Yarın yazgımız değişecek!

23 Haziran 2018 Cumartesi

Halktaki kıpırdanma ve silkiniş, 1970’lerin ikinci yarısındaki tepkiselliğe benziyor. Ülke, 12 Mart cuntasının kara ortamından sonra baskıcı Milliyetçi Cephe koalisyonlarının yarattığı toplumsal gerilim ve ekonomik bunalımla yüz yüzeydi.
CHP, yurttaşlara “umut” ve “barış” öneriyordu ve tarihinin en yüksek oy oranlarından birini elde etti.
Bu başarının arkasında, emek kesimi ile özellikle kardeş kavgasına ve gelecek kaygısına itilmiş gençlerin coşkulu ve içten desteği vardı.
Çok iyi anımsarız, seçime birkaç gün kala CHP’nin lideri Bülent Ecevit’i gençler Ankara Esenboğa’da karşılamışlar, otobüsüne havaalanından CHP Genel Merkezi’nin bulunduğu Farabi Sokak’a kadar kilometrelerce yayan eşlik etmişlerdi.
Muharrem İnce, benzer bir hava yarattı tüm yurtta.
Durumu idare eden entrikacı, makam düşkünü, profesyonel siyasetçi tipinin yerine gidişe iradesini koyan, halkla sarmaş dolaş olan, hem güven veren, hem de özgüvenli bir önder olarak çıktı toplumun karşısına.
Çatık kaşlı zorbalığa, Gezi eylemlerindeki çocukların, gençlerin mizah anlayışıyla karşılık verdi. Hot zot konuşanı güler yüzle, tiye alarak yanıtladı. Cahillikle dalgasını geçti.
Yapabileceklerini açık yüreklilikle, tane tane, anlaşılır dille anlattı.
Yarın o akıllı, bilinçli ve sıcakkanlı kampanyanın hasadını yapacak.
Hem CHP’nin, hem de memleketin kötü giden yazgısını değiştirecek, halkla birlikte…

Milli şuur
Saraydaki, “Yenikapı ruhu”na giderayak Tansu Çiller’i de ekledi.
Tansu Çiller, “milli şuur” için gelmiş oraya…
Gençler pek bilmez Tansu Çiller’i…
Trilyonluk mal varlığı ile tanınır. Bir de Amerikan vatandaşlığı ile. ABD Mülteci Dairesi Özel Bilgi Merkezi’nin 000194-1974 No’lu belgesi, Tansu Çiller hakkında şöyle yazar:
ABD’ye dair inanış ve görüşü: Sadık, inançlı, ABD devletini her türlü şartta savunur ve menfaatlarını korur.
Tıpkı saraydaki gibi yerli ve millidir kendileri…

Emin Değer
Emin Değer’i yitirdik.
Emin Değer, hem bir yurtsever, hem bir aydın, hem bir asker, hem de bir hukukçu olarak Türkiye Cumhuriyeti’nin onurlu evlatlarından biriydi. Milli Savunma Bakanlığı Hukuk Müşavirliği’nde görev yaparken ABD ile ilişkilerde bağımsızlığımıza gölge düşürecek olaylara tanık olması, onun savaşımını belirleyecek en önemli unsurlardan biri olmuştu. Türkiye; kontrgerillanın, gladyonun, CIA’nın Türkiye’de ne gibi kirli işler çevirdiğini Emin Değer’in “CIA, Kontrgerilla ve Türkiye” adlı kitabından öğrenmişti.
Türkiye, uluslararası tekelci Nelson Rockefeller’in, 1956’da ABD Başkanı Eisenhower’e yazdığı mektupta ülkemizi “oltaya yakalanmış balık” olarak tanımladığını Emin Değer’in “Oltadaki Balık Türkiye” adlı kitabından öğrenmişti.
Türkiye, sokak ortasında kurşunlanan savcı Doğan Öz’ün davasından tutun, evlerinde elbise askısı ile boğulan 7 TİP’li gencin davasına değin birçok karanlık dosyanın aydınlatılmasında nasıl çaba gösterileceğini Emin Değer’in avukatlığından öğrenmişti. Biz Cumhuriyet çalışanları da, 1991 yılında, gazetemizin emperyalist, kapitalist küresel operasyonun liberal motoru haline dönüştürülmesine karşı çıkarken gönüllü, insancı hukukçunun desteğinin ne olduğunu Emin Değer’den öğrenmiştik.
Yerden göğe emin bir değerimizi yitirdik. Yurdumuzun başı sağ olsun.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Şamar örnekleri 6 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları