Kubilay olayının anlattıkları - Osman Selim Kocahanoğlu
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Kubilay olayının anlattıkları - Osman Selim Kocahanoğlu

23.12.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

23 Aralık 1930 salı günü, Menemen’de insanlık tarihinin en hunhar cinayetlerinden biri işlendi. Sekiz yıl önce Yunan işgalinden kurtulan Menemen’de öğretmen ve Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay başı kesilerek şehit edildi. Kubilay da başını kesen Derviş Mehmet de Girit göçmeni, yoksul aile çocuklarıydı. Kubilay 24, Derviş Mehmet 34 yaşındaydı. Birbirlerini tanımazlardı. Derviş Mehmet köylerde amelelik yapardı. Çatışmada öldürüldüğü için bir fotoğrafı bile yok. Yalnızca yakasına iğnelenmiş Şeyh Hafız Ahmet’in üç köşeli “Mehdiye kurşun işlemez” muskası bulunmuştu. Derviş Mehmet’i bu yola sürükleyen, tarikat kültürünün mehdilik hezeyanlarıydı... Tarihte sahte peygamberler, sahte mesih ve mehdiler, başı kesilen şeyhler görülmüş ama böylesi bir olay yaşanmamıştı. Kubilay Cumhuriyetin, Derviş Mehmet mehdiliik hezeyanın sembolüydü.

Mustafa Fehmi Kubilay Girit’ten İzmir’e göçen yoksul bir aile çocuğu idi. Bursa Muallim Mektebi’ni bitirip (1926) öğretmen olmuştu. Türk Ocaklıydı, Kubilay adını kendi almıştı. Menemen’de yedek subaydı.

23 Aralık 1930 Salı. Derviş Mehmet ve üç arkadaşı Bozalan köyünde esrar kullanmış, dört arkadaşıyla Menemen’de bir “Mehdilik gösterisi” planlamıştı. Müftü Camisi’nde az sayıda cemaat vardı. Derviş Mehmet, “Aziz cemaat ben mehdiyim, dinimizi korumak için buraya geldim” diyerek mihrabın yanındaki sancağı alıp dışarı çıktı. Tekbir sesleriyle cemaati ve toplanan kalabalığı sancağın altına davet ediyordu. Durumu öğrenen Menemen’deki alay komutanı, olayı dağıtmak için Kubilay’ı görevlendirmiş, o da bir manga askerle meydana gelmişti. Mangasını bir yana koyarak tekbir getiren Derviş Mehmet’in yakasına yapıştı, “Siz kimsiniz? Haydi dağılın bakalım!” dedi. Yanıt “Ben Mehdi Mehmet’im be adam, sen kim oluyorsun?” oldu.

Ardından kalabalıktan ateş açıldı; Kubilay yaralandı, sürüne sürüne Müftü Camisi önündeki merdivenlere gelebildi. Kubilay’ın yerde gören Derviş Mehmet, Kubilay’ın başını kesti. Kesik başı yeşil sancağa takarak tekbir getirdiler.

OLAYIN ARKA PLANINDA NE VAR?

Menemen olayını anlamak için Derviş Mehmet ve beş meczup arasından suçlu aramak yetmez; onları mehdilik hezeyanına sürükleyen zihinsel serüven bilinmelidir. Saltanat kaldırılmış, Cumhuriyet ilan edilmiş, hilafet kalkmış, 1925’de tarikatlar kapatılmıştı. Medrese ve tarikatlar işlevsiz kalmıştı. Şirke bulaşmış yapılar Cumhuriyete nefret kusuyordu.

Hâkimiyet-i Milliye olayın arkasını işaret ediyordu: “Tekkeleri kapadık, fakat dervişler yaşıyor! Medreseleri kapadık, halifeliği kovduk, fakat saltanatın nimetleri hala zihinlerinde... Şapkayı giydirdik, fakat hala bizi tekfir ediyorlar.”

Hilmi Ziya Ülken, Yunus Nadi ve Hamdullah Suphi, olayı milli bir Kerbela görüyor, Necip Fazıl 5 Ocak 1930 tarihli Hâkimiyet-i Milliye’de “ ... İrtica buz dağları gibi suyun yüzüne sivri bir uç çıkardı. Mesul bu uç değil, buz dağının heyeti mecmuasıdır. Bu ucu tepelemekle, hiçbir nişane bırakmamakla dağı kaldırmış olmayız. O dağı tuzla buz etmek lazım(...) Eğer inkılabı zayıf tutarsan, eğer inkılabın yüreğini, hassasiyetini ve sinirlerini temsil etmezsen, bıçağın ters tarafı ile yirmi dakikada kesilen Kubilay’ın kafasında sana tevcih edilen akıbeti seyredebilirsin... Türkiye’nin nüfus kütüklerindeki softa ve mürtecilerin yeşil kanını kurutacaksın; işte bu kadar” diyordu.

Necip Fazıl yıllar sonra kimlik ve kişiliğini inkâr ederek “süper mürşit” olunca bizzat kendisi mürteci olacak, bu yazıları çöpe atacaktır.

Abdülbaki Gölpınarlı ise tarikat taassubunun irrasyonel yüzünü Nakşilerde görüyordu: “Tarikat yobazı, her şeyi Tanrı tecellisi görür, fakat kendine uymayanları Yezit diye dışlar. Şeriat yobazına göre Müslüman yalnız kendisidir; kendine uymayanlar dinsizdir. Başını ustura ile kestirmeyen, sakalını çembervari bırakmayan, başına bere giymeyeni gâvur sayar; her yeniliğe düşmandır...”

Tarikatlar kapatıldığında (1925) İstanbul’da 16 tarikat ve 438 tekke faaldi. Sadece İstanbul’da Nakşiliğin 60’dan fazla tekkesi vardı, Allah’a ulaşma ayinleri yapılırdı. Tekkeler kapatılınca Kutbü’l aktab denen Erbilli Esat Efendi de Erenköy köşküne çekilmişti. Geleni gideni eksik olmuyordu. Divanı Harp sorgulamasında eylemcilerin 15 gün köşkünde kaldığı ortaya çıkmıştı.

Erbilli Esat Efendi gaipten haber verir, şeytan ve cinlere hükmeder, kızdığı adamı bin yıllık mesafelere fırlattır, felçli hastaları nefesle iyileştirir, yılana ruh verip zikir yaptırırdı(!)

Kubilay’ın olayı sıradan bir gösteri mantığı ile açıklanamazdı. Ortaçağın düşünce mezarlığında gezinen, Cumhuriyete karşı histeri nöbetine girerek, olguları hipnotize edip hurafeye güncellik veren tarikatlar, Kurtuluş Savaşı’nı şöyle yorumlardı: “.... Büyük Zafer, Yunan hezimeti diyorlar. Bunların hepsi uydurmadır. Onların yaptığı nedir bilir misiniz? Avlunuza bir köpek gelmiş, siz de hoşt deyip kovalamışsınız, hepsi bundan ibaret...”

Hurma kültüründen beslenen tarikatlar Kubilay’ın kesik başını hiç üzerlerine almazlar. Halbuki sinsi irtica yılanı Menemen’de bir öğretmenin başını keserek intikam almıştı. Derviş Mehmet, kavradığı taassup bıçağı ile tekbir getire getire saldırırken, Cumhuriyetin de boğazına sarılıyordu.

TARİKAT KÜLTÜRÜNÜN DEVAMI

Menemen olayı ardından bir Divanı Harp kurulup soruşturma başlatıldı. Bazı müritlerin Esat Efendi’nin köşkünde konuk edildiği ortaya çıktı. Yargılanan 105 sanıktan çoğu beraat etti, 37 kişiye idam kararı verildi. Esat Efendi dahil 6 kişinin cezası yaş haddinden hapse çevrildi. 31 idam kararı infaz edildi. Cumhuriyetin 1925’te yasakladığı tarikatları, iktidar günümüzde adeta serbest bırakmıştır. Medrese ve tarikatların

Cumhuriyete duydukları nefret güçlü, dinle kin yan yanadır. Medrese ve tarikat öğretisinin bilinçaltı sosyo-kültürel bir laboratuvardır. Tarih boyunca bu öğretinin karşı çıkmadığı, tek bir yenilik yoktur. Katip Çelebi’nin “ümmet-i bülaha” nitelemesi, Kadızadeliler ve Sivasiler kavgasından beri devam ediyor. Doğa nasıl evcilleşemiyorsa bu kültür de normalleşemiyor. Batı kilisesi dünya yaşamını akıl ve bilime terkedip kendi alanına çekildiği halde bizimkiler ortaçağ çukurundalar.

Tarikat ve medrese kültürünün, sosyal yaşama düzen verme, ileriyi geride arama, gerekirse kan dökme anlayışı değişmemiştir. Menemen’den 63 yıl sonra Madımak’ta, 33 aydının yakılması, Kerbela’dan farksızdır. 5 Temmuz FETÖ kalkışması da aynı kültürün devamıdır.

 

OSMAN SELİM KOCAHANOĞLU

ARAŞTIRMACI, YAZAR

 

Yazarın Son Yazıları

Menemen Devrim Şehitleri Anıtı ve Cumhuriyet -

Yunus Nadi: “Kubilay timsalini taziz için ne yapsak yerinde olacağına şüphe yoktur.

Devamını Oku
23.12.2025
Kubilay olayının anlattıkları - Osman Selim Kocahanoğlu

23 Aralık 1930 salı günü, Menemen’de insanlık tarihi- nin en hunhar cinayetlerinden bi- ri işlendi.

Devamını Oku
23.12.2025
Cumhuriyetimizin vazgeçilmez değeri - Azmi Kişnişci

“Eşitlik”, Cumhuriyetin yalnızca hukuki bir ilkesi değil; toplumsal yaşamımızın adalet duygusunu ayakta tutan temel dayanaklarından biridir.

Devamını Oku
22.12.2025
Büyüyen eşitsizlik, yaygınlaşan yoksulluk - Sıtkı Ergüney

Ekonomide; fiyatlar genel düzeyindeki; artış “enflasyon”, gerileme “deflasyon”, duraklama ile birlikte yaşanan artış da “stagflasyon” olarak tanımlanır.

Devamını Oku
20.12.2025
Yenilmezlikler ve dokunulmazlıklar - Cengiz Kuday

Tarih, bazen büyük savaşlarla değil; küçük, sessiz ve ilk bakışta sıradan görünen olaylarla yön değiştirir.

Devamını Oku
20.12.2025
Hayvancılıktaki yol ayrımı - Gülay Ertürk

Türkiye bugün hayvancılıkta çok kritik bir eşiğe geldi.

Devamını Oku
19.12.2025
Devlet ve kalkınma - Prof. Dr. Bilin Neyaptı

Bir ülkede ekonomi yönetiminin temel hedefleri verimlilik ve adil bölüşümdür.

Devamını Oku
18.12.2025
Devletçiliğe dönebilmek... - Kemal Onur

Demokratik ve laik sosyal hukuk devletimizin kurucu lideri Atatürk’ün yönetimi döneminde; ülkemizin ulusal çıkarı açısından bilimsel anlayış ve duyarlı bir bilinçle, iç ve dış sermaye şirketlerinin çıkarları için vahşi madenciliğe kesinlikle fırsat verilmemiştir!

Devamını Oku
17.12.2025
Programda işçinin adı yok - Engin Ünsal

CHP 39. Olağan Kurultayı’nda tüzük değişikliği yaptı ve iktidar programını kabul etti.

Devamını Oku
17.12.2025
Yargı öyküleri - Ziya Yergök

Yıllar önce, 5 Ocak 1982’de Çetin Altan’ın Milliyet gazetesindeki “Şeytanın gör dediği” adlı köşesinde “Eski (Mahkeme Koridorları) sütununa özlem” başlıklı yazısında yer alan, bir ceza avukatının “Oturum” adlı anı kitabından alıntılanmış ilginç bir yargı öyküsüne değinmek istiyorum.

Devamını Oku
17.12.2025
Bu çığlığı duyun! - Mustafa Gazalcı

MESEM, Milli Eğitim Bakanlığı’nın sözde mesleki teknik eğitim merkezleri uygulaması.

Devamını Oku
16.12.2025
ABD’nin esnek realist stratejisi - Nejat Eslen

11 Eylül’ün hemen sonrasında ABD, tek kutuplu dünya düzeninin verdiği cesaretle küresel egemen güç olmanın hayallerini kuruyordu.

Devamını Oku
16.12.2025
Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025