Hesap sorabilme hakkı...

19 Şubat 2024 Pazartesi

“Göz göre göre gelen facia”, “Uyarılara kulak asan yok”, “Uzman raporlarını hiçe saydılar”...

Haberlerde, çevremizdeki sohbetlerde pek çok kez duyduğumuz bu ifadelere tepkiler artık ne yazık ki alışılmış bir kabullenişe doğru ilerliyor. Sanki kötülük, yanlışlık konuşuldukça “sıradanlaşıyor”, vicdan terazisi tersyüz oluyor, hesap sorma, sorumlu tutma umudu azalıyor. Geçen hafta içimizi yakan Erzincan İliç’teki maden faciası ülkemizin içinde bulunduğu çarpık tabloyu bir kez daha ortaya koydu. Dokuz canın yitirildiği, kelimenin tam anlamıyla göz göre göre gelen facia, toplumsal, yönetimsel çürümenin kıyılarında gezindiğimizi bir kez daha hatırlattı. 

Para, rant ve sınırsız güç peşinde olanların, sömürgeci anlayışla talan peşinde koşanların yurttaşın yaşam hakkına yönelen tehdidini gösterdi. Hukuk, bilim ve etik değerlerin nasıl yerle bir edildiğini de... 

Faciaya ilişkin Mustafa Çakır imzalı haberimizde, DİSK ve CHP’nin sıraladığı ihmaller listesi “göz göre göre” ifadesinin içini dolduracak şekildeydi: “Depolama alanı dere yatağının tepesine kuruldu. İşçilerin konteynerleri siyanürlü toprağın toplandığı alanın altına yerleştirildi. İşçiler çatlak olduğunu iletti, önlem alınmadı. Yağmurla birlikte hem atmosfere hem de Fırat’ın suyuna siyanür karışabilir.” 

Kimya Mühendisleri Odası da ekosistemin bozulabileceği uyarısı yaptı. 

BİTMEYEN KÂR HIRSI 

Cengiz Karagöz’ün haberinde ise bir uzmanın kurtarma ekiplerinin bu gibi bir olay için hazırlığının bulunmadığına dikkat çektiği aktarılıyordu. Peki, şimdi bir anket yapsak ve yurttaşa sorsak: “Sizce yaşanan bu acı olaydan sonra denetimler artar mı, doğaya, canlıya tehdit içeren maden projelerine dur denir mi... Bu izinlerin altında imzası bulunanlardan hesap sorulur mu?...” Şu haber bile umudu nerede tutar bilemedim.  

Madenin yüzde 80’ine sahip olan Kanada-ABD ortaklı SSR Mining isimli şirket faciayla aynı gün yatırımcılarını bilgilendirmek için bir rapor yayımladı. İddiaya göre raporda, bölgede büyüme potansiyeli gördükleri ve facianın meydana geldiği Çöpler Altın Madeni’nde yeni alanlar için sondaj yapılmasının planlandığı ifade edildi. Şirketin Türkiye’nin başka kentlerinde de maden aramak için çalışmaları bulunduğu kaydedildi. Hâlâ kâr hırsıyla yola devam hali, ders almamakta ısrar, yeni ölümlere ve doğa katliamına kapı açmak değildir de nedir?.. Çalınan bu ülkenin doğası, çocuklarının geleceğinin suyu, aşı, canı... Hesap sorabilmek, unutmamak, unutturmamak için demokratik hakları, birbirini dengeleyen güçler ayrılığı ilkesini savunmak bu nedenle de hayati önemde.  

İKTİSAT KONGRESI 101 YAŞINDA 

Tarım, hayvancılıkta yaşanan sorunlar, ithalata yüklenme ve doğal alanların ranta kurban edildiği zorlu bir tablonun içindeyken 17 Şubat-4 Mart 1923 tarihlerinde İzmir’de yapılan İktisat Kongresi’ni de anmak daha bir önem kazanıyor. Kongrenin açılış konuşmasında Mustafa Kemal, “Ulusal egemenlik, iktisadi egemenliğe dayanmalıdır. Siyasi ve askeri zaferler ne kadar büyük olursa olsun, iktisadi zaferlerle taçlandırılmadıkça sonuçsuz kalır” sözlerini tarihe kazır. Üreten bir ülke yaratacakları vurgusu yapar. Yabancı sermayeye açık olduklarını ancak yabancıların ülkeyi yağmalamasına izin vermeyeceklerini de belirtir. İliç’te yaşananları da düşünürsek, 101 yıl sonra dersimizi iyi çalışmadığımız görünüyor. 

ÇÖZÜMÜN ANAHTARI OLMAK 

Yerel seçim atmosferiyle birlikte geçen hafta, muhalefet cephesinde tartışmalar daha da alevlendi. Ana muhalefet partisi CHP sonunda tüm bölgelerde adaylarını belirledi. Bazı isimler parti yönetimine sert eleştiriler eşliğinde istifalarını duyurdu. Sarp Sağkal imzalı haberde parti içinde bazı kurmayların “Her doğum sancılı olur... Bu değişimin önünü şartlar ne olursa olsun açacağız” dediği aktarıldı. İktidar tek elden kampanyasını hızla sürdürüyor, CHP adaylarının da bir an önce sahaya inip yurttaşa çözümün anahtarı olma hedefini anlatması gerekiyor. Zaman daralıyor, özellikle kararsızlar için sandık tercihlerinde bu belirsizlik atmosferinin nasıl bir sonuç yaratabileceğini iyi değerlendirmek gerekiyor. 

ALİ APAYDIN CUMHURİYET PORTAL’DA 

Bu arada gazetemizin portal kısmında güçlü yazar kadrosuna bir isim daha ekleniyor. İki haftada bir perşembe günleri eğitimci, yazar Ali Apaydın “Beyaz Zambaklar” isimli köşesinden siz değerli okuyucularla buluşacak. Apaydın’a hoş geldin diyoruz.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Akdeniz kapışması 9 Aralık 2024
HTŞ ve tesadüf! 30 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları