Kız da para da dışarı gitmesin
Miyase İlknur
Son Köşe Yazıları

Kız da para da dışarı gitmesin

03.08.2019 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

Anadolu’da çoğu yörelerde eskiden mal bölünmesin diye akraba evliliği yapılırdı. Mal bölünme kaygısını perdelemek için de “kız dışarı gitmesin” gerekçesine sığınılırdı. Hoş, bu gelenek ya da mal bütünlüğünü koruma içgüdüsü sınırlı da olsa bazı yörelerde bugün de geçerlidir. Siyaset ve bürokraside de yeni bir gelenek türedi: “Maaş ya da makam yabancıya gitmesin”.
Türk siyasetinde bu açgözlülük Özal’la başladı. Kardeşi Yusuf Bozkurt Özal’ı önce DPT Müsteşarlığı’na getirdi, ardından da milletvekili yaparak oradan Devlet Bakanlığı’na taşıdı. “Yetim Hüsnü” diye bilinen yeğeni Hüsnü Doğan’ı da Tarım, Orman ve Köyişleri Başkanlığı’na atadı.
AKP iktidarı ile nepotizm, yani arkadaş ve akraba kayırmacılığının ben suyu çıkarıldı diyeyim, siz onun halk dilinde nasıl ifade edildiğini anlayın. Belediyelerde, bakanlıklarda, bürokraside makamlar, arkadaşları bırakın aile bireyleri arasında taksim edildi. Bürokraside istihdam edilmesi için gerekli koşulları haiz olmayan akrabalar ya da arkadaşlara da şirket kurdurulup kamu ihaleleri yağdırıldı. Eleştiri karşısında da aynı klişe savunma: “O göreve atadığım akrabam o makamı hak edecek liyakata sahiptir. İhale verdiğimiz akrabam zaten yıllardır ticaretle uğraşıyor, ne yani ticaret yapmasınlar mı?
Akrabanız o liyakata fazlasıyla sahip olsa dahi o makama getirmeyeceksiniz, onun engin bilgisine çok ihtiyacınız varsa evde size raporlar sunar, siz de onu o makama getirdiğiniz kişiye iletir, yararlanacak bir şey varsa yararlanmasını istersiniz o kadar. Akrabaya ihalenin hiç savunulur tarafı yok. Siz o makama gelmeden önce o kurumdan geçmiş yıllarda pek çok defa ihale almış bile olsa artık ihaleye bile girmemesi gerekir. Siyasi etik bunu gerektirir. Diyeceksiniz ki bizde hangi etik kaldı ki siyasi etik de sürsün.
Sağ partilerde bu tür oligarşik ya da nepotik davranışlar ne o partilerin yöneticilerinin ne örgütünün ne de seçmenin umurunda. Ama sol partilerin seçmeni itiraz etme ve sorgulama hakkını sonuna kadar kullanır. Aksi takdirde diğerine söyleyecek sözü kalmaz.
Geçen haftanın en önemli konusu CHP’li belediyelerde de AKP’li belediyeler gibi bazı makamların akrabalara tahsis edilmesiydi. Skandal atamalar kamuoyunda tartışılırken savunmalar da çok pişkinceydi. Üstelik CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun Afyon’daki uyarılarına rağmen. Galiba CHP’li başkanlar Kılıçdaroğlu’nun uyarılarını sadece “partili atama yapmayın” diye anlayıp akrabalarının bu kapsama girmediğini düşünmüş olmalılar. Oysa parti üye ve tabanından liyakatine bakılarak atama bal gibi yapılır. Çünkü el elin eşeğini türkü çığırarak arar. Belediyelerde gerekli şartlara uyan partili daha canla başla, partinin yerel yönetim anlayışını daha içselleştirmiş olarak çalışır. Diğerinin umurunda bile olmaz. Hatta “Bırakalım yanlış yapsınlar, duvara toslasınlar” diyenler de çıkabilir. Ama partilinin içi acır. Tabii bundan o makama uyacak kriterlere sahip olanları kastediyorum. Yoksa ilçe başkanının oğlunu, meclis üyesinin kardeşini, delegenin kızını o makamlara getirirseniz o da partizanlık ve nepotizmdir.
CHP’li başkanlar bu yanlışı niye yapar? Akıl tutulması mı, aldıkları maaşla geçinemeyeceğini düşünüp eve bir maaş daha girsin düşüncesi mi? Gerekçesi her ne olursa olsun kabul edilemez bir durum bu. Ayrıca kabul etmek gerekir ki bu konuda ilk yanlış belediye meclis üyeleri belirlenirken yapıldı. Yani ceketin ilk düğmesi yanlış iliklendi. Belediye meclisine yapılan atamalarda da buna benzer örnekler görüldüğünden başkanlara da bu yol açılmış oldu. Neyse ki, CHP yönetimi ve tabanı bu konuda gereken uyarıyı yaptı. Umarım bu herkese ders olur.
Haa bir lafımız da yandaş medyaya. Sakın bu konuyu dilinize dolamayın. Siz önce desteklediğiniz partinin bakanlıklarında, bürokraside, belediyelerdeki atamaları gündeme getirin de CHP’ye laf söyleme hakkınız olsun.

Ali Dinçer
Geçen haftaki yazımızda CHP’li belediyelerin geçmişteki başarılarından söz ederken Ali Dinçer adını geçirmediğimizden dolayı bazı dostlarımız üzülmüş. O yazıda “sosyal belediyecilik” örneklerinin 1974’te başladığını ve 1977’de seçilenlerin de bu çizgiyi devam ettirdiğini vurgulamıştık. O nedenle Ankara’da Ali Dinçer, İstanbul’da Aytekin Kotil adını zikretmemiştik. Ayrıca Ali Dinçer birkaç satırla geçiştirilecek bir başkan değildir. O başlı başına bir yazı konusudur. Kendisi CHP Gençlik Kolları’ndan yetişmiş ve kadrosunu da tümüyle önce üniversitelerdeki SDD “Sosyal Demokrasi Dernekleri”, ardından da CHP Gençlik Kolları üyeliğinde görev yapmış olanlardan seçmişti. Parti içinde bu kadroya burun kıvrılmış, “çoluk çocuk bunlar” denilmiş, sonra da onları çoluk çocuk görenler o kadro Ankara’ya damgasını vuran muazzam projelere imza atınca sus pus olmuşlardı. Ne Ali Dinçer’i ne kadrosunda o başarıları gerçekleştiren Kadri Atabaş, Hasan Mani, Ethem Özbakır, Muzaffer Eryılmaz ve diğer arkadaşlarını unutmak mümkün.

Yazarın Son Yazıları

Polen Nihat ile Epözdemir ilişkisi

Türk toplumunun magazine ve dedikoduya bağımlı olduğu malum.

Devamını Oku
27.12.2025
Yolun sonu görünüyor Kasım Bey!

Evet Kasım Bey, yol sonuna geldin.

Devamını Oku
20.12.2025
Özel televizyonlar çıktı meslek bozuldu

Eski Türkiye’de bir yılda yaşayacağımız olaylar silsilesini bir haftada yaşadık.

Devamını Oku
13.12.2025
Dilin kemiği varmış

Son günlerin siyasi atmosferinde yaşanan krizlerin neredeyse tamamı iç ve dış siyasi aktörlerin belagatın şehvetine kendini kaptırmasından ötürüdür.

Devamını Oku
06.12.2025
Hayalet-i temsiliye

İmralı görüşmesinden önce Öcalan’a gidecek heyet, medyada ve kamuoyunda temsil heyeti ya da eski deyimle Heyet-i Temsiliye muamelesi görüyordu.

Devamını Oku
29.11.2025
Ankara yanıyor

Hem de ne yanma.

Devamını Oku
22.11.2025
Bedava yaşıyoruz bedava

Siz bakmayın enflasyonun yüzde 60’larda seyretmesine.

Devamını Oku
15.11.2025
Postmodern bir casusluk filmi

Yeni dönemin casuslarıyla kıyaslandığında eski casuslara acımamak elde değil.

Devamını Oku
01.11.2025
Süper validen sonra süper savcılar geliyor

Sonunda bu da oldu.

Devamını Oku
25.10.2025
Hiçbir şey olmasa bile bir şeyler oluyor

Baş döndürücü hızla gelişen olaylar karşısında herkes birbirine soruyor “Neler oluyor” diye.

Devamını Oku
18.10.2025
Masada mıyız mönü de mi?

İktidar kanadına ve yandaş medyaya göre masadayız.

Devamını Oku
11.10.2025
Fevkaladenin fevkinde verdik

Öyle böyle değil bayağı iyi verdik.

Devamını Oku
04.10.2025
CHP-MHP ittifakı mı dediniz?

Aynı suda ikinci kez yıkanmak sadece bizim sosyal demokratlara özgü bir durum herhalde.

Devamını Oku
20.09.2025
Ben Celal, geliyorum!

Hayda Celal de kim yahu?

Devamını Oku
13.09.2025
Kapadokya’nın tabutuna son çivi

Anlaşıldı AKP iktidarı Unesco Dünya Mirası Listesi’ne aldığı Kapadokya’yı bitirmeye ant içmiş.

Devamını Oku
06.09.2025
Açıldım açıldım açılamadım

Rahmetli Kamil Sönmez, “Sen bu yaylaları yaylayamazsun” türküsünün ikinci kuplesini kendine özgü Karadeniz ağzıyla şöyle okurdu...

Devamını Oku
30.08.2025
Bahçeli’nin ipiyle kuyuya inmek

Bizim muhalif mahalle bir âlem.

Devamını Oku
23.08.2025
Ver papazı al kızı

Kurulmak istenen yeni dünya düzeninin her zamanki gibi ilk uygulama bölgesi, bizim de içinde olduğumuz Ortadoğu olacağı artık kuşku götürmeyecek kadar aşikâr.

Devamını Oku
16.08.2025
Onlar esir değil, emanet

Yeter artık; gerçekten yeter. Askerler sizin stres topunuz ya da esiriniz değil, devlete emanet edilmiş ana kuzularıdır.

Devamını Oku
02.08.2025
Mutfakta biri mi var?

Buna eminim ama kanıtlayamam. Son bir yılda yaşadıklarımızı başka türlü anlamlandırmak mümkün değil zira.

Devamını Oku
26.07.2025
Devleti terör örgütüne bırakırsan...

Eserinizle övünün. Güneyimizde ikinci bir Lübnan yarattığınız için ne kadar övünseniz az.

Devamını Oku
19.07.2025
Tunç Soyer konuşuyor

Aslında tam öyle değil. Konuşan onun adına, avukatlığını da üstlenen kızı Defne Soyer...

Devamını Oku
12.07.2025
Fena satışa geldik

Sonucuna da katlanırsın. Evet, babalar gibi sattılar faturasını da toplum olarak biz ödüyoruz...

Devamını Oku
05.07.2025
Vatan haini kimdir?

Sağ iktidarların en bildik söylemidir kendisini eleştirenleri “vatan haini” ilan etmek.

Devamını Oku
28.06.2025
Akıl gel başıma takıl

İlhan abinin yazılarında sıkça kullandığı “Akıl gel başıma takıl” sözü...

Devamını Oku
21.06.2025
Darbenin eli kulağında

Bizde değil canım; Amerika’da. Trump’ın öngörülmez, çılgın ve zikzak politikaları devam ederse Amerikan müesses nizamını ayakta tutanlar darbe yapabilir.

Devamını Oku
14.06.2025
Çöpçüsün sen çöpçü kal

İzmir Belediyesi işçilerinin başlattığı grev bir hafta sürdü. Bitmeyen grev yoktur zaten.

Devamını Oku
07.06.2025
Önce yargısız infazları durdur

İktidar haftalardır yeni infaz düzenlemesi ile ilgili, “Bayramdan önce cezaevleri boşalacak” umudunu pompaladı.

Devamını Oku
31.05.2025
Katliam ortaklığı ile övünmek

“Terörsüz Türkiye” şiarıyla yola çıkan ve PKK ile masaya oturan AKP iktidarı, bu kesime şirinlik yapmak için tarihteki katliam ortaklığına vurgu yapması akıllara ziyan bir anlayış.

Devamını Oku
24.05.2025
Savulun bozkürtler geliyor

Ne ilginç bir dönemden geçiyoruz. Anlayabilene aşk olsun. Daha iki yıl önce yapılan seçimlerde “Kılıçdaroğlu’nu Kandil destekliyor”, “PKK’liler sayaç okuyacak” diyen Cumhur İttifakı, Kandil’den gelen bildiriyi sevinçle karşıladı.

Devamını Oku
17.05.2025
Multi siyasi teröristlerimiz

Multi siyasi teröristlerimiz

Devamını Oku
10.05.2025
FETÖ’den daha tehlikeli örgüt: ATÖ

FETÖ’den daha tehlikeli örgüt: ATÖ

Devamını Oku
03.05.2025
Vicdan mahkemesi duruşma notları

Vicdan mahkemesi duruşma notları

Devamını Oku
26.04.2025
Biz kasetlerin, el Kıbrıs’ın derdinde

Biz kasetlerin, el Kıbrıs’ın derdinde

Devamını Oku
19.04.2025
Miyase İlknur yazdı...

Z kuşağının AKP polisi ve yargısıyla sınavı

Devamını Oku
12.04.2025
Boykot yapılacaksa onu da biz yaparız

Boykot yapılacaksa onu da biz yaparız

Devamını Oku
05.04.2025
Anlamadım gitti!..

Anlamadım gitti!..

Devamını Oku
29.03.2025
Aşk mı, memleket bu haldeyken...

Aşk mı, memleket bu haldeyken...

Devamını Oku
25.03.2025
Bana helal sana haram

Bana helal sana haram

Devamını Oku
22.03.2025
Sensin mezhepçi

Sensin mezhepçi

Devamını Oku
15.03.2025