Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Yarış
Sanatçı Gonca Vuslateri, “Hiç ama hiçbir Türk’ten çocuk yapmayı düşünmüyorum” demiş.
Ne yapsın kadıncağız?
Gazeteleri okuyor: Türkler, soykırımcı.
Siyasetçileri dinliyor: Türkler, asimilasyoncu.
Televizyonları izliyor: Türkler, ırkçı...
Sağa bakıyor: Atatürk, ayyaş...
Sola bakıyor: Atatürk, diktatör...
Her türlü değerini aşağılamada birbiriyle yarışan bir toplumda bir de çocukla mı uğraşacaksın? Üstelik Türk’ten olan bir çocukla
Şenliğe Çağrı
Afyonkarahisar’ın Şuhut ilçesine bağlı Kayabelen köyünde erenlerden “Hamza Şeyh Dede” adına düzenlenmekte olan geleneksel festivale 2011 yılında parasal olanaksızlıklar nedeniyle ara verilmişti. Köyün gençleri, halkın da katkılarıyla festivali yeniden canlandırdılar.
17 Mayıs Pazar günü yapacakları şenliklerine yurttaşları hem katılmaya, hem de destek olmaya çağırıyorlar.
Şenlik ile ilgili ayrıntılı bilgi, “www.kayabelen.com” adresli bilgisunar sitesinden edinilebilir.
Gerçekleri Araştıracakmış
Sanki Türkiye, İkinci Dünya Savaşı sonrası, Truman Doktrini ile birlikte emperyalizmin ahtapot kolları arasına alınmamış gibi. NATO’ya giriş ile birlikte gladyonun türlü çeşitli cinayetine, oyununa, operasyonuna uğramamış gibi.
Sanki, ülkenin batısından doğusuna, kuzeyinden güneyine halktan yana tüm özgürlük istemleri bastırılmamış gibi. 1960’larda CHP’nin ortanın solu çıkışı bile “öcü”den sayılmamış gibi. Maraş, Çorum kırımları, Sivas yangını yaşanmamış gibi. Doğu, Güneydoğu’dan başlayarak tüm ülkede yoğunlaşan yobazlığa karşı duran kamu görevlilerin başına gelmedik kalmamış gibi. Cavit Orhan Tütengil’den Bedrettin Cömert’e en seçkin Türk aydınları öldürülmemiş gibi. Gencecik çocuklar, bağımsız bir Türkiye, Doğu’da toprak reformu istedikleri için asılmamış gibi.
Güneydoğu’nun feodal ağaları, beyleri; gladyo ve mafya ile iç içe en kirli tezgâhlara bulaşmamış gibi.
Muammer Aksoy, Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı “kardeşçe birliği, yurttaşça eşitliği ve Cumhuriyetçi ilkeleri” savundukları için aramızdan alınmamış gibi.
CHP’nin Diyarbakırlı olup da seçilememe tehlikesine karşı hep İstanbul’dan aday gösterilen Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu tutmuş, yalnızca bir bölge için “Gerçekleri Araştırma Komisyonu” istiyor.
Yıllardır Türkiye’nin üstüne abanan “böl-yönet” gerçeğini anlayamamışlar için değil komisyon; enstitü, fakülte, üniversite kursan boş!
Kurul Kararıyla
Konya’da Atatürk’ü, Mustafa Necati’yi ve 23 Nisan’ı okulların adından silen Milli Eğitim Bakanlığı, Said-i Nursi’nin “vekili” Ahmet Hüsrev Altınbaşak tarafından kurulmuş Hayrat Vakfı ve yine dinsel eğitim vermeyi amaç edinmiş olan Uluslararası Eğitimciler Derneği ile geçen yıl bir protokol imzalamıştı. Protokol, saraydakinin öngördüğü gibi “Osmanlıcanın önemini” öğrencilere anlatmayı hedefliyor.
Ortaöğretim Genel Müdürlüğü’nün imzaladığı protokol, Talim Terbiye Kurulu’nun 2013 tarihinde aldığı bir karar çerçevesinde yürütülüyor.
O Talim Terbiye Kurulu; laik, bilimsel öğretim birliğini sağlamak üzere Cumhuriyet’in ilanından hemen sonra kurulmuştu.
Bugün ise “Osmanlıca” ve “tecvitli okuma” kursları düzenlemeye yarıyor.
Çaresiz
Ahmet Davutoğlu, “CHP iktidara gelirse, imam hatip okullarını kapatacak” diyor.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise “Niye kapatalım? İmam hatip okullarını kuran CHP” diye karşılık veriyor.
Sanarsınız CHP, bugün yapıldığı gibi tüm okulları kapatmış, yerine imam okulları açmış. İmam okullarından çıkanlar vali, kaymakam, polis müdürü, savcı, yargıç olsun istemiş!
Daha önce de dile getirmiştik: Cumhuriyetçiler umutsuz değil, ama çaresiz bırakılıyorlar.
Çıkıp göğsünü gere gere “Biz, parasız, laik, çağdaş, bilimsel eğitimden yanayız. Uygarlığa ulaşmanın yolu Cumhuriyetçi eğitimin ana felsefesinden geçer” diyeni bulamıyor karşısında...
Cumhuriyetçi kurumlara egemen olanlar, binmişler peynir gemisine; laf üretiyorlar. Hep ıvır kıvır, hep ıvır zıvır.
Özbeöz İhale
Dışişleri Bakanlığı, Hem Savaştepe İmam Hatip Lisesi kökenli, hem de Mülkiyeli Cakarta Büyükelçisi Zekeriya Akçam’ın devirdiği çamı düzeltmekle uğraşıyor şu aralar.
Nurol Şirketi, Endonezya’ya 200-250 dolayında silah taşıyıcı araç satmak üzereydi ki eski AKP milletvekili ve Recep Tayyip Erdoğan’ın Başbakanlığı döneminde Başmüşavirliği’ni de üstlenmiş olan Büyükelçi Akçam, kaleme sarılıp ilgili birimlere, ihalenin Nurol’a değil, “özbeöz yerli” olduğunu ileri sürdüğü BMC’ye verilmesini isteyen mektuplar yazdı.
Bilindiği üzere, BMC’yi, havuzcu medya sahiplerinden ve iktidarın gözde işadamlarından Ethem Sancak TMSF’den ucuza kapatmıştı. Sancak, özbeöz AKP yandaşıydı yani.
Dışişleri Bakanlığı’nda, mektubuyla ortalığı karıştıran Akçam’ın görevden alınmasını dillendirenlerin bile olduğunu duyduk.
Ekmekten Sonra
Oktay Akbal’ın ilk kitabının adıdır:
Önce Ekmekler Bozuldu.
Ya sonra?
İnsanlık kalmadı.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Nevşin Mengü hakkında karar
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Emekliye iyi haber yok!
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- Arda Güler'in 2 asisti Madrid'e yetmedi