Hikmet Altınkaynak

Duygu Asena yaşıyor

30 Mayıs 2019 Perşembe

Duygu Asena, özgür yaşadı, özgürlük için çaba harcadı. Toplumun, erkeklerin mağdur ettiği kadınları yazdı, onlara liman oldu. Kitaplarını yayımlayan Doğan Kitap’ın 2007’den beri düzenlediği Duygu Asena “Kadının Hâlâ Adı Yok” Roman Ödülü’nü bu yıl Dünyadan Aşağı (İletişim Yayınları) adlı romanıyla Gaye Boralıoğlu kazandı.
Öte yandan Duygu Asena’yla 23 yaşında tanışan, gazeteciliğe başlayan Kim ve Negatif dergilerinde çalışan, arkadaşı, Milliyet Sanat dergisi yönetmeni Filiz Aygündüz, röportajlarını Zamana Değen Sorular (Doğan Kitap) adıyla kitaplaştırdı. Örnek röportajlarını gündeme getirdi.
Duygu Asena’nın adını duyurduğu, ilk kitabı Kadının Adı Yok 1987’de çıktı, 1988’de yasaklandı, dava iki yıl sürdü, sonunda aklandı. Atıf Yılmaz filme aldı. Nokta dergisince Zirvedeki Yazar, Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerince yılın kitabı seçildi.
1980’li yılların ortalarına doğru gazeteci kitapları çok satmaya başlamıştı. Duygu Asena’nın Kadının Adı Yok kitabı da çok satanlar arasındaydı. Bu ilgi 1990’lı yıllarda daha da arttı.

Dünyamızdaki yeri
Duygu Asena, pedagoji öğrenimi gördü, iki yıl pedagog olarak çalıştı, daha sonra hep gazetecilik, dergi yöneticiliği ve yazarlık yaptı.
Edebiyatımızda Nezihe Muhiddin’le başlayan, Suat Derviş’le gelişen, kadın özgürlüğünü ortaya koyan feminist, popüler roman yazarlığı, Duygu Asena ile önemli bir aşamaya ulaştı.
Asena bu yolda kadınlar için bir varlık kavgası verdi. Yılmadı. Korkmadı. Kendine hayran bir okur yarattı.
Günümüzde kadınların 1980’li, 1990’lı yıllara göre, sesleri biraz olsun çıkıyorsa, haklarını bir parça elde ediyorlarsa, bunda Duygu Asena’nın öncü, cesur yazarlığının ve gazeteciliğinin de payı vardır. Bu nedenledir ki Google, Duygu Asena’nın yaş gününde ona özel Doodle hazırladı. Ayrıca kadın haklarını savunanlara PEN de Duygu Asena Ödülü veriyor. Bu yıl Cumartesi Anneleri’ne verildi.
Son yıllarda kadın hakları geriye gitti, kadına şiddet, kadın, çocuk cinayetleri, istismarları arttıkça arttı, bir yandan da çalışma yaşamında ve sosyal politikalarla kadınlar eve kapatıldı, üretim gücü elinden alındı, erkeğe muhtaç duruma getirildi. Toplumsal, siyasal gücü budandı.
Kısacası düzen, kadını ötekileştirirken onu yok saymayı, “kadının adı yok” demeyi sürdürdü.

Edebiyatta etik
Yıldız Teknik Üniversitesi Etik Kulübü’nün 22 Nisan 2003’te düzenlediği panelde benim moderatörlüğümde Duygu Asena, Doğan Hızlan, İnci Aral, Feyza Hepçilingirler, Ahmet Ümit ile birlikte “edebiyatta etik” konusunu tartışmıştık. O, kitabı toplatılan bir yazar olarak şunları söylemişti: “Cinsellik insan hayatının en önemli durumlarından biri, bunsuz roman yazılmaz. Benim kitabım ‘müstehcenlikten değil, aileyi bölücü ve yıkıcı’ olduğu için yasaklandı. Onun da doğru olmadığı kanıtlanıp aklandı. Ben bir insanın kayıtsız şartsız özgürlüğünden yanayım. Etik sınırdır. Edebiyat özgürlüktür. Bir kitabın yasaklanması, yazarının haksızlığa uğraması asıl etik dışı olan şeydir.”

Gaye Boralıoğlu
Duygu Asena “Kadının Hâlâ Adı Yok” Roman Ödülü seçici kurulu, “Günümüz Türkiyesi fonunda babalar ve oğullar arasındaki ilişkileri kadın bakış açısı ekseninde derinlemesine inceleyen, Gaye Boralıoğlu’nu, Dünyadan Aşağı adlı romanıyla edebi yetkinliği, anlatı biçimi ve akıcı diliyle” ödüle değer buldu. Boralıoğlu, Mübarek Kadınlar’la da 2015 Yunus Nadi Öykü Ödülü kazanmıştı.
Dünyadan Aşağı, anti kahraman Hilmi Aydın’ı anlatan bir roman. Roman şöyle başlıyor: “İnsan, yaralı bir hayvandır.”
Aramızdan ayrılışının 10. yılında gazeteci, yazar Duygu Asena, tüm yapıtlarıyla, kadın haklarına olan katkısıyla ve adını taşıyan roman ödülleriyle özlemle, sevgiyle anılıyor. Yani yaşıyor.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Okullar tatildeyken... 26 Ocak 2023

Günün Köşe Yazıları