
Yunus Nadi: “Kubilay timsalini taziz için ne yapsak yerinde olacağına şüphe yoktur. Bu hakikat ve kanaate karşın ki Cumhuriyet gazetesinin ileri attığı Kubilay Abidesi fikrinin gerçekleşme işini idare etmek üzere teşekkül eden komitemiz, büyük milletimizin göstereceği uyanık ve civanmert iştirak sayesinde bu teşebbüsün pek az bir zamanda tahakkuk edeceğine emin olarak faaliyete başlamış bulunuyor ve ilk iş olarak bu beyanname ile maksadını millete arz ediyor.”
Menemen’de meydana gelen ve Yedeksubay Kubilay ile Menemenli bekçiler Hasan ve Şevki beylerin şehit edilmesiyle sonuçlanan “irtica ayaklanması” basında geniş şekilde yer almıştır.
VİYANA’DAN GELEN MEKTUP
Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin yükselmeye başladığı 1930 yılı sonlarında, Menemen’deki askeri birliğinde görev yapan Yedeksubay Mustafa Fehmi Kubilay’ın esrarkeş isyancılar tarafından başının kesilip sokaklarda gezdirildiği haberleri Avusturya’nın Viyana kentindeki bir öğrenciyi derinden etkilemiştir.
22 yaşındaki bu genç öğrencinin adı Nadir’dir (Nadi). Nadir, Cumhuriyet gazetesinin sahibi Yunus (Nadi) Bey’in Viyana’da eğitim gören oğludur. Menemen’deki bu olaya bir tepki olarak babasına bir mektup yazar ve bu mektubun gazetede yayımlanmasını dilediğini bildirir. Mektup, “Sevgili Babacığım” diye başlamaktadır. Ancak devamında Kubilay olayının Cumhuriyet için ne kadar büyük bir tehlike olduğundan, irticacıların ayaklanmasının ne boyutlara varabileceğinden söz edilmektedir. Son derece sert bir eleştiri ile yazılan bu mektup, “Ellerinizden öperim” cümlesi ile bitmektedir.
Yunus Bey, Viyana’daki oğlundan gelen bu mektubu okuduktan sonra onun niyetini anlamıştır. Bu mektuptan alıntılar yaparak yazdığı başyazısını kendi imzasıyla yayımlamıştır.
Ratip Aşir, 1925 yılında Paris’e gönderilen ilk gençler takımının tek heykeltıraşıdır. Almanya’da Blecker ile çalışmış ve Fransa’da Bourdelle’nin atölyesinde dersler almıştır. Kazandığı tecrübelerini Kubilay Abidesi’nin yapımında kullanarak en güzel çalışmalarından birini meydana getirir.
Nadir Bey tarafından 1931 yılı başlarında ortaya atılan Menemen’e Kubilay Abidesi yapılması fikri, nihayet dört yıl sonra sonuca ulaşır ve seçilen Yıldıztepe üzerine büyük bir abide inşa edilir. Abidenin açılışı 26 Aralık 1934 gününe denk getirilir. O gün Kubilay’ın katledilişinin dördüncü yılıdır. Bu nedenle de Cumhuriyet Halk Fırkası (CHF) Vilayet İdare Heyeti’nce açılış için program hazırlanır. Bu programa göre partililer, çarşamba günü saat 08.30’da, 14 otobüsle Menemen’e hareket edecektir.
‘İNANDILAR, DÖVÜŞTÜLER, ÖLDÜLER’
İzmir’in kız ve erkek liseleri, muallim mektepleri, muallimleri ve izcileri ile gruplar oluşturulmuş, askeri ve halkevi bandoları milli marşlar çalmışlardı. CHP Genel Sekreteri Recep Peker ile Kütahya Mebusu Naşit Hakkı, Muş Mebusu Hasan Reşit ve İstanbul parti örgütünden İsmet Halim Oğuz Hanımefendi ve Galip Bey, Cumhuriyet gazetesi yazarlarından Meki Salt, Vali Kazım Dirik, parti reisi Avni Doğan, müstahkem mevki kumandanı vekili Rasim Bey, vilayet belediye reisi Behçet Uz otomobillerle Menemen’e gelmişti.
Menemenlilerin yanında, çevre ilçelerden gelen halkın da katılımı ile tören heyeti tamamlanmış ve Yıldıztepe’ye doğru yürüyüş başlamıştı. Yıldıztepe’ye gelindiğinde abide üzerindeki; “İnandılar, dövüştüler, öldüler. Bıraktıkları emanetin bekçisiyiz” sözü dikkat çekiciydi. Bu yazının altında ise başka bir yazı Kubilay, Hasan ve Şevki beylerin adları, doğum ve ölüm tarihleri vardır.
Etrafı kurdelelerle çevrilen abidenin açılış töreni askeri bandonun çaldığı İstiklal Marşı ile başlamıştı.
Cumhuriyet ordusu, tarihimizde dış düşmanlara ve içte ayaklanan mürteci asilere karşı benzersiz yiğitlik, cesaret, kahramanlık ve şeref imtihanları vermiştir.
AHMET GÜREL
ADD GENEL BAŞKAN BAŞDANIŞMANI