Kalbin Rengi Tüm Dillerde Kırmızıdır

06 Ekim 2008 Pazartesi

Artık yaş gereği mi bilmiyorum.. ne zaman üç dört arkadaş yan yana gelsek memleketi ve dünyayı kurtarma işini bitirir bitirmez hemen sağlık sorunlarından ve şifalı otlardan konuşuyoruz. Sanat ve sinema bile üçüncü plana geçti.

Her konuşmadan sonra da beden dediğimiz mekanizmanın mükemmel uyumu karşısında biraz şaşkın kalakalıyoruz... Ve herkes içinden soruyor, ben bu mekanizmayı yeterince koruyor muyum? Onun kalitesini arttırmak için neler yapıyorum?

Sizi bilmem ama doğrusu ben bu konuda çaba gösterenlere hayranım. Çünkü bu koruma önlemleri tam bir vefa örneği. İnsanın doğaya ve kendine olan saygısını pekiştiren bir şey. Ve biraz da ölüme karşı çıkmak gibi bir şey.

Bir sabah bütün bunlar nereden mi aklıma geldi? Eh.. aklımda hep ekonomik kriz mi olacak? Zaten ne borsada ne de bankalarda öyle yüklü bir param var. Bu konuda yapabileceğim tek şey, sonbaharın biraz daha uzun geçmesini ve doğalgaz faturalarının biraz daha geçikmesini arzu etmekten ibaret. Bu arada bir hatırlatma yapalım, İranla hemen yapacağız denilen doğalgaz anlaşması hâlâ sürüncemede. Rusların ise ne yapacakları hiç belli olmaz; çünkü Amerikan sahil güvenlik gemileri Karadeniz kıyılarını kendi kıyılarıyla karıştırıp, bir iç deniz olan Karadenizde gezinip duruyorlar.

Dünyanın durumu pek iyi gözükmüyor, soluğu kesilmiş durumda, o böyle soluk soluğa dönmeye devam ederken önünde Türk Kardiyoloji Derneği ve Becelin ortak yürüttükleri Kalbini Sev Kırmızı Giykampanyasının son derece uyarıcı bilgilerle dolu basın bülteninin baş tarafındaki bir bilgi, pek çoğumuzun soluğuna dikkat etmesi gerektiğini söylüyor: Türkiyede her 2.5 dakikada bir kişi kalp-damar hastalıkları nedeniyle yaşamını yitiriyor!

Durumun ciddiyetini anlatmak için hemen devam edelim, dünyada her yıl 17.5 milyon kişi, yani her gün 120 uçak dolusu kadar insan kalp-damar hastalıkları nedeniyle hayatını kaybediyor. İnsan düşününce bile fena oluyor: Her gün 120 uçak dolusu insan.

Ayrıca kalp ve damar hastalıkları dünyada ve Türkiyede birinci derecede ölüm nedeni. Ülkemizde ölümlerin yüzde 48i, yani neredeyse yarısı kalp-damar hastalıklarına bağlı. Daha açık ifadeyle, yılda 430 bin 459 ölümden, 205 bin 475i kalp-damar hastalıklarından kaynaklanmakta. Doğrusu bir pazar sabahı keyfinizi bozmak istemem ama.. daha çok uzun seneler güzel pazar sabahları geçirmek için bu bilgilere fazlasıyla ihtiyacımız var. Aman ne olur umutsuzluğa kapılmayın, zaten dünyamızın durumu pek umut verici değil.. gelin sakince elimizden bir şey gelip gelmediğine bakalım. Evet yapacak çok şeyimiz var: Sigarayı bırakmak, abur cubur yemeyi kesmek, meyve ve sebze ağırlıklı, düzenli ve dengeli beslenmek; düzenli egzersiz yapmak (kısaca günde en az üç kilometre yürümek), bel çevresinin kalınlığından mümkün olduğunca kurtulmak, tansiyon ve kan şekerini makul ölçülerde tutmaya çalışmak ve tabii en önemlisi, kalp sağlığı konusunda bir farkındalılık yaratıp bunu sürekli kılmak. Bence farkındalılık ve bunu sürekli kılmak işin en can alıcı noktası. İşte Dünya Kalp Federasyonunun Becel sponsorluğunda dünyanın pek çok ülkesinde gerçekleştirdiği Kalbini Sev Kırmızı Giy!kampanyaları bunun için önemli. Bunu 365 gün tekrarlayabiliriz. Hem bu yıl kırmızı moda.. üstelik dünyanın tüm dillerinde kalbin rengi kırmızı. Bu arada birden aklıma geldi, çocuklar resimlerinde en olmayacak renkleri en olmayacak yerlerde kullanırlar. Kimi bulutları yeşil yapar, kimi kurbağaları mora boyar, ama dünyanın bütün çocukları kalbi en küçük yaşlardan itibaren kırmızı çizerler. Çünkü çaktırmadan ilk öğrendikleri şey aşktır ve aşkın rengi de kırmızıdır.

Hadi bu kadar sözden sonra sıkı bir yürüyüş ve her gün...

isilozgenturk6gmail.com



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Alay ettiler... 7 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları