İlhan Selçuk

Aklını Peynir Ekmekle Yiyenlerin Dünyası...

03 Haziran 1998 Çarşamba

PENCERE

Aklını Peynir Ekmekle

Yiyenlerin Dünyası...

Herkes beklentide..

Herkes kuşkulu..

Herkes kaygılı..

Herkes şaşkın..

Herkes “Bu kez nereden vuracak” diye korkuyla bekliyor; ne yapacağını bilemiyor.

*

Nerede oluyor bunlar?.. Anadolu’da depremden korkan halk mı şaşkın?..

Hayır...

Kaygılı, kuşkulu olanlar, “Üçüncü Dünya”nın bir uzak bölgesindeki yoksul halk da değil...

Dünyayı yönettiklerini sanan egemenler de ne halt edeceklerini bilemiyorlar...

*

Gözler “indeks”lerde..

Dow Jones indeksinde..

İMKB indeksinde..

Tüm dünya borsalarının indekslerinde yanıp sönen rakamlarla şaşılaşanlar, “var olmak ya da olmamak” üzerine bir kaygıyla büyüyen gözbebeklerinde bilinmezliğin korkusunu taşıyorlar...

Her kafadan bir ses çıkıyor:

- Kendinize gelin..

- Serinkanlı olun..

- Hükümetler önlem alsın..

- Korkmayın..

Kimisi de küreselleşen bunalımın nedenlerine ilişkin saçmasapan açıklamalar yapıyor; tutarsız laflar, piyasanın her şeyi düzenleyip her sorunu çözeceği söylencesini savunanların gırtlağında düğümleniyor.

Ortaklaşa öneri:

- Hükümetler önlem alsınlar!..

- Devlet Baba neredesin?..

- Gel bizi kurtar!..

*

Ya Dünya Bankası?..

Ya IMF?..

Güneydoğu Asya’da serbest pazar kuramına öylesine bağlanmış ülkeler var ki çocuklarını bile serbest seks piyasasında pazarlıyorlar...

Batı’nın “genelevi”ne dönüşen bu toplumlar, şimdi saçlarını başlarını yoluyorlar.

Bizde ekonominin çarı ne demişti:

“- Sosyal devlet ölmüştür..”

Piyasa mitolojisi, ortalığı kırıp geçirdikten sonra dökülüyor; IMF’nin bir dediğini iki etmeyen ülkeler şimdi bar bar bağırıyorlar.

*

Herkes beklentide..

Herkes kuşkulu..

Herkes kaygılı..

Herkes şaşkın..

Herkes “Bu kez nereden vuracak” diye korkuyla bekliyor, ne yapacağını bilemiyor. İnsanlık 21’inci yüzyıla girerken, dünyayı avucunda tutan kapitalist egemenlerin kılavuzluğunda ilkel bir topluluğa dönüştü.

Nereden nasıl vuracağı bilinmeyen bir canavarın söylencesinde aklımızı yitirmiş gibiyiz.

(3 Eylül 1998 tarihli yazısıdır)

 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Patrikhanenin Sicili... 11 Haziran 2012
Mumcu'nun Saptamaları... 7 Haziran 2012

Günün Köşe Yazıları