İlhan Selçuk

Soru ve Sorun

19 Haziran 1998 Cuma

PENCERE

Soru ve Sorun

“Kemalist” sözcüğü Mustafa Kemal Anadolu’ya çıktıktan sonra Batı’da kullanılmaya başladı; “Atatürkçülük” çok daha sonra ortaya çıktı.

21’inci yüzyılın eşiğindeyiz; bu iki sözcük çevresindeki tartışma sıcaktır.

Yalnız bizde mi?..

Tüm İslam coğrafyasında, özellikle Orta Asya Türk haritasında yaşayan toplumların önünde iki model var: Ya Atatürk’ün laik cumhuriyeti yeğlenecek ya da İslam cumhuriyeti modeli benimsenecek!..

Kavga Türkiye’de de sürüyor.

*

Atatürkçülüğü ya da Kemalizmi “katı bir doktrin” gibi anlamak olanağı yok...

Ancak Kemalizmin felsefesi saydam:

Aydınlanma felsefesi!..

Uygarlık tarihinde 18’inci yüzyıl “Aydınlanma Çağı” diye anılır; bu çağı yok sayınca uygarlık tarihi anlaşılamaz.

“Aydınlanma felsefesi” insan aklına ışık tutmadan önce her şey dinseldi..

Felsefenin kendisi bile...

“Aklın inançtan, bilimin dinden bağımsızlaşması” uygarlık tarihinde bir dönemeçtir; “Laiklik, demokrasi, insan hakları, uluslaşma, temel özgürlükler” bu dönemeçle birlikte Batı’da toplum yaşamını belirleyen kavramlar olarak ortaya çıkıyorlar.

Kemalizm, ‘Aydınlanma Çağı’nın İslam coğrafyasında ilk kez Anadolu’da yaşanmasının adıdır.

*

‘Felsefe’den ‘ideoloji’ye yöneldiğimizde, önümüze “altı ok” çıkıyor. 1931’de “Halk Fırkası”nın 3’üncü Büyük Kongresi’nde parti programına giren “altı ok” bu alanda yol göstericidir: “Cumhuriyetçilik, milliyetçilik, halkçılık, devletçilik, devrimcilik, laiklik...”

Toplumbilimde “ulusal demokratik devrim” diye anılan süreç, Kemalizm adı altında Türkiye’de yaşandı...

Ve yaşanıyor...

‘Padişahlık’ ve ‘Hilafet’ gibi ortaçağ kurumlarının yıkılarak laik cumhuriyetin kurulması tartışmasız “milli demokratik devrim”dir; İslam şeriatçılığı yerine çağdaş hukuk benimsendi, altı okun vurguladığı ilkeler bu dönüşümün programıdır.

*

Mustafa Kemal Atatürk bir devrimi gerçekleştirdi; bunun bir karşıdevrimi olacaktı. Doğal olarak bu ikisi arasındaki hesaplaşma yaşanıyor. Atatürk’e yemini billah düşmanlığı din gibi benimseyenler diyorlar ki: “Kemalizm cumhuriyeti kurdu, ama demokrasiyi kurmadı.”

1923 Devrimi demokrasinin temelini attı.

27 Mayıs devrimiyle gerçekleşen 1961 Anayasası, demokrasi temelini açık seçik devlet düzenine dönüştürdü.

Nasıl:

“Türkiye Cumhuriyeti,

laik,

demokratik,

sosyal,

bir hukuk devletidir.”

Kemalistler bu temel ilkeleri 27 Mayıs Devrimi’yle anayasaya yazdılar.

*

Anayasaya cumhuriyeti de, laikliği de, demokrasiyi de, sosyal hukuk devletini de yazanlar Kemalistlerdir.

Gerçek bu!..

Yaşadığımız tarih elle tutulurcasına somuttur; ama yaşadığımız tarih daha tarih olmadı.

Kavga sürüyor.

Atatürk’e karşı öfke ve kinlerini bu kavgada bileyenler, karşıdevrimi Türkiye’de sürekli bir yaşam biçimine dönüştürebilecekler mi?..

Soru ve sorun budur.

(19 Haziran 1998 tarihli yazısı)



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Patrikhanenin Sicili... 11 Haziran 2012
Mumcu'nun Saptamaları... 7 Haziran 2012

Günün Köşe Yazıları