Hikmet Çetinkaya

Zalim misin, Cellat mısın?..

08 Ağustos 2014 Cuma

Dini inanç kimliği üzerinden siyaset, ayrımcılık, CHP’den MHP’ye dek iki adaya sürekli hakaret eden, küçümseyici tümceler!
RTE, elbet iyi bir alan hatibi!
Bunun yanı sıra iyi bir söz ustası!
Bunlara karşın sözlerinin içi boş mu boş! Laik, demokratik, sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nin bırakın ülkemiz insanını, tüm dünyanın duyacağını bile bile “Bana Ermeni diyorlar”, diyerek ırk ayrımcılığı yaptığının, “Biri Zaza, biri Alevi” diyerek “nefret suçu” işlediğinin farkında mı?
Elbet farkında...
RTE, “nefret suçu”nu 2002’den bu yana işliyor...
Oysa Başbakan’ı bugüne dek, şimdilerde “paralel yapı” diye gösterdiği savcılar koruyup kollamıştı...
Hukuk devletinde hukuk çiğnenirken, çocuklarımız öldürülürken yaşananları bilmem anımsıyor musunuz?
O şafak operasyonları, torba davalar, suçluyla suçsuzun tıpkı elmayla armut gibi aynı çuvala doldurulması...
Cumhuriyet’e atılan üç el bombası ve ardından kanlı Danıştay saldırısı.
Bunları çoktan unuttuk!
İçimizi acıtan davalar, sahte kanıtlar, toprak altından çıkan silahlar...
Hepsi gıcır gıcırdı...
Hep yazdığım gibi, anıların harmanlandığı bir toplumda sen onun acısını ve kaygısını paylaşmasını bilirsen o da seni sever!
Evet, sen kimsenin acısını ve kaygısını paylaşmadın, ülkeyi yozlaştırdın, din ve inanç sömürüsü yaptın ve yapmayı sürdürüyorsun.

***

Bugün Ortadoğu alev alev yanıyor... İsrail, Gazze’de kumsalda oynayan çocukları öldürüyor... IŞİD yanı başımızda katliam yapıyor... Suriye’de iç savaş sürüyor...
Din, dil, ırk, mezhep ayrımcılığı Türkiye’yi nereye götürür...
Erdoğan yani RTE, Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi bayrağı, ezanı, namazı, seccadeyi araç olarak kullanmaktan çekinmiyor...
Ortada açık yasal hüküm bulunurken... Cumhurbaşkanlığı forsunu kullanmak...
Bu yasağı çiğnemek!
Siyaset bir bilimdir, sanattır...
Türkiye böyle siyasetçileri çok az yetiştirdi.
Siyaset sanatı, bilincin değerine inebilmek ve toplumu kucaklamaktır...
Şunu sorabilirsiniz elbet: “Sözlü kültürden yazılı kültüre geçemeyen toplumlarda nasıl olacak bu?”
Doğru!
Nasıl olacak?
Gençlerimizin siyasete atılması ve Gezi ruhunun yeniden dirilmesiyle...
Bilinçli kuşaklar yetiştirerek!
Gerçek mutluluk, demokrasi, özgürlük, barış, sevgi, aşk, ayrımcılık yapmamak insanlığın altına çekilen toplam çizgisindeki duyarlıktan oluşur.
O duyarlığı taşımayan insan ne siyasetçi, ne gazeteci, ne sanatçı, ne sinemacı ve ne de insan olabilir...
Olsa olsa “zalim” ya da “cellat” olur!
Dün yaşadık, bugün yaşıyoruz...
Tüm sorun, yarınlar da yaşayıp yaşamayacağımız...
Eğer gözlerimizi yaşadığımız coğrafyaya, Ortadoğu’ya çevirirsek görebiliriz.

***

Yüksek Seçim Kurulu, milletin mi yoksa RTE iktidarının mı?
Bir cumhurbaşkanı adayı nasıl olur da Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanlığı forsunu kullanıyor seçim öncesi...
Böyle bir olay hangi demokratik ülkede yapılır?
MHP şikâyette bulunmasa, YSK sesini çıkarmayacaktı!
Tüm Türkiye’nin yerleşik kurumları korku içinde...
Bilmem farkında mısınız; “Korku İmparatorluğu”nun kurulduğunun...
Kurulmasa tüm değerler altüst edilmez, insanlar korkmaz...
Polis, savcı, yargıç korkmaz...
AKP’liler korkmaz, parmak indirip parmak kaldırmaz...

***

İnsan duyarlılığının çizgisi, mantık, toplumsal mutluluk!
Emeğin örgütlü gücü, Türkiye’de sosyal demokrat, sosyalist, komünist partilerin dağınıklığı...
O duyarlılık bugün ben de hiç yok!
Başta bu partilerin eleştiriye tahammülü yok!
Duygusallığım ise mantığımla eşit çizgide...
Bağışlayın!
Siz de benim gibi olun bir gün bile olsa...
İşe yarıyor!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018
Hoşça kal hüzün... 6 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları