Kızılay’ın çadır satışı hukuka uygunmuş!
Murat Ağırel
Son Köşe Yazıları

Kızılay’ın çadır satışı hukuka uygunmuş!

23.12.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Türk toplumunun hafızasında ve tarihinde Kızılay, kişilerden bağımsız olarak çok önemli bir yer tutar. Her afet durumunda gözler ilk olarak Kızılay’ı arar. Kahramanmaraş merkezli, 11 ili yıkan depremde de ilk bakılan yer orasıydı.

Ama Türkiye’nin her güzide kurumu gibi liyakatsizlik ve piyasa hırsıyla onun da içi boşaltıldı.

Deprem günlerinde sadece felaket büyük değildi. Hava şartları da en az yıkım kadar acımasızdı. Felaketten bir gün sonra Kahramanmaraş ve Antakya’daydım. Zemheri soğuğu vardı, yağmur vardı. Depremzedeler yıkılan evlerinin başında bir umut yakınlarını bekliyor, evi yıkılanların ise gidebileceği hiçbir yer yoktu. Günler böyle geçti.

Ve gözler, alışık olduğumuz o beyaz, üzerinde kırmızı hilal olan çadırları aradı.

Ama yoktu. Bir günde çadır gelebilir miydi, gelebilirdi.

İşte tam da bu yokluğun nedeninin peşine düşmüştüm. Ve Kızılay’ın çadırları Ahbap Derneği’ne sattığını öğrendim.

İnanmak istemedim.

Ama aldığım bilgiler ve ulaştığım belgeler bunun doğru olduğunu gösteriyordu.

Haberi yazdım. Türkiye’nin gündemi altüst oldu.

Her zaman olduğu gibi önce beni linç ettiler. Yalanladılar. “İftira” dediler.

Sonra dönemin Kızılay Genel Başkanı Kerem Kınık çıktı ve haberimi doğruladı.

Ama bir parantez açarak...

“Kızılay çadır satmadı, Kızılay’ın iştiraki sattı” dedi.

Malum medya ise saatlerce, utanmadan bu skandalı aklamaya çalıştı.

Gerçek şuydu: Kızılay, depremin üçüncü günü, Ahbap Derneği’ne 46 milyon TL tutarında çadır satışı gerçekleştirmişti. Sadece Ahbap’a değil; Türk Eczacıları Birliği’ne ve çeşitli şirketlere de çadır satılmıştı.

Ayrıca iddiaya göre Kızılay, elindeki stokları ve gönderilecek yardımları cemaat, tarikat, vakıf ve derneklere yönlendirmişti.

Hâlâ düşündükçe sinirlerim zıplıyor. “Nasıl olur?” diyorum. Enkazlardan yardım çığlıkları yükseliyorken nasıl olur da bir masanın başına oturup çadır pazarlığı yaparsınız.

İşte bu tablo üzerine; Türkiye Barolar Birliği, Çağdaş Hukukçular Derneği, TKP, HKP ve yurttaşlardan oluşan toplam 22 kişi, Kızılay eski başkanı Kerem Kınık başta olmak üzere Kızılay yöneticileri dâhil 18 kişi hakkında görevi kötüye kullanma ve ihmal suretiyle ölüme sebebiyet verme iddiasıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.

Savcılık, tüm şikâyetleri birleştirdi ve bir soruşturma başlattı. Tam da bu soruşturmada bilirkişi raporu dosyaya girdi.

Bilirkişi raporunda yer alan şikâyetçi beyanlarından biri aynen şöyle:

“Depremden 21 gün geçmiş olmasına rağmen depremzede yurttaşlar hâlâ çadır bulmakta zorlanıyordu.Yardım talepleri sosyal medya ve haber kanallarında yoğun biçimde yer alıyordu.

Yerel yöneticiler dahi çadır temininde ciddi sıkıntılar yaşandığını kamuoyuna açıklıyordu. Bu süreçte, özellikle gazeteci Murat Ağırel’in haberleri ve Kızılay Genel Başkanı Kerem Kınık’ın kendi beyanları doğrultusunda; depremin üçüncü gününde Kızılay tarafından Ahbap Derneği’ne 2 bin 50 adet çadırın 46 milyon TL bedelle satıldığı, bu durumun bizzat Kerem Kınık tarafından doğrulandığı belirtilmiştir.

İnsanlar çadır beklerken böyle bir satış işleminin yapılması kabul edilemezdir.”

Raporda ayrıca, gazeteci İsmail Arı’nın Trakya deposundaki çadırlara ilişkin görüntüleri de hatırlatılıyor.

Çadırların deprem bölgesine sevk edilmeyip depolarda tutulduğu iddialarına dikkat çekiliyor.

Şikâyetçiler açıkça şunu söylüyor:

Kızılay, afet anında ücretsiz ve karşılıksız yardım yapmak zorunda. Ama 21 gün boyunca barınma sorunu sürerken çadırlar satıldı.

Bu, tüzüğe açıkça aykırı.

Kızılay savunma yapmış:

“Kızılay Derneği ve yöneticileri hakkında isnat edilen suçun maddi, manevi ve hukuka aykırılık unsurlarının hiçbirinin oluşmadığı, soruşturma dosyasında suç işlendiğine dair olgusal ve hukuki bir veri bulunmadığı, bu nedenle haklarında kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi gerektiği talep edilmektedir.”

Peki, bilirkişi ne diyor?

Evet, çadır satışı yapılmış.

Evet, yıllara yayılan satışlar listelenmiş.

Bilirkişi şirket faaliyetlerini, satışların uygun yapılıp yapılmadığını incelemiş ve raporun sonuç bölümünde şu ifadeler yer alıyor:

“Ahbap Derneği’ne çadır satışı işlemi, Kızılay Çadır ve Tekstil AŞ tarafından gerçekleştirilmiştir. Anonim şirketin dernekten ayrı bir tüzel kişiliği vardır. Bu nedenle dernek yöneticileri açısından hukuka aykırılık tespit edilmemiştir.”

Devamında, çadırların bağış malı ya da emaneten teslim edilmiş mal olduğuna dair açık ve doğrudan bir tespit bulunmadığı belirtiliyor.

“İhmal suretiyle ölüme sebebiyet verme” yönünden ise, mevcut verilerle illiyet bağının kesin olarak kurulamayacağı ifade ediliyor.

Yani bilirkişi diyor ki: Bu mesele hukuki olarak savcılığın takdirindedir.

Yahu mevzu usulen yapılan satışın hukuka uygun olup olmadığı mevzusu mu? Minareyi çalan zaten kılıfını hazırlamış.

Çünkü mesele sadece hukuk değildir.

Bu, aynı zamanda bir vicdan meselesidir.

Türkiye Kızılay Derneği Tüzüğü incelendiğinde; derneğin kuruluş amacının, insani yardım faaliyetlerinin yürütülmesi ve afet ile olağandışı durumlarda toplumun barınma, beslenme ve sağlık gibi temel ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik faaliyetlerin yerine getirilmesi olduğu, bu yönüyle derneğin kendisine yüklenen görevleri insani yardım amaçları doğrultusunda yerine getirmek üzere yapılandırıldığı görülüyor.

Ne yazıyor BARINMA!

Depremin üçüncü gününde, insanlar soğukta, yağmurda, sokakta çadır beklerken yardım kurumu ticaret yapıyorsa, çadır satıyorsa...

Buna hangi rapor “normal” diyebilir?

Bilirkişi hukuka bakmış olabilir. Ama bu toplumun hafızası ve vicdanı başka bir şey söylüyor. Çünkü Kızılay, bu ülke için sadece bir kurum değildir.

Bir umut simgesidir. Yardım bekleyen insanların ilk bakacağı, kafasını ilk çevireceği yerdir.

Ve o umut, o saygınlık enkaz altında kaldı. Biz o enkazı halen kaldıramadık. 

Yazarın Son Yazıları

Kızılay’ın çadır satışı hukuka uygunmuş!

Türk toplumunun hafızasında ve tarihinde Kızılay, kişilerden bağımsız olarak çok önemli bir yer tutar.

Devamını Oku
23.12.2025
GAIN Medya soruşturmasında kritik soru: Para nereden geldi

Türkiye’de bazı başarı hikâyeleri vardır.

Devamını Oku
20.12.2025
Tutuklama: Tedbir mi, susturma aracı mı?

Ceza, yargılama sonunda verilir; tutuklama ise istisnai bir koruma tedbiri olarak tanımlanır. Ancak son dönemde Türkiye’de yaşananlar, bu teorik ayrımın pratikte hızla eridiğini gösteriyor. Tutuklama artık “yargılamayı güvenceye alan bir önlem” olmaktan çok, yargılamanın kendisi haline gelmiş durumda.

Devamını Oku
16.12.2025
Bu ülkede binalar değil, adalet çöktü

Türkiye büyük depremler yaşadı.

Devamını Oku
13.12.2025
Bahis soruşturmasının dış bağlantısı İngiltere

Bahis soruşturmasının başlangıcı sayılan olayları tam üç sene köşemde ve kitaplarımda yazdım. Türkiye’yi, kamuoyunu harekete geçirmek için elimden geleni yaptım.

Devamını Oku
09.12.2025
Her işlemde ismi olan kişi hukuken yok

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ilişkin soruşturmada her açıdan yaşanan çelişkiler dikkat çekiyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Kamu bağlantıları bir türlü soruşturulmuyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklama dikkatimi çekti. Yasadışı bahisle kararlı şekilde mücadele edileceğini ve gençlerin bu karanlık yapılara teslim edilmeyeceğini söyledi.

Devamını Oku
02.12.2025
Bu bedelin hesabını kim verecek?

Türkiye’de öyle davalar görülüyor ki bir mahkeme salonunun duvarları yalnızca hukukun değil, bütün bir ülkenin vicdanının yankısını taşıyor.

Devamını Oku
29.11.2025
Zehirlenmelerde ‘skimpflasyon’ etkisi

Türkiye bir süredir tuhaf bir ekonomik iklimin içinde yaşıyor.

Devamını Oku
22.11.2025
İBB iddianamesinde olmayanlar!

İBB soruşturmasında da aynı süreç yaşandı. İddianameyi satır satır okumaya devam ediyorum, notlar alıyorum. Özellikle soruşturma aşamasında iddianamede yer alan bilgiler açık açık yazıldı, sosyal medya hesaplarından gündem yapıldı. Şimdi bu iddiaların bir kısmını arıyorum iddianamede, ama yok! Mesela İmamoğlu’nun otellerde yapmış olduğu toplantılarda kamera bantlanması ve yanındaki ekibin taşıdığı valiz çok konuşuldu. Valizlerin para dolu olduğu günlerce yazıldı. Herkes linç edildi. Oysa valizlerde para değil, rahmetli Kadir Topbaş döneminde alınan jammer (sinyal kesici) cihazları vardı ama ne önemi vardı ki?

Devamını Oku
18.11.2025
İmamoğlu iddianamesinde göze çarpanlar

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) soruşturması kapsamında hazırlanan iddianame yaklaşık 237 gün sonra tamamlandı.

Devamını Oku
15.11.2025
Özlem Çerçioğlu ve itirafçının ifadesi

Aziz İhsan Aktaş ve Baki Nugay... Bu iki ismin verdiği ifadeler neticesinde seçilmiş belediye başkanları ve bürokratlar tutuklandı. Operasyon üstüne operasyon yapıldı.

Devamını Oku
11.11.2025
Sayıştay raporları çıktı: Yargılanmayan ‘hatalar’

Sayıştay’ın 2024 yılı mahalli idareler denetim raporları yayımlandı.

Devamını Oku
08.11.2025
Eda Saraç’ın adalet çağrısı

Günlerden pazar... Harbiye’desiniz. “Bugün ne yapayım?” diye düşünürken tiyatroya gitmek istiyorsunuz. Hazırlanıp yola koyuluyorsunuz. Koştur koştur, geç kalmadan tiyatronun yolunu tutuyorsunuz. E malum, İstanbul trafiği! 10 dakikalık yola 1 saatte gidiyorsunuz. Ama bir sorun var. Her yerde polisler, bariyerler, siren sesleri...

Devamını Oku
04.11.2025
Yasadışı bahise operasyonlar art arda

Türkiye’de gündem öyle hızlı değişiyor ki takip edebilmek mümkün değil.

Devamını Oku
01.11.2025
Bahis skandalı: TFF ile konuştum

Düşünün: maçı yöneten hakemler bahis oynamışlar! Ki bir de bu, tespit edilen yasal sitelere girip üye olup oynayan kişiler. Bir de bunun yasadışı bahis ayağı var. Ki son 5 yılda tespit edilebilen rakamlar bunlar. Bu hakemler içinde Süper Lig hakemleri var. Hakem yardımcıları var. Mutlaka uluslararası bakımdan da incelenecektir.

Devamını Oku
28.10.2025
Tele1 soruşturması ve Ekrem İmamoğlu

Türkiye bir kez daha sabaha bir operasyon haberiyle uyandı.

Devamını Oku
25.10.2025
Emniyet’in uyuşturucu raporu (2)

Emniyet Genel Müdürlüğü’nün yayımladığı 2025 Uyuşturucu Raporu, Türkiye’deki uyuşturucu gerçeğini bir kez daha gözler önüne serdi. Bu hususta çok yazı yazdım, son rapor ile ilgili de yazdım. Rapordaki belirtilen rakamlar çok korkutucu. Çevirip çevirip tekrar okuyorum. Israrla üzerinde durmamız gereken bir durum.

Devamını Oku
21.10.2025
Emniyet’in uyuşturucu raporunda inanılmaz rakamlar

Bir ülkenin karanlığını anlamak istiyorsan rakamlara değil, o rakamların sessizliğine bakacaksın.

Devamını Oku
18.10.2025
'Sahte diploma' skandalında yeni perde!

Bu satırları apar topar aldığım bir haber nedeniyle hızlıca yazıyorum. Haber her şeyden önce gelir diyerek o yüzden ifadelerimi de kısa tutacağım.

Devamını Oku
15.10.2025
Milyarlarca liralık Papara iddianamesi çıktı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen hafta yaptığı açıklamada “Yasadışı bahis bataklığının üzerine kararlılıkla gideceğiz” mesajını paylaştı.

Devamını Oku
14.10.2025
'Adaletin değil, rövanşın hikâyesi...'

Türkiye’de hukuk metinleri bazen adaletin pusulasıdır bazen de siyasetin kılıfı.

Devamını Oku
11.10.2025
Gazetecilik değil gerçeği saklamak suçtur

Saat 05.45. Kapıya vurulan tok sesle uyandım. Polisler evdeydi. Gözaltı kararı vardı. Suçum: Gazetecilik. Ama belgede şantaj yazıyordu.

Devamını Oku
07.10.2025
Yargının başka işleri var

En son yazımda Sayıştay raporlarından hükümet bütçesinin nasıl bir batakta olduğunu anlatmıştım.

Devamını Oku
04.10.2025
Norveç mi Türkiye mi?

Türkiye Varlık Fonu ise 360 milyar dolar büyüklüğünde. Fakat her bir Türk vatandaşına sadece 3 bin 644 dolar düşüyor. Peki, bir Norveç vatandaşıyla bir Türkün yatırım varlığı arasındaki 318 milyar dolarlık fark nerede?

Devamını Oku
30.09.2025
Unutmayın, unutturmayın

Melih Gökçek’in Ankara Büyükşehir Belediye başkanlığı dönemi, kentin tarihine tartışmalı ihaleler ve usulsüzlük iddialarıyla geçti.

Devamını Oku
27.09.2025
Sahte Sayıştay denetçisi!

Haber böyle. Kimdir bu kişi diye araştırdığınızda ise muhteşem bir katalog ve fotoğraflarla karşılaşıyorsunuz. Bu kişi gerçekten Sayıştay amblemi bulunan bir araçla gelmiş.

Devamını Oku
23.09.2025
Futbola da soruşturma başlatıldı

Bugün sizlere iki durumdan bahsedeceğim...

Devamını Oku
20.09.2025
Bu kadar öğrenci ve öğretmen ne olacak

“Bu firma sigara ihracatı yapıyor gibi gözüküyordu. Dolayısıyla ürettiği sigarayı ihraç ediyordu ancak sigaralar ya tekrar getiriliyor ya da ihraç edilmiş gibi gösterilip iç piyasaya dağıtılıyordu. Yasal olarak elde ettikleri KDV iadesini de mahsup ediyorlardı. Mahsubu ise Awox isimli teknoloji şirketinin ithalat işlemlerinde ödenecek vergi tutarına kullanılıyordu.”

Devamını Oku
16.09.2025
Cevabını herkesin bildiği soru

Paraya ihtiyacınız oldu ve bankadan kredi almaya gittiniz.

Devamını Oku
13.09.2025
Çürümenin fotoğrafı

Türkiye son yıllarda büyük bir yıkım sürecinden geçiyor.

Devamını Oku
06.09.2025
Savcıları bile kandırmaya kalkıştılar

Dolandırıcılık dediğimiz şey genelde sıradan vatandaşın bir telefonla tuzağa düşmesiyle sınırlı kalır. Ama bu kez tablo bambaşka.

Devamını Oku
02.09.2025
Sahte kanser ilacı ürettiler: İstenen ceza şaşırttı!

Depo baskınında 2 milyar TL değerinde ilaç bulunurken sanıklar hakkında sadece bir yıldan beş yıla kadar hapis istenmesi şaşkınlık yarattı.

Devamını Oku
31.08.2025
'Berlin büyükelçiliği' dolandırıcılığı

İnsanlığın bir toplum olarak var olduğu dönemlerden bu yana aradığı iki şey var...

Devamını Oku
30.08.2025
Milyarlık yarım adaya 20 bin lira bedel

Daha önce yine bu köşeden, Hazine arazilerinin sahte evraklar ile işbirlikçi avukatlar aracılığıyla ele geçirildiğini yazmıştım. Bu dosyaları takip ediyorum ve çok ilginç gelişmeler var, yakında yazacağım.

Devamını Oku
26.08.2025
E-imza skandalı ve uyuşturucu ticareti

Bir önceki yazımda, devlet hastanesi ve özel hastanelerdeki doktorların çalınan e-imza tokenleri ile ilgili düzenlenen iddianameden bahsetmiştim.

Devamını Oku
23.08.2025
Ölü doktorla sahte reçete

Bakın bir çete, depremde ölmüş olan doktorların hesaplarıyla reçete düzenleyip uyuşturucu etkisi olan ilaçları satmış. Çetenin içerisinde eczacılar da var doktorlar da... Bakın 1301 reçete ve 585 bin kapsül yeşil reçeteli haptan bahsediyoruz. İddianamesine ulaştım.

Devamını Oku
19.08.2025
Bu açıklamalar AKP’deki hizipleşmeler içindi

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in, eski AKP MKYK Üyesi avukat Mücahit Birinci’ye yönelik açıklamaları gündeme damga vurdu.

Devamını Oku
16.08.2025
Türk öğrenciler yasal olmayan yollarla düzenlenmiş belgelerle fakültelere girdi: Sahte pasaport skandalı

Kasım 2024’te CİMER’e ulaşan ihbara göre yüzlerce Türk öğrenci sahte yabancı pasaportlarla üniversitelere özellikle de tıp ve hukuk fakültelerine kayıt yaptırdı.

Devamını Oku
11.08.2025
Diploma skandalında yeni perde

Türkiye, bir haftadır sahte diploma, sahte ehliyet ve sahte belgelerin ortaya çıkmasıyla sarsılıyor.

Devamını Oku
09.08.2025