Bin bir türlü “pusu” kurarak, kendi türünün “toplu ölümleri”nin peşinde koşanın “insan” olduğu, “yalnızca” insan olduğu bilinir; ayrıca canlılar dünyası için yapılan sınıflandırmanın en tepesinde yer alanın da...
“20. yy.”ın bilim insanlarından olan “Jacques Monod” (1910-1976), “günümüz hayvan türleri içinde ‘tür içi’ öldürme”nin olmadığını “bilimsel” bağlamda açıklamasından bu yana bilinir bu durum.
Dünyada ve ülkemizde, o dönemin gençlerinin elinden düşmeyen “Raslantı ve Zorunluluk” (1970) adlı ünlü kitabında, bu konuyu en ince ayrıntılarıyla anlatır “J. Monod”.
Böylece, kurbağanın kurbağayı öldürmediği; ya da kaplanın, kaplanı öldürme peşinde olmadığı, dolaysiyle “topluca öldürme” için “pusu” kurmadıkları biliniyor artık.
Oysa günümüzde “pusu”, terörün, teröristlerin yöntemi olan “asimetrik” savaşın temel direklerinden biridir; böyle olduğu da bütün dünyanın gözleri önündedir. Yine de “iyi terörist”, “kötü terörist” sınıflandırılması yapmaktan kaçınılmadı; kuşkusuz Türkiye’de de.
Şu sıralardaysa bu değerlendirmelerden sanki vazgeçildi; çünkü, terörün dolaysiyle teröristlerin, “kalleş”, “dönek”, “sinsi”, “kolayca elde edilebilen” kişiler olduğu ayrımına (!) varıldığı gibi, bütün bu nitelemeleri içeren sözcüğün de “kahpe” olduğu düşünülmüş ki, başta “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip” olmak üzere, “kahpe terör!”, “kahpece terör!” ya da “kahpece saldırı!”, “kahpesiniz!”değerlendirmeleri dile getirilmeye başlandı. Özellikle, “Beşiktaş Saldırısı”ndan sonra.
Bilindiği gibi tüm bu söylemler basında manşet olarak yer aldı; bu terör saldırısına basında verilen ad da, “Dolmabahçe Kahpeliği!”ydi...
Terör ve teröristler için kullanılan bu adlandırmalar, nitelendirmeler, “toplumda yüz yıllardır ‘mecazi’ anlamda kullanılan sözcüklerdir!” biçimindeki bir savunmanın da, insanı, “özrü kabahatinden büyük” bir duruma düşürmez mi? Neden, deniyorsa okumayı sürdürelim.
Lamı, cimi yok; onca insanı, bir de “pusu” kurarak öldürenlerin -insan olmaları bir yana-“hayvan” sayılmalarının bile söz konusu olamayacağını bilim insanı “J. Monod”, bütün dünyaca kabul edilebilir bir biçimde (bilimsel olarak) ortaya koymuş...
Böylece terörü, teröristleri “kahpece ve kahpeler” diyerek “cinsiyet” bağlamında, “KADIN” üzerinden nitelendirmenin, adlandırmanın ne denli “haksızlık” olduğu açıkça belirmiş olmuyor mu?
Ülkenin bu görünümü, bu durumu karşısında “yönetimin”, dahası her “üç erk”i de elinde tutan Cumhurbaşkanı’nın “istifa” etmesi, daha da uygun bir deyişle, topunun “erkekçe istifa(!)” etmeleri “pek” yerinde olmaz mı!
Ne dersiniz?
‘Kahpesiniz!’
Yazarın Son Yazıları
Erasmus
“Değerli dostlar bugün, ‘12 Mart günü’, Ulusal Kurtuluş Savaşı sürecinin önemli tarihlerinden birini oluşturur.
‘Manifesto!’
‘Elli Yıl’
Haddini Bil!
Bölme mi? Parçalama mı?..
‘Kıht-ı rical!’
‘Aşı’ ve ‘mumlar’
Siyasal terör!
‘Geleceksizlik!’
Yeni bir kavram dolayısıyla...
İlk gün
İsmet İNÖNÜ
‘Şikâyetname’
‘Şeriat bizim hukukumuzdur!’
‘Rüzgâr eken fırtına biçer!’
‘Hukuk Devleti’ mi? ‘Kişi Devleti’ mi?
Depremle birlikte yaşamak
‘Kıht-ı Rical’
‘Quo vadis?’
Dünya Kız Çocukları Günü
‘26 Eylül’ dolaysiyle!
Yarın ‘26 Eylül Dil Bayramı’!
‘Torpil’
İlahiyatçı ne diyor?
Yine mi?
‘Ağustos’ ayı
‘Bir fikir gazetesinde otuz yıl’
‘Mecelle’
Lozan’dan Lozan’a!
‘24 Temmuz Lozan Günü’
86 yıllık...
Düğme
Bir zamanlar...
‘Kavrulmak’ ve ‘savrulmak’
Ekonomiye sıra nasıl gelsin ki?
‘65 yaş üstü’
‘Ben ben ben demokrasisi!
İkileşti mi?
“Çekildik...