\n

Sevgi tomurcuğu var mı içinde senin?

İnsan olma onuru!

Vicdan!

Umut!

Kaygı!

Gecenin derin sessizliği içinde, bir çığlık...

Afganistan, Pakistan, Suriye, Libya’da...

Atılan bombalarla ölen çocukların paramparça bedenleri gözlerinin önüne geliyor mu?

Ya da Ulus’ta, Gaziantep’te, Şırnak’ta, İstanbul Mavi Çarşı’da yanarak ölen çocuklar, masum insanlar...

Bu coğrafyada yaşayan bebeler.

Yoksulluk!

Açlık!

İşsizlik!

O yangın yerinin ortasında, “Türkiye Cumhuriyeti ahalisi”nin ne anlama geldiğini biliyor musun?

Sivas Madımak’ı hatırlasana, duysana kör kurşunla delik deşik edilen savcı Doğan Öz’ün eşi emekli yargıç Sezer Öz’ün çığlığını...

Türkiye nereden nereye geldi.

Bir tek faili meçhul cinayet aydınlatıldı mı?

Sen nasıl aynı kefeye koyup yargılarsın Tuncay Özkan’la, Fatih Hilmioğlu’yla, Yalçın Küçük’le eli kanlı katil Alparslan Arslan’ı!

Haydi anlat bana!

***

Bana yargı bağımsızlığını anlat, demokrasi ve özgürlük anlayışını...

Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu laik demokratik Cumhuriyeti!

Düşünceyi ifade özgürlüğünü...

Barışı anlat bana, savaşı değil!

Hayatı anlat...

Denizin mavi derinliklerini, sevdayı anlat bana, çocukları...

Ceylan’ı, Berivan’ı, Necla’yı...

Uğur Kaymaz’ı anlat, Mardin Kızıltepe’de babasıyla birlikte delik deşik edilerek öldürülen Uğur Kaymaz’ı...

Kaç kurşun çıkmıştı bedeninden söyle...

Dicle Üniversitesi’nde Hizbullah ve PKK yanlısı öğrencilerle çıkan çatışmayı!

Korkma anlat Türkiye nereye gidiyor?

Liselerde sıkmabaşa özgürlük, Atatürk rozeti takmak faşistlik mi oluyor anlat!

Anlat bana Cumhuriyetin kazanımlarını, Aydınlanma Devrimi’ni.

Okullarda tayt giymenin neden ahlaksızlık olduğunu...

Emperyalizmin ağababalarıyla yaptığın pazarlığı, üstüne aldığın taşeronluğu anlat...

Aleviler niye tedirgin, onu anlat!

Şu Müslüman kardeşliğini, İmralı’da neler görüşüldüğünü.

Kimse “akan kan durmasın, çocuklarımız ölsün” demiyor.

Barış istiyor barış!

Bunun gerçekleşmesi için de önce demokrasi ve özgürlüklerin gelişmesi gerekir!

Gelişti mi?

Hayır!

***

Kurulan tuzakları demokrasi ve özgürlük masalları gibi anlatma dönemi kapandı...

Demokrasilerde kapalı kapılar ardında barış pazarlığı yapılmaz...

12 Eylül cuntacıları Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya sözde yargılanırken Tahir Canan 32, Muzaffer Öztürk 29 yıldır zindanda.

Daha pek çok kişi var zindanlarda...

12 Eylül hukukunun mağduru hepsi!

Haydi onları anlat bana onları.

Demokrasiyi dilinden düşürmeyen siz, 12 Eylül faşizminin cezalarını infaz ediyorsunuz.

Neden dördüncü yargı paketine bir madde koyup, yıllardır zindanlarda yatan 12 Eylül faşizminin mahkûm ettiği insanları serbest bırakmıyorsunuz?

Bunları anlat bana arkadaş!

Kıvırmadan!

Yüreklice!

Bir gece yatağa gittiğinde düşün, kendini sorgula...

Nereye gidiyor benim güzel yurdum?

İşkenceciler, gladyo, JİTEM...

Zindanlarda, ölüm çukurlarında yatan insanlar.

Vicdanlarımız zindanlara, ölümlere tutsak...

Ağlıyoruz hâlâ!

***

Bize umutlar vererek hep kandırdınız dün olduğu gibi bugün de...

Kimi zaman, “Bana milliyetçiler adam öldürdü, dedirtemezsiniz” dediniz, kimi zaman faili meçhul cinayetleri duvara benzetip “Bir tuğla çekersen duvar yıkılır ama altında çok kişi kalır” diyerek gladyonun gücünü pekiştirdiniz.

Böyle geçti yıllar...

Ve geçecek...

Ben, hep “Anlat bakalım” diyeceğim, o susacak, gözlerini yumacak...

Anlatmayacak!

Ben de inadına sesleneceğim, ölüm kuyularını, nasıl kandırıldığımızı...

Anlat bakalım, anlat!