Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Suriye'yi İstikrarsızlaştırma YerineKaybederken...Yanık Ülke
CHP, geçen dönem parti meclisi üyeliği yapan Prof. Dr. Hüseyin Pazarcı’dan yeterince yararlanıyor mu, bilinmez. Bildiğimiz bir şey varsa, o da Prof. Pazarcı’nın uluslararası hukuk alanında bugün ülkemizin en bilgili ve deneyimli bilim insanlarının başında geldiğidir.
\nProf. Pazarcı’ya, AKP’nin Suriye politikasını sorduk. Satırbaşları ile şunları söyledi:
\n- Türk halkının bu işin dışında kalması zorlaştı. Özellikle Hatay’da Suriye’den gelen sığınmacıların davranışları karışıklık yaratır oldu.
\n- Suriye’deki Kürtler, Esad rejimine karşı muhalif pozisyonda olmadılar. Esad da bunun hediyesini onlara verdi ve Suriye Kürtlerini Türkiye’ye karşı kullanmaya başladı.
\n- Esad’ı değiştirmek isteyen ABD, bunu Türkiye’den yararlanarak yapmayı düşündü. Kendisine dev aynasında gören AKP iktidarı, “Bölgede oyun kurucu olacağız” hevesiyle bataklığa saplandı.
\n- Esad giderse yerine kimin geleceği belli değil. Halihazırda bu ülkede 15 ayrı muhalif grup olduğu ve bu grupların birbiriyle çatıştığı ortada. Yapılması gereken Suriye’yi istikrarsızlaştırma, muhalifleri destekleme yerine ortamı yumuşatacak, çözüm bulmaya yardımcı olacak bir yaklaşım sergilemekti. Bu, zamanında yapılmadı.
\n- Bundan sonra, Suriye’de bir yumuşama, tarafların birbirlerini anlama ortamı sağlamak için çaba gösterme yönünde bir politika değişikliği belki mümkün. Özellikle Suriye’ye yakın duran; Rusya, İran ve Çin nezdinde girişimlerde bulunarak bölgedeki tansiyonu düşürmek de belki mümkün. “Belki” diyorum, çünkü bunları sağlamak artık kolay olmayabilir.
\n\n\nFezleke Düzenlerim Sonra...
\n\n\nCHP’li Atilla Kart, bademciğin yönetimindeki ÖSYM’nin sınavlardaki yolsuzlukların üstüne üstüne gidiyor. Açıkçası, yargıçlık ve savcılık sınavının iptali, Kart’ın ısrarlı tutumunun bir sonucudur.
\nKart’a göre pervasızlık ve yolsuzluk yüzünden sınavı iptal etmek zorunda kaldılar. Ama yeterli değil:
\n“Asıl failleri ve sorumluları ortaya çıkarmaları gerekiyor. Örneğin, bu arada açığa alma işlemlerinin uygulanması gerekiyor. Ancak bütün tespitlere rağmen fail ve sorumlulara ulaşmak mümkün olmamıştır. Çünkü ÖSYM bünyesindekiler korunuyor, himaye ediliyor. O soruları bazı kişilere kimlerin, nasıl servis ettiği ÖSYM Başkanlığı tarafından biliniyor, ama o servis edenler soruşturulmuyor.”
\nBir de olayın savcılık tarafı var. Kart, olayla ilgili suç duyurusunda bulunduğu Ankara Savcısı’nı aramış. “Başvurum ne oldu?” diye sormuş. Savcı, “Adli tatil girdi araya” demiş. Kart, “Biz çocukların geleceklerini ilgilendiren örgütsel bir olaydan söz ediyoruz. Siz bu iddiaları ivedi olarak araştırmak zorundasınız. Yoksa siz hükümetin ajanı konumundaki savcılardan mısınız?” diye üstlemiş. Savcı “Bana bunu söyleyemezsiniz” demiş. Kart, “Ben bir tespit yapıyorum sayın savcı” diye devam etmiş:
\n“Alınsanız da, söylediğim bir Türkiye gerçeğidir, artık cumhuriyet savcılarının bir bölümü cumhuriyet savcısı değil, hükümetin ajanıdır. Ajanı istihbari anlamda demiyorum, memur anlamında diyorum. Ast üst ilişkisi içinde görev yapan konumdasınız. Siz ne kadar tepki duyarsanız biz bunları anlatacağız.”
\nSavcı, Kart’ın sözlerine karşılık olarak “Bu tür tepkilerinizi aramızda konuştuk zaten, hatta sizin hakkınızda fezleke düzenleyelim mi düzenlemeyelim diye tartıştık” yanıtını vermiş.
\nKart, “Bakar mısınız tavra?” deyip ekledi:
\n“Türkiye, bütün kurumlarıyla tıkanmış durumda. O kurumları asli görevlerini yapmaya, çalıştırmaya çaba gösteriyoruz.”
\n\n\n\n\nAKP döneminde Türkiye, AB’nin istemiyle 26 “kalkınma ajansı bölgesi”ne bölündü.
\nNe işe yarar kalkınma ajansı?
\nUluslararası şirketlerin, ulusal piyasaya daha rahat sızmasını, yerel çıkar çevreleri ile daha kolay işbirliği yapabilmesine yarar.
\nKalkınma ajansları; bağımsızlık, ulusal sınır, demokratik katılımcılık ve kamu yararı filan dinlemez.
\nAbdil Celil Öz de işte bu kalkınma ajanslarının Türk kamu yönetimi içindeki yerini doktora tezi yapmış, 2006-2008 yıllarında Çukurova Kalkınma Ajansı Kurucu Genel Sekreterliği görevini üstlenmiş bir valimizdir.
\nBugün Amasya Valisi olan Abdil Celil Öz, Beytüşşebap’taki saldırıda şehit olan 10 asker için yaptığı konuşmada, “Bu memleketi kazanırken çok şehitler verdik. Kaybederken de mutlaka şehitlerimiz olacaktır” demiş, ardından da dilinin sürçtüğünü söylemiştir.
\nHangi psikoloğa sorarsanız sorun, dil sürçmesinin aslında bilinçaltında var olanın bir dışavurumu olduğunu söyler.
\nAKP döneminde cemaat,
\nimama uydu. Egemenlerin dayatmaları, devletin en küçük hücrelerine değin sızdı.
\n\n\nSağımız bomba, solumuz şiddet. Arkamız kurşun, önümüz savaş.
\nAklımız yitik, kol-bacak parça parça, yüreğimiz ağılı kan pompalıyor bedene.
\nYetişemiyoruz ölümlere, havaya uçurduk geçmişimizi. Yaktık, kurtaramıyoruz geleceğimizi.
\n\n\nBayrak
\nİzmir’e, kurtuluşunda bayrak yasak.
\nSultanımız efendimize göre, İzmir “gâvur” ya, ondandır..
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Nevşin Mengü hakkında karar
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Emekliye iyi haber yok!
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- Arda Güler'in 2 asisti Madrid'e yetmedi