Bir Van Kedisi Satın Aldım

13 Kasım 2012 Salı

Aman başlığım yanlış anlaşılmasın, bir Van kedisi biblosu satın aldım. Van kedileri öyle sokakta dolaşmıyor, pet shoplarda satılmıyor, kediler koruma altında ve pek bir rahatlar. Vandan yirmi beş kilometre ötedeki Göllü köyünde anlattılar, (Van içinde ve köylerinde gördüklerimi, yaşadıklarımı ve insan hikâyelerini sizlere daha geniş anlatmak istiyorum. Şimdilik hikâyemizde Van kedileri var) evet nerede kalmıştık, köyde on yıl evvel on on beş Van kedisi varmış ve bir gün kedileri toplamışlar. Çoğaltıp size geri vereceğizdemişler, gidiş o gidiş.

\n

Hikâyeyi anlatan kişi bir er kişi ve gözleri yaşarıyor. Onu teselli etmek için, Üzülmeyin, diyorum, ben dün onları gördüm ve saltanatlarına imrendim.Öyle, kediler pek bir mutlu. Yüzüncü Yıl Üniversitesinin korumasında kocaman bir evde yaşıyorlar. Dinlenme odaları, yemek odaları misler gibi. En güzel yer dişi kedilere ayrılan bölüm, hanımlar birbirlerine misafirliğe gittiğinde oturacak mini mini sandalyeleri ve neredeyse çay takımları bile var. Ah bu dünyanın gözü gör olsun, aristokrat olanlar hep ayrıcalıklı.

\n

Van kedisi bu kadar kıymetli olunca, elbette her yerde heykeli var. Her yerde küçüklü büyüklü Van kedisi bibloları karşınıza çıkıyor, ben de eve bir tane biblo alayım dedim ve küçücük, sadece Van kedisi bibloları satan bir dükkâna girdim. Bakiyi orada tanıdım. Bakinin ailesi Hakkâriden Vana göçenlerden; kim göçmemiş ki, Vanın beş yıl öncesine kadar 150 bin civarında olan nüfusu şimdilerde 1.5 milyona yaklaşıyor. Depremden önce kenti altüst eden, eski dokusunu etkileyen bu göç akımı olmuş. Hakkârinin verimli yaylalarından göçe zorlanan Kürt nüfusun yaşam biçimiyle, yaşam kültürüyle kentli Türklerin yaşam biçimi öyle hemencecik kaynaşamamış. Pek çok yerleşik Vanlı kenti terk etmiş.

\n

Peki ya şimdilerde?.. Büyük felaket adeta sihirli bir değnek görevi görmüş, aynı felaketi kadın erkek, çocuk çocuk, yaşlı genç birlikte yaşayanlar kendilerini aynı zeminin üstünde bulmuşlar. Bu zeminde el ele, kol kola vermek şart. Aksi takdirde zemin kaygan ve hep birlikte aşağı çekilecekler.

\n

Baki büyük bir dikkatle, bembeyaz Van kedisi biblolarının gözlerini boyuyor. Önce ince bir belirleyici çizgi çekiyor, ardından bir gözü mavi, bir gözü yeşile boyuyor. İşini seviyor musun? diye soruyorum. Baki 14 yaşında, cümle kurarken zorluk çekiyor, daha doğrusu benim sorumu anlayamıyor, kimseler ona böyle bir soru sormamış ki Biraz düşünüp yanıt veriyor, Kedileri mi soruyorsun, çok seviyorum.O sırada ağabeyi dükkâna giriyor, selamlaşıyoruz, Az önce dükkâna girerken duydum,diyor, Bakinin üstüne göz boyayan yokturdiyor. Aslında ressam olmalıymış o Ama kader iştediyor.

\n

Baki imam hatip lisesinde okuyor, soruyorum, Baki büyüyünce ne olacaksın? Bembeyaz kedinin gözlerine mavi boyayı sürerken yanıt veriyor, Herhalde imam olacağım.

\n

Dükkândan çıkıp Vanın merkezinde dolaşmaya başlıyorum. İkinci depremde yıkılan ve pek çok insanın ölümüne neden olan Bayram Otelin yeri şimdilerde kör bir karanlık gibi duruyor. Depremi sürekli anımsatan kör bir kuyu gibi. Ama gördüğüm kadarıyla, Vanlılar depremi unutmaya çalışıyorlar, depremden konuşmayı pek istemiyorlar, haklılar. Hayat devam ediyor.

\n

Merkezde bir yerlerde ayaküstü servis yapan bir balıkçı lokantasına rastlıyorum. Hamsi, alabalık var, içeri girip Vanın ünlü balığı İnci kefali var mı?” diye soruyorum. Yabancısınız galiba,diyorlar, şimdi incil kefalinin mevsimi değil, ama alabalığımız güzeldir çünkü dağların bereketli sularında yaşarlar, biz onlara dağın altını deriz.

\n

Öyle mi, o zaman gelsin, dağların bereketi.

\n

Doğrusu alabalık çok nefisti

\n

\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları