\n\n\n

Yazarlar ve yurttaşlar, “Savaş Bir İnsanlık Suçudur” başlığı altında imza topluyorlar. “Ne yazıktır ki” diyorlar:\n

“Emperyalist saldırganlığın işgal ettiği yurdunu dişle, tırnakla savunarak Kurtuluş Savaşı vermiş ülkemizin bugünkü egemen siyasi iktidarı, emperyalist yayılmacılığa koçbaşı edilmiş inanç istismarını da kullanarak komşu ülke Suriye’de iç savaşın yaratılması ve sürdürülmesinde taraf olmuş, emperyalist Batı’nın işgal kuvvetlerine gerek kalmayacak bir tutum içine girmiştir.”\n

İmzacılar, insancıl akla ve yüreğe sahip herkesi, savaşa karşı çıkmaya çağırıyorlar.

Zorunlu Seçme\n

\n\n\n

Öğretmen Dünyası dergisinde, dört dörtlük medrese eğitimini irdeleyen Hüseyin Canerik, “Herhangi bir okulda grup oluşturulamayan seçmeli dersleri tercih etmeyen öğrencilerin durumu ne olacak?” sorusuna karşılık aramış ve bulmuş:\n

“Örneğin, matematik uygulamaları, bilim uygulamaları, zekâ oyunları ve okuma becerileri derslerini seçen öğrencilerin öğrenim gördüğü okullarda söz konusu dersler grup oluşturulamaması durumunda, öğrencilerin seçmediği dersler bir anlamda zorunlu olacaktır. Seçmeli din dersleri ağırlıklı grup oluşturulan okullarda tercihe bakılmaksızın bütün öğrenciler din derslerine girecektir.”

Kollamak ve Korumak\n

\n\n\n

TSK İç Hizmet Kanunu’nun 35. maddesi kökten kaldırılacak.\n

Ne diyor madde?\n

“Silahlı Kuvvetler’in vazifesi Türk yurdunu ve anayasa ile tayin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyeti’ni kollamak ve korumaktır.”\n

Silahlı Kuvvetler’in çoğunluğu “terör” suçlamasıyla hapiste. “Türk” sözcüğü anayasadan siliniyor. Yurttaşlık yerine, etnik köken, mezhep, tarikat, cemaat, şirket paydaşlığı öne çıkarıldığından, yurdun bir anlamı kalmıyor. Anayasa, tayin edilmiş milletvekillerince değiştiriliyor. 1923’te kurulmuş Türkiye Cumhuriyeti desen, tüm kurum ve ilkeleri ile çoktan bitirildi.\n

Dolayısıyla ortada kollanacak, korunacak ve de koruyacak kalmadığından, hüküm kendiliğinden düşmüş oluyor.\n

Hiç uğraşmasınlar.\n

\n\n\n

Amaç Belli

ABD Büyükelçisi Ricciardone’nin, Ankara Temsilcimiz Utku Çakırözer’e söylediği “Parlamento, Cumhuriyetin ikinci yüzyılı için Türkiye’nin yeni anayasasını yazıyor” sözünü CHP’li Anayasa Komisyonu üyesi Uğur Bayraktutan’a anımsattık. “Hedef, ilk dört maddedir” dedi ve ekledi:\n

“ABD Büyükelçisi’nin dediği doğrudur. Çünkü AKP iktidarının Oslo görüşmelerinde verdiği tavizlerden biri, anayasa değişikliği sürecinin hızlandırılmasıdır. AKP’lilerin ‘Hedef 2023’ten kastettikleri, ABD’nin aklından geçen modeldir. Amaç, üniter yapıyı zedelemektir. Anayasa değişikliği için ilk masaya oturulduğunda, Meclis’teki 4 grubun uzlaşmadığı hiçbir konunun genel kurula inmeyeceği konusunda anlaşmaya varılmıştı. Ama şimdi Başbakan, ‘Yıl sonuna kadar bakacağız, ondan sonra da yolumuza devam edeceğiz’ diyor. Öyle anlaşılıyor ki, Cumhurbaşkanlığı ve yerel seçimler öncesinde Oslo benzeri pazarlıklar sürecek.”\n

Öyle anlaşılıyor ki, Uğur Bayraktutan, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile ayrı düşüyor:\n

“Anayasa komisyonundan bir şey çıkacağına da, masaya AKP ile beraber oturmamız gerektiğine de inanmıyorum.”\n

\n\n\n

Kadın Aday\n

\n\n\n

Önümüzdeki yerel seçimlerde CHP Ankara Çankaya için kadın aday düşünüyormuş.\n

Aday adayları arasında Ankara milletvekilleri Gülsün Bilgehan Toker ile Aylin Nazlıaka, Genel Başkan Yardımcısı Sencer Ayata’nın eşi Prof. Dr. Ayşe Ayata ve eski parlamenterlerden Mustafa Timisi’nin öğretim üyesi kızı Nilüfer Timisi’nin isimlerinden söz ediliyormuş...\n

CHP’deki genel düşüşü görenler diyor ki:\n

“Çankaya fantazi kaldıracak durumda değil.”

Öfke

Gazeteci dostumuz Doğan Akın, T-24 haber sitesinde, “Çok öfkeli bir Başbakanımız var” diye yazdı:\n

“10 yıldır yönettiği ülkede hâlâ mağdur edilebildiğine inanan bir haklılık duygusuyla sürekli köpüren, en ziyade alınganlığa mazhar bir Başbakan. ‘İnsanın karakteri, yeteneklerinin ayağına nasıl dolanır’ derseniz, sıkı cevaplardan biri Tayyip Erdoğan’dır.”\n

Doğan Akın, bir de soru sormuş:\n

“Erdoğan, insan onurunu, sadece ‘Başbakanlık’ makamında kırılan bir şey mi sanıyor?”

Birleşik Devletler

Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün genel sekreteri eski CHP milletvekili Hasan Aydın “Amerika’nın birleşik devletleri oluyorsa Türkiye birleşik devletleri de olur” deyince sinirlenenler oldu.\n

16-17 yıl önceydi, küreselleşme adı verilen şeyin emperyalizmin yeni masalı olduğuna ilişkin bir geniş dizi hazırlamıştık. Eskiden “solcu”dan sayılan bir öğretim üyesi, diziyi eleştirirken “Ulus devlet için fazla çabalama. Yaşadığımız küreselleşme olumlu bir gelişmedir” demişti.\n

“Peki biz ne olacağız?” diye sormuştuk kendisine. Şu yanıtı vermişti:\n

“ABD, büyük dünya imparatorluğunun, federasyonunun efendisidir artık. Biz de onun eyaleti oluruz; biter, gider.”\n

“Türkiye birleşik devletleri”, bunun yanında masum bir öneri kalıyor.