Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Yeni Muhalefet
Kemal Kılıçdaroğlu, Pensilvanyacı cemaatin yayın organı Today’s Zaman’a konuşmuş, kurultay sonrası 6 oku yeniden yorumlayacaklarını söylemiş.
Ulusalcılığı dar kalıplara sıkışmış bir ulusalcılık olarak anlamamak gerektiğinden söz açıp “Ben” demiş,“ulusalcılıktan; vatanseverliği, evrensel hukuku, insan haklarını, kadınerkek eşitliğini anlıyorum.”
Haydi vatanseverlik tamam da evrensel hukuk, insan hakları, kadın-erkek eşitliği ile ulusalcılığı tanımlamak biraz zor olsa gerek...
Ardından bir değerlendirme daha:
“CHP, yereli de kapsayan bir evrenselliğe doğru adım adım ilerliyor. Dünya küçülüyor, evrensel değerleri benimsemek, onun parçası olmak en büyük çabamız parti olarak. Türkiye’nin de bu yeni CHP’ye ihtiyacı var.”
Recep Tayyip Erdoğan’ın eliyle “yeni Türkiye” kurgulanıyor ya. Ona uygun bir “yeni muhalefet” gerek tabii. Majestelerinin muhalefeti gibi.
Kılıçdaroğlu, işte o hedefe kilitlenmiş, gidiyor...
Oturmasın Orada
Beyefendi, Çankaya’da oturmamayı düşünüyormuş. Atatürk’ün mekânıymış da, ondan...
Oturmasın zaten. Söylesin milleti ile sevişmeyi çok arzulayan havuzcu Mehmet Cengiz’e; cayır cayır yakılan Hüseyin Avni Paşa Konağı’nın yerine bir saray kondursun.
Gitsin, yerleşsin oraya.
Yıkılan, yakılan geçmiş üzerinde oturmak yakışır Recebiye Cemahiriyesi’ne.
Sis
Sardı ufukları yine ayak direten bir duman. Beyaz karanlık giderek artıyor. Ağırlığının altında eziliyor, siliniyoruz. Sisteyiz yine.
Şair dostumuz Hüseyin Atabaş’a sorduk, “Neden Tevfik Fikret’in o ünlü şiirindeki sisten kurtulamayız biz bir türlü?” diye. Köylü bir toplum olmamız nedeniyle kurtulamadığımızı söyledi ve ekledi:
“Aslında değişmek sanayi toplumu insanına özgü bir niteliktir. Köylü, geleneksel görgü ve inanç sistemini muhafaza etmeyi sever, çünkü bu onun kolayına geliyor. Bu durumun bir sonucu olarak da kente yerleşen köylü, kendi kapısının önündeki çöpü komşunun kapısına itelemekle temizlik yaptığını sanır. Bizim ülke olarak montajcılığı sanayi yapıyoruz sanmamız gibi…
Anımsayın; Batı’da akıl ve teknoloji dünyaya hâkim olmaya başlayınca, yağma ekonomisinin yerini başka bir şeyle dolduramayan Osmanlı bitmişti. Mustafa Kemal durup dururken ‘Hayatta en hakiki mürşit (yol gösterici) ilimdir, fendir’ dememiş ve Cumhuriyeti bu anlayış üzerine kurmaya çalışmıştı. Ama ne yazık ki, okuyanı ve yazanıyla çoğunluğu köylü olan bu toplum bunun önemini algılayıp kendisini değiştirip dönüştüremedi. Dolayısıyla talanla kısa yoldan kâr etmeyi marifet sandı. Geldiğimiz yerde, Osmanlının içine daldığı o siste yuvarlanıp gidiyoruz hâlâ… Yani Tevfik Fikret’in deyişiyle; günümüzde de o beyaz dumanın içindeyiz. Ama bilelim ki, kara da olsa beyaz da olsa duman dumandır.”
Gezginler İçin
Tatil zamanıdır ve biz tatilini iyi değerlendirmek isteyenler için çağdaş Kâtip Çelebi dostumuz Timur Özkan’dan, gezginciliğin küçük sırlarını açıklamasını istedik.
İlk soru: Bir gezi nasıl başlar?
Timur Özkan dedi ki:
“Gezginler için bir gezi, aklımıza düşünce başlar. Önce kendimize şunları sorarız: Öncelikle neyi veya nereyi görmek istiyorum? Gezi için ayırdığım zaman ve seçtiğim mevsim, böyle bir tercihe uygun mu? Bütçem yeterli olacak mı? Sağlık durumu açısından bir sorun var mı? Pasaportumun geçerlilik süresi uygun mu? Vize, aşı vb. teknik hazırlıklar için yeteri kadar zamanım var mı?”
Gezi başlayınca yanıtını arayacağımız sorular da şunlar:
“Nasıl gideriz? Duruma göre araç rezervasyonları, harita üzerinde rota çalışmaları gibi... Nerede kalırız? Duruma göre otel, pansiyon, kamping rezervasyonları... Gideceğimiz yörelerin geleneksel lezzetleri nelerdir? Nereleri gezeceğiz, neleri göreceğiz, hazırlık sürecinin en zevkli aşamasıdır!
Ne alacağız? Alışverişe ayıracağınız zamanın sizden gittiğini ve dönüşte taşıyacağınız yükün artacağını aklınızdan çıkarmayın. Ne izleriz? Kış aylarında sezon temsilleri, yaz aylarında festival gibi etkinlikler bizi bekliyor.”
Timur Özkan, kimi küçük ayrıntıların da unutulmaması gerektiğinin altını çiziyor:
“Not almayı unutmayın, gezerken asla unutmayacağınızı düşündüğünüz anılar ve izlenimler, özellikle yer adları veya tanıştığınız insanların isimleri çok kolay unutulacaktır. Uzun geziler okumak için de ideal bir fırsattır. Rehber kitaplarla yetinmeyin, konusu gideceğiniz yerde geçen kitaplar gezinize farklı bir boyut katacaktır. Nazlı Eray’ın Sis Kelebekleri ile Sinop’u veya Nedim Gürsel’in Resimli Dünya’sı ile Venedik’i ya da Abascal’ın Havana’da Türk Tutkusu ile Küba’yı gezmek apayrı bir hazdır.”
İyi tatiller!
Algı
Toplum öyle bir algı bombardımanı içinde ki...
Ulusal bütünlüğü ve kardeş yurttaşlığı savundunuz mu, “vay, tu kaka” ediliyorsunuz...
Kürtçülük yaptınız mı da solcudan sayılıyorsunuz...
Sıfır
Sıfırcı Ahmet Davutoğlu Cumbakan yapıldı.
Şam politikasındaki gibi; sıfırdan başlayacak, sıfırı tüketene kadar gidecek.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Nevşin Mengü hakkında karar
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Emekliye iyi haber yok!
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- Arda Güler'in 2 asisti Madrid'e yetmedi