\n

Eğitimin ortaçağ karanlığına gömülmesine karşı öğretmenler ve örgütleri nereye kadar dayanabilir, direnebilirler?\n

Eğitim-İş Genel Başkanı Veli Demir’e göre, gericilik yasalaştırılsa da ilk ve ortaöğretim müfredatları ile tamamen imam hatibe dönüştürülse de 3 Mart 1924’ün gerisine dönülerek mektep-medrese ikilemi yaratılsa da öğretmenlerin büyük bir bölümü hâlâ cumhuriyetçi bir tavra sahip:\n

“İktidarın tepeden tırnağa kadrolaştığı, kendinden olmayana neredeyse yaşama şansı tanımadığı, ceberutlaştığı bugünde bile öğretmenler, cumhuriyeti ve onun aydınlık yüzünü koruma derdindedir. Dünden bugüne devrimci öğretmenlerin özellikle TÖS ve TÖBDER deneyimi, bugün de onun mirasçısı olan Eğitim-İş, cumhuriyetten ve Atatürk’ten yana tutumu ile gericilikle ve kurumlarıyla baş edecek mecale sahiptir. Burada asıl sorun; öğretmen örgütlerinin gericiliğe, bölücülüğe ve ırkçılığa karşı mücadelelerini ortaklaştıramamalarında yatmaktadır. Bu ortaklıkta yandaşlığı tescillenmiş, gerici sendika hariç tam bir birlikteliğin sağlanması işten bile değildir. Burada ayraç, solculuk adına bölücülük ya da sağcılık adına gericilik çukuruna düşmemektir.” \n

Bir öğretmen sendikasının lideri olarak Demir, genç kuşak öğretmenlerde de aynı bilinç düzeyini gözlüyor mu? Türkiye’nin yaklaşık 164 yıllık öğretmen yetiştirme deneyimi ve Köy Enstitüleri gibi özgün bir öğretmen yetiştirme yöntemine yaslanıyor ve diyor ki:\n

“Bugün bu mirasa rağmen, hem YÖK hem de Milli Eğitim Bakanlığı öğretmen yetiştirme konusunda sınıfta kalmıştır. \n

Ülkemizin öğretmen yetiştirme politikası bu birikime rağmen problemlidir. Elbette cumhuriyetin bütün kurumlarına sızan gericilik, öğretmen yetiştiren kurumlara da sirayet etmiştir. Bunun sonucu olarak yeni kuşak öğretmenler, düne göre örgütlülüğe daha uzaktır. Eskinin Köy Enstitüleri ve öğretmen okullarının o idealist, yurtsever, cumhuriyetçi, Atatürk’ün aydınlamacı ideolojisinden yana olan öğretmenleri, elbette bugünün gecekondu üniversitelerinin eğitim fakültesi mezunu öğretmeni ile kıyaslanamaz. Ama hâlâ her şeye rağmen öğretmen toplumun aydını, cumhuriyetin savunucusudur.”\n

\n

Kitap ve Oyuncak Kampanyası\n

\n

Giresun Belediyesi, “kitap ve oyuncak kumbarası” kampanyasını sürdürüyor. Belediye önüne konulan 2.5 metre yüksekliğindeki dev kumbarada toplanan oyuncaklar ve kitaplar, temizlendikten sonra çocuk hastaneleri ve okullara gönderiliyor.\n

Giresun Belediye Başkanı Kerim Aksu, kampanyaya ilişkin diyor ki:\n

“Vatandaşlarımızın, ihtiyaç sahiplerine ulaştırmak istedikleri, kullanılmayan kitap ve oyuncakları bir MNG Kargo şubesine gidip ‘Giresun Belediyesi Kitap ve Oyuncak Kumbarası’na gönderim yapacağım’ demesi yeterli. Kitap ve ihtiyaç sahipleri ise 444 4 028 numaralı telefon numarasından veya belediyemizin internet sitesinden bizlere taleplerini iletebilirler.”\n

Yılbaşında çocukları sevindirmek isteyen okurlarımıza duyurulur.

Kadın Aday

Başta Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere, önümüzdeki yerel seçimlerde özellikle Çankaya Belediyesi için bir kadın üzerinde durulduğu söyleniyor.\n

Adından söz edilenlerden Gülsün Bilgehan Toker, aday olmadığını, milletvekili olarak görevlerini sürdüreceğini açıkladı bize.\n

Zaten kadın aday aranıyorsa eğer, milletvekillerinden önce parti meclisinden kimi çalışkan ve birikimli adlar bulunabilir.\n

Genel Başkan Yardımcısı Perihan Sarı ya da Seyhan Erdoğdu örneğin...\n

\n

Kentsel Dönüşüm\n

\n

Solfasol, Ankara’da bir semtin, bir de “Ankara’nın gayri resmi gazetesi”nin adıdır.\n

Solfasol gazetesinin son sayısında Gülistan Aydoğdu, Ege Mahallesi’nden söz etmiş. Onun deyimiyle, “Cezalı, Melih Gökçek Büyükşehir Belediye Başkanı olduğundan beri hizmet verilmeyen mahalle”den...\n

Gülistan Aydoğdu, çocukluğundaki Ege Mahallesi’ni “Sanki şehirde değil, şehre yakın bir köydeydik” diye tanımladıktan sonra şöyle betimliyor:\n

“Elektrik yok, su yok, yol yok, ulaşım aracı yok. İlkbaharda etraftaki bağlardan bahçelerden meyve, bademlerle karnımızı doyurarak gidiyorduk okula.”\n

Sonraki dönüşüme gelince:\n

“1980’li yılların sonunda bu bölgeyi ilk fark eden Semra Özal’ın Papatyaları oldu. Kışın kalmak üzere dağ evleri yaptırdılar. Şimdi ne halde o evler, bilemiyorum.\n

Şimdi rezidanslar, çok yüksek bloklar, kocaman AVM’ler yapılıyor. Oradaki yoksullara inat olsun, der gibi. Hâlâ ucuz olduğu için belli yerleri göç almaya devam ediyor. Yoksulluk, işsizlik, savrulmuşluk had safhada.”\n

Kentsel dönüşüm dedikleri kıytırık görmemişlik, eşitsizliğin kırbacı olarak yoksulların sırtında şaklamaya devam ediyor...\n

\n

Sıfır\n

Şiir, Ferruh Tunç’un, “Tunç Ayna” kitabından:\n

“Bizi kılıçtan geçirdiğine göre / Kitaplarımızı olsun oku / Tavan süslemelerindeki başkalığa bir göz at / Madem sayılarla konuşmayı çok seviyor / Gelecekten söz edildi mi huysuzlanıyorsun;\n

Ey tiran, sıfırı keşfet!”\n

Sıfırı keşfettiler, sıra tiranlıkta...