Ferit Devellioğlu’nun Osmanlıca-Türkçe Sözlüğü’ne göre, “müsvedde”nin iki anlamı var:
Biri; karalama, taslak, üzerinde düzetmeler yapılan yazı.
Diğeri; beceriksiz, aciz, işe yaramaz…
İlk anlamı ele alırsak:
Karalamayı, taslağı kim yapar?
Sıra dışı işler yapan, yaratan, üreten kişi.
Niye kullanır?
Yanlış yapmamak için. Daha iyiye ulaşmak için. Estetik duyuşa ulaşmak için.
Diğer tanımdaki beceriksiz ne yapar?
Adı üstünde kendi beceremediği için üstün olana kara çalar.
Ya aciz kime denir?
Yetmezliği, işe yaramazlığı içinde bocalayana; ağzı kalabalık, aklı tenha olana…
İtalyan yazınının önde gelen yazarlarından Manzoni, “Nişanlılar” romanında Milano’da yaşanan veba salgınından kesitler verirken bir önemli saptama yapar: “Kamusal felaketlerde, uzun süren afetlerde faziletli insanların çoğalıp faziletin yüceldiği görülür.”
Atatürk’ün sözüdür:
“Cumhuriyet fazilettir.”
Faziletin ve namuslu insanlığın giderek yüceldiği günlerdeyiz.

Hamt edene yeni görev
Yine bir torbaya tıkıştırılmışların arasına YSK Başkanı Sadi Güven’in görev süresinin bir yıl uzatılmasını da koydular.
Sadi Güven, mühürsüz oylarla Cumhuriyet rejiminin değiştirilmesine yol açanların başında geliyordu. Neden rejimin değişmesini istediğini de, Balıkesir Anadolu İmam Hatip Lisesi mezunlar gününde yaptığı konuşmada açıklamıştı:
“Yıllarca sıkıntı çektik, hamt olsun bugünlere gelindi.”
İmam okulu mezunu Yargıtay üyesinin hamt ettiği gün, saltanat düzenine geri dönüldüğü gündü.
Saray, bu kez de, bu kadılığa soyunmuş ismi, yerel seçimleri kazandırmak üzere yeniden şereflendiriyor.

Jandarmalık
ABD’nin Irak’tan sonraki yıkım alanı Suriye’ydi. Irak’ın kuzeyinde oluşturduğu mandasını Türkiye’nin güney sınırına uzattı.
Bölgeyi kine buladı, mezhepleri kışkırttı, kökenleri ayrıştırdı, barış içinde yaşayan insanları birbirine düşürdü. Şam’da namaz düşleri görenleri peşine taktı, çıkarlarının ardından sürükledi.
Kanlı çamur deryasından çizmelerini çekmeye karar verirken de çöpünü temizlemeyi bölgedeki stratejik müttefikine, bir zamanlar eşbaşkan ilan ettiğine bıraktı.
Ezilen uluslara bağımsızlığı ile örnek olmuş Türkiye işbirlikçilerin elinde yine bir jandarmadır, ne yazık!

Yandaş özelleştirmesi
CHP’li Mehmet Ali Çelebi, Altay tankını 500- 700 milyon dolarlık ek bir yatırım ve 100 yeni işçi alarak altı ayda seri üretim yapabilecek 1. Ana Bakım Merkezi’nin özelleştirilmesinin ardındaki yandaşlık perdesini araladı:
“Altay tankının ara üretiminin bu fabrika tarafından MSB-ASFAT AŞ kanalıyla yapılacağı deklare edilmiş olmasına rağmen, neden, hiçbir tank ve obüs üretme yeteneği ve kapasitesi olmayan, adrese teslim olarak alacağı kesin olan Ethem Sancak ve Katar girişimine verilmektedir? Bu fabrikanın bugün yeniden kurulması sadece 20 milyar dolarlık bir yatırımı gerektirmekte, bilgi ve tecrübe oluşumu ise en az on yılı bulmaktadır. Buradaki 1800 dönümlük arazinin bin dönümü orman ve yeşil alandır. Arazi ve rant uğruna, dünyada ilk 5’e giren, ülkemiz ve savunma sanayii açısından stratejik önemdeki tesis hurdaya mı çıkarılacaktır?”