Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Sayıştay'ın Gayreti
Sayıştay, TBMM’ye gönderilecek raporlardan “kamu zararları” bölümlerini çıkaracak, buna karşılık Sayıştay Başkanlığı da “Sayıştay; anayasal bir kurum olarak, TBMM’ye doğru, yeterli, zamanlı raporlar sunmak gayreti içindedir” diyecek.
Dikkat buyurunuz, Sayıştay, Meclis’e doğru, yeterli, zamanlı raporlar sunmuyormuş, “sunma gayreti içinde”ymiş...
Emekli Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Güven Dinçer, Sayıştay’ın açıklamasını kendisi için “hüzün verici” buluyor. Niye? Çünkü, Sayıştay, yürütme organını mali yönden TBMM adına denetleyen bağımsız bir “anayasal” kuruluş. Bu denetimlerde hiçbir bilgi TBMM’den saklanamaz, gizlenemez ve Meclis’in bilgisi dışında kalamaz. Sayıştay denetiminin yapısı, sınırları ve biçimi ile Meclisçe değerlendirilmesi anayasal bir konu. Yani, bu konu Sayıştay başkanının takdir alanı içinde değil.
Dinçer diyor ki:
“Türkiye’nin anayasal yapısında Sayıştay’ın yerinden ve etkinliğinden vazgeçilemez. Sayıştay 150 yıllık bir kurumdur. Kendi konusunda köklü gelenekleri vardır. Sayıştay’ın etkisizleştirilmesi ve kadrolaşması Maliye Bakanlığı’nın yıkımı, yani Maliye müfettişliğinin ve hesap uzmanlığının kaldırılması programının bir parçasıdır.
Sayıştay’daki olumsuz gelişmeler ve kadrolaşma çok eskilere dayanır. Özal döneminde devlet gelirlerinin önemli bir bölümü ‘fonlara’ aktarılmış ve Sayıştay denetimi dışına çıkarılmaya çalışılmıştır. O tarihte bir Sayıştay başkanı da ‘fonların Sayıştay denetimine tabi olamadığını’ söyleyebilmişti.”
ANAP neden battı? Yolsuzluktan. Sıra AKP’ye geliyor, gelecek...
Kimse Artık
Günü yorumlayan iletiler, şair dostumuz Şükrü Erbaş’tan geliyor...
Birincisi:
“Medya âlimi. Şeyhül muharririn. Kürtaj uzmanı. Mimari deha. Dünya iktisatçısı. Halife. Hayır, yeni zaman peygamberi. Özel hayat tasarımcısı. Rakı ve sigara derecelendirme eksperi. Ahlak zabıtası. Heykel, şiir, sinema, opera... hepsi Tanrı vergisi. Büyük eğitimci. Medeniyetler tarihçisi. Kent plancısı. Giyim-kuşam mühendisi. Tek kişilik parti. Borsa koçu. Din bilgini. Şehvetli hatip.
Kimin aklına kim gelirse artık...”
İkincisi de alanın uzmanları için:
“Başbakan her gün konuşuyor. / Başbakan alın damarları çatlayarak konuşuyor. / Başbakan kendine hayran konuşuyor. / Başbakan sevgisiz konuşuyor. / Başbakan her yerde konuşuyor. / Başbakan küçümseyerek konuşuyor. / Başbakan padişah hükmüyle konuşuyor. / Başbakan kibirle küfür sarkacında konuşuyor. / Başbakan mağrur konuşuyor. / Başbakan kimseyi duymadan konuşuyor. / Başbakan dişlerinin arasından parmak sallayarak konuşuyor. / Başbakan buzdan harflerle konuşuyor. / Başbakan kan kırmızısı konuşuyor. / Başbakan dünyadan büyük konuşuyor. / Başbakan şehvetle konuşuyor. / Başbakan ölümsüzlük cezbesiyle konuşuyor. / Başbakan bin korumayla konuşuyor.
Başbakan bir gün susacak, çaresiz... Başbakan’ın susması kendisine çok acı verecek, çok…”
Çankaya’da Sorun Yok
Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık, CHP’nin Çankaya’da yeniden seçimi kazanmasıyla ilgili bir sorun yaşanmayacağına inanıyor. Hatta, AKP’lilerin oylarıyla çıkarılan son yasa ile Yenimahalle’nin 40 bin seçmeninin 30 bininin CHP’ye oy verdiği bölgenin Çankaya’ya bağlanması ile bu inancının tescil edildiğini düşünüyor:
“Sürdürdüğümüz belediyecilik programı CHP’nin siyasal kimliğine en uygun düşen program. Partinin 1970’lerdeki toplumcu belediyecilik anlayışını, felsefesi, ruhu ve bakış açısıyla birlikte günümüz koşullarına uyarladık, uyarlıyoruz. Hatta bu konuda öncü misyon üstlendiğimiz kanısındayım. Buna kısaca ‘halkçı belediyecilik’ diyebiliriz. Yani, kentleşme süreçlerinin barış, güvenlik ve esenlik içinde, toplumsal farklılıkların bir dengeyle uyum içerisinde yaşayabilir konumuna dönüşmesini sağlayacak biçimde denkleştirme...
Bu yönde tohumlarımızı attık, meyvelerini almaya başladık. 2009’da aldığımız yüzde 58’lik oy oranımızı gelecek seçimlerde 60’ın üzerine çıkaracağımızı umuyoruz.”
Bülent Tanık, yeniden aday olacak mı? “Evet” diyor Tanık, “CHP’yi iyi temsil ettiğimi düşünüyorum. Bu kadar emekten sonra bir dönem daha çalışma enerjimin olacağını düşünüyorum.”
İrtica
Yakın geçmişte toplantılarda “irticai tehdit var” diyen komutanlar istenmiyormuş.
Çünkü, irtica “tehdit” olmaktan çıktı artık.
Doğrudan irticanın kendisi var.
Yöntem
Başkanlık sistemi yerine partili cumhurbaşkanı seçimi üzerinde duruluyor. Erdoğan’ı partisini de denetim altında tutacak şekilde Çankaya’ya taşımanın bir başka yöntemi böylece bulunmuş oluyor.
Ha Ali Veli ha Veli Ali...
\n
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Nevşin Mengü hakkında karar
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu