İnciyim inciyim illegal dolandırıcılıkta birinciyim!
Işıl Özgentürk
Son Köşe Yazıları

İnciyim inciyim illegal dolandırıcılıkta birinciyim!

24.11.2024 04:01
Güncellenme:
Takip Et:

Sevgili dostlarım, yazıma başlarken önemli bir not düşeceğim: Hepimiz biliyoruz ülkemizde milyar liralık cirosu olan büyük şirketler vergi ödemiyor. Geçip geçmediğimiz köprüler, yollar için hepimiz kuzu kuzu para ödüyoruz. Milyar dolarlık karapara aklayanlar serbest dolaşıp muhteşem hayatlarına devam ediyorlar, yenidoğan çeteleri gün geçtikte çoğalıyor. Ben bugün sizlere illegal dolandırıcılıktan söz edeceğim. Ülke nüfusunun epeyce büyük bir bölümü, bu illegal dolandırıcılıkla geçimini sağlıyormuş. Hiç şaşırmadım. İnsanları dolandırmak için çok zeki olmak gerekmez, sadece kurnaz ve kararlı olmanız yeter. Tabii bir de size kayıtsız şartız inanan ya da korkan insanlar bulmanız yeter. Bu da ülkemizde pek çoktur.

Şimdi isterseniz, eski zamanlara dönelim ve köyünden çıkıp Almanya’nın çeşitli kentlerine giden insanlarımızın, Alman polis teşkilatını şaşırtan ilk dolandırıcılık eylemlerine. Efendim o zamanlar cep telefonu yok, insanlar sevdikleriyle konuşabilmek için her köşe başında duran ankesörlü telefonları kullanıyorlar ve bunlarla konuşmak için de makineye madeni bir Mark atmak zorundalar. Bir süre sonra makineleri kontrol edenler, sürekli konuşma yapıldığı halde makinelerin depo kısmında paraya rastlamamaya başlamışlar. Para yok, uçmuş. Bu epey sürüyor ve sonun da takip başlatılıyor ve biz Türklerin müthiş kurnazlığıyla karşılaşıyorlar. Meğer bu kurnaz Türkler buz kalıplarında dondurdukları bir Mark benzeri buz kalıplarını makinelere atıp saatlerce konuşuyorlarmış. Buz Marklar da bir süre sonra çözülüp su, sonra da buhar olup uçuyorlarmış.

Ben buna şapka çıkarıyorum. Gelelim gene Almanya’ya, orada her şey kontrol altındadır. Kurumlar hiçbir yolsuzluğu kaçırmazlar. Öyle mi, malum Almanya sosyal bir devlet ve orada yaşayan her aile reisi için baktığı çocuklar ve aile üyelerine her ay para ödüyorlar.

İşin püf noktasına geliyoruz, bizim uyanık halkımız, sadece çocuklarını değil, Türkiye’de yaşanan tüm akrabalarına baktıklarını gösteren belgelerle kurumlara başvuruyorlar. Ellerinde resmi Türkiye Cumhuriyeti’nin muhtar mühürlü kâğıtları, adam kâğıtta on kişiye baktığını kanıtlamış. Almanlar resmi kâğıtlara güvenip bir süre 10-12 kişiye bakan epeyce bir aileye para ödüyorlar. Ama bu işin arkası kesilmiyor, sonun da kurumların yetkilileri kâğıtların geldiği köylere gidip araştırma yapıyorlar ve şaşırıp kalıyorlar. Tabii muhtar imzalı damgalı kâğıtlar artık çöp tenekesine gidiyor.

Şimdi gelelim günümüz dolandırıcılıklarına. Yolava’da bir çete bir otel kiralayıp sosyal medyada bir ilan veriyorlar. İlanda insanlara bir günlük tatil kazandıklarını ve onları otelde beklediklerini ilan ediyorlar. Bir günlük tatil mi millet koşar adım gidiyor. Odalarına yerleşiyorlar ve örgütün ikna etme yöntemleriyle çalışan gencecik insanları devre mülk satışına çıkıyorlar. Çok insan imzalıyor ve parayı peşin yatırıyor. Ve çete bu vurgundan, 12 milyar lira kazanıyor. Sonra olay ortaya çıkıyor devre mülk hayali çöpe gidiyor ve milyarlar yok! Vurgunu vuranlar da bildiğiniz üzere üç yıla kalmadan çıkacaklar! Bizde adalet böyle.

Arkadaşlar bizim tüm künyelerimiz bir telefon şirketi tarafından satıldığı için, asıl cep telefonundan illegal dolandırıcılık şaha kalkmış durumda. Ben de dahil bizim kahvede dolandırıcıların cep telefonundan aramadığı kimse kalmamış, üstelik şimdi dolandırıcılar, yaşlı ve daha çok yalnız yaşadıklarını bildikleri insanları 0800’lü hatlardan değil, tek kullanımlık hatlardan arıyorlar. Öyle ki her gün mahalle kahvesine başka biri gelip nasıl dolandırıldığını anlatıyor. Ve dolandırıcılar öyle bir korkutuyorlar ki kimi 46 bin lira bayılıyor, kimi IBAN’dan para gönderdiği kahve makinesini günlerdir bekliyor. Kiminin hesaplarından paralar çekilmiş. Ben insanların para çekmek ya da para yatırmak için neden cep telefonlarını kullanmadıklarını, neden bankaların kapılarında sıra beklediklerine şaşardım. Nedenini anladım, artık kimse telefonlarından para göndermeye korkuyor. Ve bence hakkılar. 

Çok uyanık biriyim ya, ben de az daha dolandırılıyordum. Dolandırıcılar benim için iyi emek harcamışlar. Bilmediğim 05’le başlayan bir telefon geliyor. Birileri beni arıyor diye açıyorum. Boğuk bir ses mali şubeden aradığını, nüfus belgemin çalındığını, “kaydet” diyerek kimlerin benim nüfus belgemi çaldıklarını söylüyorlar, nüfusumu en son nerede kullandığımı soruyorlar. Kapatmaya çalışıyorum, bir başkası alıyor tatlı sert önce bana adını yazmamı söylüyor, vallahi billahi inanıyorum. Bir uluslararası çeteyi yakalamak üzereymişler, bu operasyon gizliymiş, işte orada vaziyeti anlıyorum ve “Sizi polise şikâyet edeceğim” diyorum aynı anda bir tehdit, “Öyleyse gelip seni evden alırız” diyorlar; “Ben de gelin alın ve tüm mahalle görsün” diyorum. Anında telefonlar engelleniyor. 

Aman dikkat her yer illegal dolandırıcı kaynıyor.

Yazarın Son Yazıları

Canım şaka yapmışlardır

Sevgili okurlarım, yıllar önce İspanya’nın Endülüs bölgesinde dolanırken nereden aklıma düştüyse yolda gördüğüm Çağlar Boyu İşkence Aletleri Müzesi’ne girivermiştim.

Devamını Oku
30.11.2025
Denize düşen yılana sarılır

Sevgili okurlarım gerçekten bıktım, neden mi?

Devamını Oku
23.11.2025
Müjde! Ölüm kokan parfümlerim var!

Sevgili okurlarım bir an kendimi bir reklam şirketinde çalışırken buldum.

Devamını Oku
16.11.2025
Dünya unuttuğu bir sözcüğü yeniden anımsadı: Sosyalizm!

Geçtiğimiz hafta, uzun zamandır siyasal ve ekonomik belirsizlik, biri biterken öteki başlayan savaşlar ve giderek şiddetini artıran emek sömürüsü karşısında umutsuzluğa kapılan dünya halkları, uzun zamandır egemen güçler tarafından özellikle unutturulan bir sözcüğü yeniden anımsadı: “Sosyalizm!”

Devamını Oku
09.11.2025
Kraldan çok kralcılar

Sevgili okurlarım tarih bize, ülkelerin çökmesine en çok yardım edenlerin kraldan çok kralcılar olduğunu gösterir.

Devamını Oku
02.11.2025
İmecenin muhteşem gücü

Sevgili okurlarım ülkemin içinde bulunduğu belirsizlik durumu, giderek çoğalan çocuk çetelerinden söz etmek, öldürülen yoldaşların ardından ağıt yakmak, her gün bir kadın cinayetiyle yüz yüze gelmek beni hiç olmadığım kadar umutsuzluğa sürükledi.

Devamını Oku
26.10.2025
Hakan Tosun sen gittin gideli

Sevgili okurlarım bu hafta bir vatanseveri, bir doğa koruyucusunu, işi sadece gerçekleri belgelemek olan bir güzel insanı Hakan Tosun’u toprağa verdik.

Devamını Oku
19.10.2025
Düzenin yeni kurbanları: Katil çocuklar!

Bir avukat İstanbul’da kalabalık bir caddede, ofisi önünde maskeli kişiler tarafından Kalaşnikoflarla taranarak öldürülüyor.

Devamını Oku
12.10.2025
Ah bu ne sevgi bu ne ıstırap!

Sevgili okurlarım insanın tüylerini ürperten. “Bu kadar da olmaz” dedirten bir fotoğrafa bakıp duruyorum.

Devamını Oku
05.10.2025
Adana’nın yolları taştan sen çıkardın beni baştan!

Sevgili okurlarım hepiniz benim Adana sevgimi bilirsiniz.

Devamını Oku
28.09.2025
Kırmızı elbiseli küçük kız

Onun hiçbir şeyden haberi yoktu.

Devamını Oku
21.09.2025
Vahşetin korkunç sularında

Sevgili okurlarım şimdi gelin İtalya’nın Roma kentinde vahşet resimlerinin sergilendiği bir müzeye girelim.

Devamını Oku
14.09.2025
Bir kitap: ‘Sırlarım İpte Asılı Kaldı Balım’

Sevgili okurlarım bugüne kadar hiçbir kitap beni böylesine acıtmamıştı.

Devamını Oku
07.09.2025
Devlet bir sivil itaatsizlik örgütü müdür?

Sevgili okurlarım, sivil itaatsizlik özellikle yasalardan, yönetimden hoşnut olmayanların başvurduğu bir eylemdir.

Devamını Oku
31.08.2025
Bize kim düşe?

Sevgili okurlarım bugün yazıma Leonard Cohen’in “Herkes biliyor geminin su aldığını./ Herkes biliyor kaptanın yalan söylediğini./ Ve herkes biliyor zarların hileli olduğunu” şiiriyle başlayayım dedim, herkes biliyor da ben neden böyle doktorun az önce biyopsi yaptığı bir hasta gibi endişeyle bekliyorum.

Devamını Oku
24.08.2025
Ah ah beni belediye başkanı yapmadılar!

Sevgili okurlarım iyice kafa sersemi olduk.

Devamını Oku
17.08.2025
Parayı veren düdüğü çalar!

Sevgili okurlarım bu yaz kendimi büyük bir açık hava tiyatrosunda oyun izliyor gibi hissediyorum.

Devamını Oku
10.08.2025
Şu nitelikli ol ne demek? Biri bana anlatsın!

Sevgili okurlarım bir hafta önce ülkemizde her yer yanıyordu.

Devamını Oku
03.08.2025
‘Kolay ölümler ülkesi’

Sevgili okurlarım başlık benim değil, sosyal medyada gördüm, sahibini aradım, bulamadım ama bu başlığa vuruldum.

Devamını Oku
27.07.2025
Asılacak kadınlar ülkesi

Sevgili okurlarım bu hafta yazar Pınar Kür’ü sonsuza uğurladık.

Devamını Oku
20.07.2025
Kavşaktayız yeni sorular sorma zamanı!

Sevgili okurlarım ne yazık ki kavşağa geldik arabayı ya uçurumdan aşağı süreceğiz ya da hepimiz yepyeni sorular sormaya, çözümler bulmaya çalışacağız.

Devamını Oku
13.07.2025
Topyekûn savaştayız!

Başlığım kimseyi şaşırtmadı değil mi? Evet, bu canım ülkede yepyeni bir savaş deneniyor.

Devamını Oku
06.07.2025
Zeytine ağıt

Sevgili okurlarım şimdilik füzelerle, insansız uçaklarla yapılan savaş bitmiş görünüyor, doğrusu ben bittiğine hiç inanmıyorum. Bir yerlerde gene füzeler uçacak, çocuklar ölecek, ölüyor da. Şimdi gelelim bizdeki asıl savaşa. Evet dostlarım ülkemizin zeytinliklerimizi bitirme savaşı bu.

Devamını Oku
29.06.2025
Dünyanın hali gibi halimiz

Sevgili okurlarım meğer bizim bu kadim ülkemizde ne kadar çok savaş uzmanı varmış.

Devamını Oku
22.06.2025
Yeniden Türkiş Dekameron

Sevgili okurlarım, epey bir zamandır yaklaşık 20 yıldır bu köşede neredeyse aynı sorunları yazmaktan bıktım.

Devamını Oku
15.06.2025
‘Bana denizi göster’

Sevgili okurlarım gene bir bayram günü, üstelik pazar. Açık konuşmayı severim bilirsiniz öyleyse açık konuşayım ben bu bayramı hiç sevmem.

Devamını Oku
08.06.2025
Unutma biz Anadolu’yuz!

Sevgili okurlarım bir kentten başka bir kente taşınmak ne kadar zormuş.

Devamını Oku
01.06.2025
Biraz mevzu değiştirelim

Sevgili okurlarım 50 yıldır yaşadığım İstanbul’u bırakıp Kocaeli’nin Değirmendere Mahallesi’ne taşınıyorum.

Devamını Oku
25.05.2025
Cebinde şiirlerle dolaşan bir film yönetmenini uğurlarken

Sevgili okurlarım 25 yıllık hayat ve iş arkadaşım, kızım Dünya’nın babası cebinde şiirlerle dolaşan tüm hayatı boyunca devrime inanan film yönetmeni Ali Özgentürk’ü sonsuzluğa uğurladık.

Devamını Oku
18.05.2025
Yurdumuz yeniden bizim olmalı!

Yurdumuz yeniden bizim olmalı!

Devamını Oku
11.05.2025
24. yılını kutlayan Afyonkarahisar Klasik Müzik Festivali’nde toplu anılar

24. yılını kutlayan Afyonkarahisar Klasik Müzik Festival

Devamını Oku
04.05.2025
Unutma deprem geliyorum der ve gelir!

Unutma deprem geliyorum der ve gelir!

Devamını Oku
27.04.2025
Analar babalar, çocuklarımıza kıyıyorlar!

Analar babalar, çocuklarımıza kıyıyorlar!

Devamını Oku
20.04.2025
Bak şu işe ben şu küçücük Yunanistan’ı kıskanıyorum!

Bak şu işe ben şu küçücük Yunanistan’ı kıskanıyorum!

Devamını Oku
13.04.2025
Boykotun sessiz çığlığı

Boykotun sessiz çığlığı

Devamını Oku
06.04.2025
Plastik mermi, cop, tazyikli su ve bitmeyen tutuklamalar

Plastik mermi, cop, tazyikli su ve bitmeyen tutuklamalar

Devamını Oku
30.03.2025
Hep birlikte haykırıyoruz: ‘O gün bugündür!’

Hep birlikte haykırıyoruz: ‘O gün bugündür!’

Devamını Oku
23.03.2025
Cihatçılar Alevileri ve muhalifleri öldürürken...

Cihatçılar Alevileri ve muhalifleri öldürürken...

Devamını Oku
16.03.2025
Ah ne çok öldük!

Ah ne çok öldük!

Devamını Oku
09.03.2025
Ne oldu barış mı gelecek?

Ne oldu barış mı gelecek?

Devamını Oku
02.03.2025