Bir dakika...
Müjdat Gezen
Son Köşe Yazıları

Bir dakika...

19.02.2024 03:00
Güncellenme:
Takip Et:

Yukarıda biraz söz ettim ya. En önemli bir dakikalardan biri de yılda bir defa, 10 Kasım’larda, saat dokuzu beş geçe yaptığımız bir dakikalık saygı duruşudur. O bir dakikanın içinde binlerce dakika vardır. Dokuzda uyanırım evimde. 10 Kasım’dır. Yüzümü evimdeki tek resim olan Mustafa Kemal Atatürk’e dönerim. O sırada Kalamış Marina’daki tekneler sirenlerini çalarlar. Dikerim gözlerimi onun mavi gözlerine, ikimizin pınarlarından da birer damla yaş akıverir. O bir dakika benim yaşamımdaki en önemli bir dakikadır. O nedenle ayrı yazdım.

ERDEK...

Ablam ikide bir derdi ki: “Sen Erdek’e gittin hayatın değişti.” 1960 Haziran’ıydı. Mahallemizde Ergün abimiz vardı. Üniversite öğrencisi. Erdekli. “Neden Erdek’te kamp yapmıyorsunuz?” dedi bir gün bize. Önder’le abisi Şeftali Oktay o sırada Darüşşafaka Genç Basketbol Takımı’nda oynuyorlar. Darüşşafaka izci grubundan bir mahruti çadır aldılar. Kadeş vapuru siyahtı ve güverte bileti üç liraydı. Hepimizin cebinde 10’ar lira vardı. Sabaha karşı Bandırma’ya vardık. Fatih’te Hırka-i Şerif’te bir genç gruptuk. Hepimiz 17-18 yaşlarındaydık. 27 Mayıs hareketi olmuş, haziran bize güzel gelmişti. Ergün abi bizi Erdek’te karşıladı. Tek katlı bir yalının yanındaki boş arsaya çadırımızı kurduk. Dokuz arkadaştık ama kardeşten öte... Erden, Tınaz, Saim, Oktay, Önder, Tuncer, Selahattin, İrfan, ben... Hayatımın dönüm noktası oldu Erdek kampı. Yemekleri ben yapıyordum, bulaşıkları diğerleri yıkıyordu denizde. Tam önümüzde, sabaha karşı balıkçılar ağlarını çekiyorlardı ve biz onlara yardım ediyorduk. “Yelaviz, yelaviz... Al beraber.” Böyle çekiliyordu balık ağları. Çok balık yedik. Menemen, makarna, omlet. Erden karaciğerini bozdu. Masamız yoktu. Aklıma bir fikir geldi. Yere iki uzun çukur kazalım, karşılıklı. Ortada kalan kısım masamız olsun, iki yanına biz oturalım, ayaklarımızı çukura sokalım. Öyle yaptık. Belki devam ettirseydim bu gibi fikirleri, bu memleketten de bir Edison çıkabilirdi. Olmadı. Tiyatrocu oldum... Kampımız denizin neredeyse içinde. Bir sandal yanaştı bizim çadıra doğru. Çadırımızın ismi yazılı kapısında: “Avanta Palas”. Çünkü balık bedava, bizim yanımızdaki ailenin her gün ikram ettiği bazı tabaklar bedava, hava bedava, su bedava... Sandalda iki genç adam var. Bir şarkı tutturdular marjinal. “Samsooon Dalila... Yakalara balina. Jon Fostır Dallıs Con Fostır Dallıs. Gutman gitti teraviye, evini bıraktı haramiye. Tenekeci muslukçu, tenekeci muslukçu. Portakal bahçeleriii, portakal bahçeleriii, ne güzel kokuyor. Avanta palaaas, Avanta palaaas... Müjdat, Müjdat neredesin?” Ayberk Çölok ve Mehmet Ulusoy. Sonradan ikisi de çok büyük aktör oldular. Mehmet Paris’te kendi tiyatrosunu açtı. Ayberk AST, Halk Oyuncuları ve Devlet Tiyatrosu’nda çalıştı. Çok iyi dost olduk onlarla. Sonra beyaz atlara falan binmeden, hatta vedalaşmadan ayrılıp gittiler. Erdek kampından kalan iki yadigârdı bana ikisi de. Erdek kampııı. Erdek kampı neredesin?

NE AKTÖRDÜ AMA...

Aslında duygusal rollerin adamıydı ama komedyen olarak bilinirdi. Tiyatroda da sinemada da sahneye, perdeye bu kadar yakışan biri azdır. Bakırköy Halkevi’nden yetişme, Sadık Şendil’in talebesi, aktörlerin aktörü Münir Özkul. Hâlâ filmlerini izlediğimde gözlerimden yaş geliyor... 1963-64 tiyatro sezonunda Savaş’la (Dinçel) beraber Münir Özkul Tiyatrosu’nda çalıştık. Bizi Münir ağabeye Ayberk götürdü. İki oyuncu arıyormuş General Çöpçatan oyunu için. Ayberk “Savaş’la Müjdat” demiş. Anlaştık, provalar başladı. -Tiyatro yaşamımın en büyük macerası olan mahkemede yargılandığım süreci anlatacağım.- İçkiyi bırakmıştı Münir ağabey, provalar sırasında başlamış. İlk gece elinde konyak şişesiyle çıktı. Sözlerini unuttu sahnede. Savaş’ı ve beni sahneden kovdu ve ilk gece tiyatro kapandı. Oyunun telif haklarını satın alan İhsan Hanım adlı gerideki patronumuz oyunun Münir Özkul’suz devam etmesine karar verdi. Münir ağabey dava açtı “Oyun bana aittir” diye. Gittik yargılandık. Beraat ettik. Biz nerden bilelim oyunun telif hakkı kime ait? Fakat tuhaf bir şey oldu. Münir ağabey, bizim oynadığımız Karaca Tiyatro’nun 100 metre ötesindeki İstanbul Tiyatrosu ile anlaştı ve oyunu yeni kadrosuyla oynamaya başladı. Biz Karaca Tiyatro’da, Münir ağabey İstanbul Tiyatrosu salonunda, iki karşılıklı ekip Peter Ustinov’un Romanof’la Jülyet, yeni adıyla General Çöpçatan oyununu oynadık. Münir ağabeyin oyunu ful, bizimki sinek avlıyor...

Benim ilk yargılanışım alt beynimin derinliklerinde bir tuhaf iz bırakmış olacak ki ondan sonra ne zaman yargılansam, aklıma hep o ilk yargılanmam gelir... İleride yine Münir ağabeyden söz ederim.

SETTAR TANRIÖĞEN

Sadık Şendil’in ünlü eseri Kanlı Nigar’ı sahneye koyuyordum. 1990’lı yıllar tam anımsamıyorum. Kekeme berber rolü çok önemlidir. O rolü oynayacak aktörü arıyorum. Settar’ı tavsiye ettiler. Geldi oynadı. Ama muhteşem oynadı. Onun komedi oyunculuğunu o oyunda keşfettim. Komedi oynayabilen aktörler dramı daha rahat oynarlar. Televizyonda gösterilen “Kızılcık Şerbeti” dizisinde Settar yine muhteşem oynuyor. Hastalandığını duydum. Kızıyla konuştum. Yoğun bakımda olduğu için telefonda konuşamıyordu. 

Settar bize çok lazımsın. Sakın ha bi yere gitme. Bir an evvel sağlığına kavuşmanı diliyorum. Canım kardeşim.

***

Atatürk diyor ki: Uygar eser vücuda getirmek kabiliyetinden mahrum milletler hürriyet ve bağımsızlıklardan soyunmaya mahkûmdur.

***

SONBAHARDA 

DALDAN DÜŞTÜ 

SON SARI YAPRAK 

ELVEDA DÜNYA, DEDİ

MERHABA TOPRAK.

Yazarın Son Yazıları

‘Acayip Şiirler’den

Fazıl Say bu kitaptaki şiirlerimi bestelemek istemişti. Şimdi yeniden okuyup buraya aktarmalar yaparken “İyi ki yapmamış, tutuklanırdı” diyorum.

Devamını Oku
19.05.2025
Dedem

Dedem

Devamını Oku
12.05.2025
Ekonomi

Ekonomi

Devamını Oku
05.05.2025
Mektup

Mektup

Devamını Oku
28.04.2025
Şeytanın aklına gelmez

Şeytanın aklına gelmez

Devamını Oku
21.04.2025
Müjdat Gezen yazdı...

İmamoğlu’na mektup

Devamını Oku
14.04.2025
Unutulanlar

Unutulanlar

Devamını Oku
07.04.2025
Fıkralar

Fıkralar

Devamını Oku
31.03.2025
Ergin

Ergin

Devamını Oku
24.03.2025
Celal Sururi

Celal Sururi

Devamını Oku
17.03.2025
Celal abi

Celal abi

Devamını Oku
10.03.2025
Vehbi Koç Ödülü

Vehbi Koç Ödülü

Devamını Oku
03.03.2025
Yoruldum

Yoruldum

Devamını Oku
24.02.2025
‘AB’

‘AB’

Devamını Oku
17.02.2025
Adalet

Adalet

Devamını Oku
10.02.2025
Hale

Hale

Devamını Oku
03.02.2025
Toprağını sevsin!

Toprağını sevsin!

Devamını Oku
06.01.2025
Eğri oturalım, doğru konuşalım

Eğri oturalım, doğru konuşalım

Devamını Oku
30.12.2024
Menderes

Menderes

Devamını Oku
23.12.2024
Atatürk mavisi

Atatürk mavisi

Devamını Oku
16.12.2024
Elif

Elif

Devamını Oku
09.12.2024
Hastaneler

Hastaneler

Devamını Oku
02.12.2024
Hiç mi insan biriktirmediniz?...

Hiç mi insan biriktirmediniz?...

Devamını Oku
25.11.2024
Süalp Tansan

Süalp Tansan

Devamını Oku
18.11.2024
Baylan günleri

Baylan günleri

Devamını Oku
11.11.2024
Açık açık söyle

Açık açık söyle

Devamını Oku
04.11.2024
Biz ne zaman böyle olduk?

Biz ne zaman böyle olduk?

Devamını Oku
28.10.2024
Ottoman

Ottoman

Devamını Oku
21.10.2024
Dümbüllü

Dümbüllü

Devamını Oku
14.10.2024
Selam

Selam

Devamını Oku
07.10.2024
Resim

Resim

Devamını Oku
30.09.2024
Siz yaptınız

Siz yaptınız

Devamını Oku
23.09.2024
Fiyaskom

Fiyaskom

Devamını Oku
16.09.2024
‘Halkalar’

‘Halkalar’

Devamını Oku
09.09.2024
Irkçılık ve...

Irkçılık ve...

Devamını Oku
02.09.2024
Kendini sorgulamak

Kendini sorgulamak

Devamını Oku
26.08.2024
Süveyda

Süveyda

Devamını Oku
19.08.2024
Teknik direktör

Teknik direktör

Devamını Oku
12.08.2024
Geçen haftadan devamla...

Geçen haftadan devamla...

Devamını Oku
05.08.2024
Abdi İpekçi

Abdi İpekçi

Devamını Oku
29.07.2024