Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Bomba
Gazeteci arkadaşlarımız Nuri Kayış ile Serhat Hürkan, “Sansürsüz Sansür Tarihi”ni yazdılar. Kitapta, kimilerinin yüceltip nereye koyacaklarını bilemedikleri 2. Abdülhamit dönemi de var. İşte Abdülhamit’in “yasaklı kelimeler”den bazıları:
\n“Grev, ihtilal, sosyalizm, hürriyet, vatan, millet, cumhuriyet, adalet, zulüm ve bomba.”
\nGeçenlerde Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Cumhuriyet’i ziyarete gelmişti. Kurduğu bir cümlenin içinde “bomba” sözcüğü geçti. “Aman efendim” diye uyardık, “Bomba demeyin lütfen. Ne olur, ne olmaz, iddianameye filan gireriz sonra.”
\nBülent Arınç da bize hak verdi, önündeki masanın üzerinde duranları göstererek “Bomba demeyelim. Çiçek diyelim, kek diyelim, kurabiye diyelim” dedi.
\nBilesiniz: Çiçek, kek ve kurabiye serbesttir.
\n\n\nYasaklı tez
\n\n\nFransız senatosunun verdiği karar ile Uğur Mumcu’nun anılışı hemen hemen aynı günlere denk geldi.
\nUğur Mumcu’nun bir tezi vardı: Emperyalist Batı, Kıbrıs Barış Harekâtı’ndan hemen sonra Türkiye’yi bölgede kıstırabilmek için Ermeni terör örgütü ASALA’yı devreye sokmuştu. Birçok vatandaşımızın ve diplomatımızın ölümünden sorumlu olan ASALA örgütü güçten düşünce, bu kez aynı tezgâh PKK üzerinden yürütülmeye başlamıştı.
\nŞimdi bu tezi de ağzımıza alamayacak mıyız?
\nOrly Havalimanı saldırısını anımsatamayacak mıyız örneğin? Fransa’nın en büyük havalimanlarından biri olan Orly’de 15 Temmuz 1983’te ASALA militanlarının patlattığı bomba sonrası 2’si Türk, 4’ü Fransız, 1’i Amerikalı, 1’i de İsveçli olmak üzere 8 kişinin öldüğünü, 28’i Türk, 55 kişinin de yaralandığını kuşaktan kuşağa aktaramayacak mıyız?
\nAz bekleyin, Türkiye dışında ve hatta içinde “Türk” demenin bile yasadışı sayılacağı günleri de göreceğiz...
\n\n\nTüzük taslağı
\n\n\nCHP Genel Merkezi, tüzük değişikliği taslağını eleştirilmesi için örgütlere gönderdi.
\nTaslağın en çok eleştirilen yanlarından biri, “Genel başkan, genel başkan yardımcılarından en fazla üçünü, parti meclisi üyesi olmayan partililer arasından belirleme yetkisine sahiptir. Bu durumda, görevlendirilenlerin isimleri\t \tparti meclisinin bilgisine sunulur” hükmü olmuş.
\nBu maddenin demokratik olmadığı bir yana, Siyasi Partiler Yasası’nın “Merkez karar ve yönetim organlarının üyeleri büyük kongrece seçilir” ifadesine yer veren 16. maddesine aykırı olduğunu söyleyenler partide çoğunlukta.
\nİşin ilginç tarafı, Siyasi Partiler Yasası’na açıkça aykırı olan bu değişikliği önerenin hukukçu olması...
\n\n\nBOL KEPÇE SATIŞ
\n\n\nCHP milletvekili Ali İhsan Köktürk, bir hesaplama yapmış:
\n“1923 yılından 2002 yılına kadar yabancılara toplam toprak satışı 11 milyon metrekare iken, sadece 2011 yılında gerçekleşen yabancıya toprak satışı 18 milyon 402 bin 131 metrekaredir. Baktığımızda, 2002-2011 yılları arasında yabancı gerçek kişiye 75 milyon 893 bin 700 metrekare, yabancı tüzelkişiye 30 milyon 447 bin 810 metrekare, yabancı ortaklı ve yabancı sermayeli şirketlere 30 milyon 186 bin 277 metrekare, yani toplam 2002-2012 yılları arasında yabancılara satılan toplam toprak miktarı 136 milyon 527 bin 787 metrekaredir. Dolayısıyla 80 yılda satılan toprak parçasının neredeyse iki katı 2011 yılında, 12 katı AKP iktidarı döneminde gerçekleşmiştir.”
\nKöktürk, AKP’nin yabancılara bol kepçeden toprak satışı yapmayı öngören Tapu Yasası’ndaki değişikliği için diyor ki:
\n“Toprak konusu sadece bir mülkiyet sorunu değildir. Toprak, ülke egemenliğinin ve bağımsızlığının vazgeçilmez asli unsurudur. Bu nedenle ‘kısa erimli ticari çıkarlar’ uğruna ülke egemenliğinin ve bağımsızlığının asli unsuru olan ülke topraklarının makul ölçüleri aşan ölçüsüz satışı ve yabancılaştırılması kabul edilemez.”
\nDaha önce de bağırıp çağırmıştık. Ne oldu?
\nAKP bildiğini yaptı...
\n\n\nArzu
\n\n\nEmekli Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un tutuklanması üzerine Recep Tayyip Erdoğan’ın, 2 yıl birlikte “mesai arkadaşlığı” yaptıklarını belirterek “Tutuklama yoluyla değil de tutuksuz yargılama yolu, bizim her zamanki arzumuzdur” demesi dikkatlerden kaçmamıştı.
\nAnkara’da üst düzeyden bir yorum duyduk:
\n“Başbakan’ın, İlker Başbuğ’un tutuklanmasına hiç sıcak bakmadığı, ancak cemaatin çok bastırdığı ve ağırlık kazandığı biliniyor...”
\n\n\nTUTUKSUZ TUTUKLU
\n\n\nAvukat Ayşegül Şahin, gazeteci Hikmet Çiçek’in tutuklandığı suçtan yargılanmadığını, yargılandığı maddelerden de hakkında tutuklama kararı bulunmadığını savunuyor:
\n“Hikmet Çiçek için ‘suçluluk hakkında kuvvetli belirti’den söz etmek mümkün değildir. Zira, hakkında iddianamedeki sevk maddesinden verilmiş bir tutuklama kararı yoktur. Keza ‘risk koşulu’ndan da söz edilemez. İşlendiği iddia edilmeyen ve yargılamaya konu edilmeyen suçlardan dolayı kaçmayı, delillerin yok edilmesini veya değiştirilmesini önlemek maksadı veya bunlar gibi risk içeren faktörlerin varlığından da söz edilemez. Fiilen zor kullanılmakta ve müvekkil özgürlüğünden mahrum edilmektedir.”
\nBu arada hatırlatmak gerek: Hikmet Çiçek’in tutukluluğu 4. yılına girmek üzere.
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Edirne'de korkunç kaza