibarıyla başarısız olmuştur.
Bordo-Mavililer kendi takasında, tıpkı
şampiyonluk kutlamalarında olduğu gibi
mütevazi bir şekilde rüzgârın karşısında
duracaktır. Kadro mühendisliğinde
hocanın aklında olan oyun planına
uygun futbolcuları takıma katmak
yetmiyor. Elinizdeki yetersiz oyuncularla
da yolunuzu ayırmanız gerekiyor.
Kuruluşundan bugüne bütün sezonlarda
zor koşullara karşın zirve mücadelesi
veren Trabzonspor’un oyuncu tercihleri;
kaybetmeyi sevmeyen, mücadeleci,
paylaşan isimlerden yana olmalı.