Kendisinin görev ve yetkilerini belirleyen yasaya göre, Genelkurmay Başkanı, silahlı kuvvetlerin savaşa hazırlanmasında; istihbarat dahil çeşitli hizmetlerine ait ilke ve öncelikler ile ana programlarını saptıyor.\n

Milli İstihbarat Teşkilatı’na ilişkin yasa da Genelkurmay İstihbarat Başkanı’nı, Milli İstihbarat Koordinasyon Kurulu üyeleri arasında sayıyor.\n

Yani, istihbarat toplamak, gerektiğinde “karşı istihbarat” yöntemlerine başvurmak Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı’nın yasal görevleri arasında...\n

Türkiye’de adına “örtülü” de dense bir savaş var mı? Var. Türk Silahlı Kuvvetleri, Türkiye’nin bir bölgesinde bölücü ve ırkçı bir şiddet örgütü ile savaşıyor ve bu örgüt Türkiye’nin sınır komşularından yardım, destek alıyor.\n

Ne yapmış Genelkurmay? Bir andıç çıkarmış ve Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı da çoğunluğu savaştığı şiddet örgütü ile bağlantısı olduğuna inandığı bilgisunar sitelerini (amedchat, apocu, beritan, bijinewroz, firatnews, gelaciwanen, kurdishinfo gibi) izlemiş.\n

Bu andıçla başka bir istihbarat çalışması yapılmış mı? Yapılmış.\n

Din adına insanları domuz bağıyla boğup evlerin bahçesine ya da bodrumuna gömen gerici-bölücü örgütlerin varlığı henüz belleklerden silinmemişken ve de Anayasa Mahkemesi, ülkeyi yöneten \tAKP’nin “laiklik karşıtı eylemlere \todak olmaktan, Hazine yardımının yarısının kesilmesine” karar vermesine yol açan bir süreçte, “irticai” olduğuna inandığı \t\tbilgisunar sitelerini de tek tek izlemeye almış.\n

Ayrıca Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı, her iki savaş ve tehlikeye karşı (bölücülük ve irtica) istihbarat ağını genişletmek üzere kendisi de bilgisunar siteleri oluşturmuş. Çünkü Genelkurmay’a göre, bu yasal bir görev...\n

Şimdi deniyor ki:\n

- Bu bir görev değil, suçtur.\n

Niye?\n

Çünkü rejim değişti!\n

Hani Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, “Biz ne tatlılar yiyoruz Ankara’da, ne bayramlar kutluyoruz. Ah güzel kardeşlerim. Sabır. Sabra zafer. Sabreden başarıya ulaşacak inşallah” diyor ya. İşte o başarıldı. \n

Andıç davasının arkasındaki siyasi anlam işte budur.

Ankara’da dilden dile bir öykü anlatılır oldu. Kös kös dinlenmeyecek kadar ilgi çekici öykü şöyle:\n

Efendim, AKP iktidara geldikten bir süre sonra, partinin ve kadrolarının geçmişte yaptıkları ve ilk uygulamaları konusunda binlerle ifade edilen sayfalar dolusu belge ve bilgi kimi resmi kanallardan toplanmaya başlamış. Bu bilgi ve belgeler, “bir tehlike ile karşı karşıyayız, devlet olarak önlem almamız gerekir” düşüncesiyle Yargıtay Başsavcılığı’na da iletilmiş. Ancak, dönemin Yargıtay Başsavcısı Nuri Ok, başsavcılığın kendi izleme masaları olduğu gerekçesiyle bu bilgi ve belgelere dayanarak yasal bir işlem başlatmamış.\n

İddia o ki, bir bilgi havuzunda toplanmış olan bu belgeler, o günkü mevzuata göre AKP ve kadrolarının siyasi yaşamını bitirebilecek düzeyde kozmik nitelik taşıyormuş. Kimi bürokratların elinde de bulunan bu belgeler zaman içinde ortada kalmış. En sonunda belgelerin tamamına sahip olan ve havuzun başındaki bir bürokrat -ki sonradan mahkeme kararı ile telefonları dinlenen kişiler arasına katıldığı söyleniyor- “emin ellerde olması” dileğiyle belgeleri Genelkurmay Başkanlığı’na vermiş. O dönemde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt. Bugün herkes biliyor ki, Yaşar Büyükanıt, 2007 seçimleri öncesi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile “mezara kadar açıklanmayacak” olan ünlü Dolmabahçe görüşmesini gerçekleştiren, emekli olduktan sonra kendisine zırhlı Audi marka araç ayrılan kişidir.\n

Öykümüze geri dönelim:\n

Belgeler bir süre unutulmuş. Ta ki, 2009 yılında Bülent Arınç’ın Manisa’da olduğu bir gece, Ankara’da kendisine suikast yapılacağı savıyla girişilen ve kimi subayların da adının karıştığı operasyona değin. Bilindiği gibi, o operasyon sonrası Genelkurmay’ın şimdiye değin hiç açılmamış ve açılmayacak olan kozmik odası da soruşturma kapsamı içine alınarak bir yargıç tarafından soruşturulmuştu. \n

İşte kozmik oda soruşturmasının asıl hedefinin, o belgeler olduğu savlanıyor. \n

Belgeler bulunmuş mu?\n

Orası kozmik bir durum.\n

Soruşturma bitmiş mi?\n

Üzerinden yaklaşık iki yıl geçmiş, ama soruşturma hâlâ sürüyor.\n

Bitecek mi?\n

Deniyor ki:\n

“Orasını da kozmoz bilir!”

Yeni Genelkurmay Başkanı; yalnız \tZafer Bayramı \t\tdeğil tüm ulusal bayramlarda Türk \tmilleti adına bayram tebrikatlarının Cumhurbaşkanı \t\ttarafından yapılmasını uygun bulmuş.\n

Eskiden çocukların adlarını Zafer \tkoyarlardı. Şimdi \tFurkan koyuyorlar.\n

30 Ağustos törenleri de benzer bir değişikliktir.

Kabul

Bir şehit, iki şehit, üç şehit. Her gün, ama her gün...\n

Emin olunuz ki, Başkomutan Abdullah Gül ile Genelkurmay Başkanlığı doğrudan kendisine bağlı olan Başbakan Recep \tTayyip Erdoğan, \takan kanı acilen durduracak ve ardından da tebrikleri birlikte kabul edeceklerdir.