İlhan Selçuk'la Sohbet (2)
Hikmet Çetinkaya
Son Köşe Yazıları

İlhan Selçuk'la Sohbet (2)

22.11.2009 22:05
Güncellenme:
Takip Et:

Hikmet Çetinkaya'nın bugünkü Cumhuriyet'te yayımlanan yazısı;

 

Yitip giden sisin içinde uyanan İstanbul, güne sonbahar güneşiyle uyanmıştı...

Bir gece önce İstanbul’da sis, yaşamı allak bullak etmiş, uçakların iniş kalkışı, vapur seferleri durmuştu...

Güneşli ama rüzgârlı bir gün.

Öğle saatlerinde Koç Vakfı Hastanesi’ne uğradım İlhan Selçuk’u görmek için.
İlhan Ağabey, koltuğuna oturmuştu... Kız kardeşi Ülfet Ertel ayaktaydı...

Kapıdan içeriye girdiğimde, İlhan Ağabey “Ooo, Hikmet geldi” dedi. Ben de karşı koltuğa oturdum.

Siyah tişörtü, siyah pantolonu ve siyah ayakkabılarıyla her zamanki gibi şık!
O anda yıllar önceye gittim...

İlk kalp krizini geçirdiği 1978 Eylül’ünü anımsadım... Marmaris’ten Muğla Devlet Hastanesi, oradan Ege Üniversitesi.

Kaç yıl geçmişti aradan?

31 yıl!

Handan Selçuk’u, Ülfet Ertel’in eşi Mengü Ertel’i yıllar önce yitirmiştik...

Bir pazar günü hastane odasında anılar denizinde dolaşırken, 31 yıl önceyi düşündüm.
Yaşamı sevgi ırmağına dönüştüren Turhan Selçuk, Semih Balcıoğlu ve ben ne yaramazlıklar yapmıştık, Kordonboyu’nda rakılarımızı yudumlarken.

İlhan Ağabey’le, dün o yılları konuşmadık...
Yarınlardan söz ettik.

İlhan Ağabey’le, geçen hafta yazdığım gibi, bu hafta da Türkiye’yi ve dünyayı konuştuk...
Konuşmamız sırasında sordu:
“Başbakan, darbe olursa gerekeni yaparım, demiş. Bana o konuşma metnini bulur musun?”

TRT’de bir söyleşi sırasında sormuşlardı Erdoğan’a:
“Askeri bir endişe, hükümetin ortadan kaldırılması gibi bir kaygınız var mı? Ya da gölgesinde, baskı altında çalışma duygusu var mı sizde?”
Başbakan’ın yanıtı şu olmuştu:
“Ben böyle düşünmedim. Bir hissin içinde olmadım. Bundan önce olduğu gibi de, kalkıp bırakıp gitmem. Gereğini yaparım.”

 

***

İlhan Ağabey, “Bir başbakan ikide bir askeri darbeleri gündeme getirmemeli, böyle soruların sorulmasına izin vermemeli” deyip ekledi:
“Türkiye’de asıl sorun, temel hak ve özgürlüklerdir. Artık askeri darbeler dönemi bitmiştir. Ben bunu kaç kez yazdım. İnsanları ‘öcü geliyor’ diye korkutup, siyasal çıkar sağlamamalı. Demokrasi kültürümüzün artması gerekir. Özgürlükler bu coğrafyada yaşayan herkes içindir.”

Bu arada söz Mustafa Balbay’ın sorgusuna geldi...

İlhan Ağabey, “Mustafa’nın gözlerinden öpüyorum” dedikten sonra devam etti:
“Mustafa, Cumhuriyet’in Ankara Temsilcisi ve yazarıdır. Bir gazetenin Ankara temsilcisi ne yaptıysa Mustafa onu yapmıştır. Türkiye’de gazeteciler ne zaman darbe yapmıştır ki? Mustafa’nın bir an önce özgürlüğüne kavuşmasını bekliyorum. Bağımsız yargıya güvenim tam.”

İlhan Ağabey, geçen hafta yazdığım gibi, her geçen gün iyileşiyor. Fizik tedavi uzun soluklu bir şey.

Arada espri de yapıyor:

“Benden kurtulduğunuzu sanıyorsanız yanılıyorsunuz... Gazeteye geleceğim ve tepenize bineceğim... Benden kurtuluş yok!”

Ardından bir kahkaha atıp şöyle diyor:
“Çok iyi bir kadro oluşturmuşuz, bunu anladım hastanede kaldığım bu süre içinde. Bazı dostlar bize alınıyor.
Biz bir gazeteyiz. Şu ya da bu partinin yayın organı değiliz.
Kurulduğumuz günden beri bu bağımsız çizgimizi sürdürüyoruz. Demokrasiden, insan haklarından ve temel hak ve özgürlüklerden yanayız.”

Sohbetimiz uzadıkça uzuyor...

İlhan Ağabey, anlatıyor:
“Köşe yazarlarımız özgürdür, düşüncelerini istedikleri gibi yazarlar...
Laik demokratik cumhuriyeti, üniter devleti savunuruz.
Gericiliğe ve etnik milliyetçiliğe karşıyız.
Türk, Kürt, Laz, Gürcü, Boşnak, Rum, Süryani, Ermeni... Bu coğrafyanın insanlarıdır. Devlet içinde örgütlü çetelere karşı tavrımız öteden beri bellidir...
Biz Cumhuriyet olarak faili meçhul cinayetlerin üzerine gittik, bu konuda tüm yazarlarımız yazdılar, haberler yaptık. Hizbullah’ı biz ortaya çıkardık. Arşivlerimiz herkese açık.
Adına Ergenekon denilen davanın hem mağduru ve hem sanığı yine bizleriz... Mustafa Balbay, Erol Manisalı, Gürbüz Çapan ve ben.
Biz bu davaya gazeteci gözüyle bakıyoruz, yansız olmaya çalışıyoruz. Hatırlarsın, ben başyazı yazdım bu konuda.
Bombaları bize attılar. Neden attılar, niçin attılar elbet bunlar aydınlatılmalı.
Hukuktan yanayız. Hukuk bir gün herkese mutlaka gerekir.”

 

***

İlhan Ağabey’in anlattıkları bu kadar değil...

Devamını haftaya yazacağım.

İlhan Ağabey, tüm okurlara, dostlarına, gazetedeki arkadaşlara selam söyledi.

Sağlığı gün gün düzeliyor, kendisini yazılarını yazmak için hazırlıyor...

O hastane odasında Türkiye’yi ve dünyayı yakından izliyor; bizim izleyip izlemediğimizi ise “çapraz sorularla” sınıyor.

İlhan Ağabey, yarınlara umutla bakıyor!

Odadan çıktım... O sırada Sezgin ve Ertin Akgüç (Yönetim Kurulu Başkanımız ve eşi) girerken İlhan Ağabey seslendi:    
“Gazete çok iyi çıkıyor, arkadaşlara bunu iletmeyi unutma!”

Yazarın Son Yazıları

Şairin müze - kitaplığı (05.09.2019) (05.09.2019)

Şairin müze - kitaplığı

Devamını Oku
05.09.2019
Aşklar ve sevinçler...

Aşklar ve sevinçler...

Devamını Oku
09.09.2018
Hoşça kal hüzün... (06.09.2018)

Hoşça kal hüzün...

Devamını Oku
06.09.2018
Bir garip yolcu...

Bir garip yolcu...

Devamını Oku
04.09.2018
Sevda düşleri...

Sevda düşleri...

Devamını Oku
02.09.2018
Uçarı kaçarı...

Uçarı kaçarı...

Devamını Oku
01.09.2018
30 Ağustos...

30 Ağustos...

Devamını Oku
30.08.2018
Umudun penceresinden bakarken...

Umudun penceresinden bakarken...

Devamını Oku
28.08.2018
Anımsayış...

Anımsayış...

Devamını Oku
19.08.2018
Kadın köle değildir...

Kadın köle değildir...

Devamını Oku
18.08.2018
Yüreğim yangın yeri

Yüreğim yangın yeri

Devamını Oku
16.08.2018
Var mısın umut toplamaya?..

Var mısın umut toplamaya?..

Devamını Oku
14.08.2018
İsyan değil arzu...

İsyan değil arzu...

Devamını Oku
12.08.2018
Utanç... (11.08.2018)

Utanç...

Devamını Oku
11.08.2018
Herkes özgür olmadıkça...

Herkes özgür olmadıkça...

Devamını Oku
09.08.2018
Dağların arasında..

Dağların arasında..

Devamını Oku
07.08.2018
Uzman...

Uzman...

Devamını Oku
10.07.2018
Suskunluk..

Suskunluk..

Devamını Oku
08.07.2018
CHP’de değişim rüzgârı...

CHP’de değişim rüzgârı...

Devamını Oku
07.07.2018
Acı haber...

Acı haber...

Devamını Oku
05.07.2018
Madımak’ı unutma...

Madımak’ı unutma...

Devamını Oku
03.07.2018
Dachau şarkısı

Dachau şarkısı

Devamını Oku
01.07.2018
CHP... (30.06.2018)

CHP...

Devamını Oku
30.06.2018
Anahtar Bahçeli’nin elinde...

Anahtar Bahçeli’nin elinde...

Devamını Oku
28.06.2018
Seçimin yıldızı Muharrem İnce...

Seçimin yıldızı Muharrem İnce...

Devamını Oku
26.06.2018
Sevgi...

Sevgi...

Devamını Oku
24.06.2018
Sessizliğin utancı…

Sessizliğin utancı…

Devamını Oku
23.06.2018
Ya Kürt olsaydım...

Ya Kürt olsaydım...

Devamını Oku
21.06.2018
Hâlâ şafakta geliyorlar...

Hâlâ şafakta geliyorlar...

Devamını Oku
19.06.2018
İsyancı coşku...

İsyancı coşku...

Devamını Oku
22.05.2018
Kuru bir umutsuzluk...

Kuru bir umutsuzluk...

Devamını Oku
20.05.2018
Leyla Bebek...

Leyla Bebek...

Devamını Oku
19.05.2018
Peri Kızı

Peri Kızı

Devamını Oku
17.05.2018
Beyaz Kuşlar...

Beyaz Kuşlar...

Devamını Oku
15.05.2018
Gülümse...

Gülümse...

Devamını Oku
13.05.2018
‘Nurcular, Süleymancılar...’

‘Nurcular, Süleymancılar...’

Devamını Oku
12.05.2018
‘Anla, seni özledim!..’

‘Anla, seni özledim!..’

Devamını Oku
10.05.2018
‘Tarikat Tuzağı...’

‘Tarikat Tuzağı...’

Devamını Oku
08.05.2018
Ülkücü - Nurcu...

Ülkücü - Nurcu...

Devamını Oku
06.05.2018
Belge...

Belge...

Devamını Oku
05.05.2018