Hikmet Altınkaynak

Dil Bayramı'ndan Avrupa Diller Günü’ne Türkçemiz

26 Eylül 2019 Perşembe

Fazıl Hüsnü Dağlarca’ya Finlandiyalı bir Türkolog niçin şiir yazdığını sorar. Dağlarca, “Türkçenin yeryüzünün en büyük dili olduğunu göstermek için” der.

Dağlarca, 94 yıl yaşadı, 91 yapıt yayımladı. Son nefesine kadar şiir yazdı. 200’ü aşkın ödül aldı. Yapıtları, onun dediği gibi Türkçenin ve şairliğinin gücünü gösterir. Nâzım Hikmeti de elbette tüm dünyada tanıtan dili ve büyük şairliğidir. Bu nedenle bugün (26 Eylül) kutladığımız 87. Dil Bayramı, sıradan bir sevinç günü değildir, Dağlarca’nın deyişiyle “Ses bayrağımız” Türkçenin bayramıdır. 5 bin yıllık tarihe sahip olan Türkçemiz, ne yazık ki bin yıl Arapça ve Farsçanın etkisinde kalmıştır. Ama Atatürk Devrimleri’yle özüne ve bağımsızlığına kavuşmuş, toplumda dil bilinci oluşmuştur. Bunu TDK’yi kapatan 12 Eylül darbesi bile kesintiye uğratamamıştır.

Türk Dil Kurumu

Yazı devriminden (1928) sonra dil devrimi için Mustafa Kemalin buyruğuyla 12 Temmuz 1932’de Türk Dil Kurumu (TDK) kuruldu. Kurucuları arasında Samih Rifat, Ruşen Eşref, Celal Sahir, Hasan Âli, Reşat Nuri, Yakup Kadri gibi milletvekili, yazar, gazeteci ve eğitimciler vardı. Başkanlığa Samih Rifat seçildi. İlk kurultay Dolmabahçe Sarayı’nda 26 Eylül 1932’de toplandı, 9 gün sürdü, 750 dolayında üye katıldı. Bin kişiden kutlama telgrafı geldi. 3 bine yakın kişi izledi. Kurultaya Yunus Nadi, Falih Rıfkı da üye olarak katıldılar. Türkçenin kaynağı, yapısı, lehçeleri, öteki dillerle ilişkisi, halk dili, dilin gereksinimi, gelişmesi ve zengin bir kültür dili olması için yapılması gerekenler üzerinde tartışıldı. Dil Bayramı da kurultayın son günü şair Halit Fahri Ozansoy’ca önerilmiş, onaylanmıştır.

2001’de toplanan Avrupa Diller Yılı toplantısında TDK’nin başvurusuyla Avrupa Konseyi de 26 Eylül’ü Avrupa Diller Günü olarak benimsemiştir.

TDK’nin ilk bildirisi

Birinci Dil Kurultayı’nın seçtiği yönetim kurulu Mustafa Kemal’in başkanlığında toplanıp bir bildiri kaleme aldı. 17 Ekim 1932 günü yayımlanan bu bildiride amaç şöyle vurgulandı:

“1. Türk dilini ulusal kültürümüzün eksiksiz bir anlatım aracı durumuna getirmek, Türkçeyi çağdaş uygarlığımızın önümüze koyduğu bütün gereksinmeleri karşılayacak bir yetkinliğe erdirmek.

2. Bunun için, bugün yazı dilinden Türkçeye yabancı kalmış öğeleri atmak.

Halkçı bir yönetimin istediği biçimde, halk ile aydınlar arasında nitelikçe ayrı bir dil varlığını ortadan kaldırmak.

Ana öğeleri öz Türkçe olan ulusal bir dil yaratmak.” (Şerafettin Turan, Atatürk ve Ulusal Dil, TDK Yay. Ankara 1981, s.20)

Atatürk’ün Geometri Kılavuzu

Yurtta, arı dil seferberliği başladı, TDK’de dilbilimciler, dil uzmanları yıllarca çalıştı, yabancı sözcükler için Türkçe sözcükler üretti. Buna Atatürk de katıldı. 1936-1937 yıllarında 44 sayfalık Geometri Kılavuzu adlı bir kitap da yazdı. 1937’de Kültür Bakanlığı’nca imzasız, 1971’de TDK yayını ve Atatürk adı yer alarak, Ocak 1998’de de Cumhuriyet gazetesi tarafından Atatürk’ün Yazdığı Geometri Kılavuzu adıyla (haz. Nurer Uğurlu) yayımlandı. Gazetemiz okurlarına armağan olarak dağıttı. Atatürk’ün benimsediği, önerdiği tüm terimleri günümüzde kullanıyor olmamız, ne denli tutarlı bir dil anlayışının benimsendiğinin de kanıtıdır.

İşte TDK’nin ve dil bilincinin işlevi buydu. 12 Eylül yönetimi TDK’yi kapattı. Yerine 1983’te kurulan yeni TDK ise, bir türlü eski işlevine kavuşamadı. Acaba bu kurum yukarıdaki bildiride dile getirilen amaçların ne kadarını gerçekleştirdi? İyi ki Dil Derneği kuruldu ve çalışıyor. Dil Bayramımız kutlu olsun!

TEŞEKKÜR

Geçen haftaki yazımda, Kars’taki çocuklara piyano öğretmeyi, müziği sevdirmeyi düşleyen Sayın Nurhan Demirhan’ın ÇYDD Kars Şubesi’ne bir piyano bulma hayalini yazmıştım. Bu piyano bulundu. Bu hayali gerçekleştirmek için piyanosunu bağışlayan İzmir’den değerli sanatçı Sayın Maria Rita Epik’e ben de yürekten teşekkür ediyorum.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Okullar tatildeyken... 26 Ocak 2023

Günün Köşe Yazıları