Bugün 19 Mayıs 1919’un 101’inci yıldönümü. Mustafa Kemal’in Atatürk olmaya çıktığı uzun ve zorlu yolculuğun en önemli kilometre taşı. 

Atatürk, NUTUK’ta söze şöyle başlar:

“1919 senesi mayısının 19’uncu günü Samsun’a çıktım. Vaziyet ve manzarai umumuye:...”

Devamında o gün ülkenin içinde bulunduğu koşulları sıralar... İşgal altındaki İstanbul’u, Damat Ferit’i, dağıtılan orduyu...

Atatürk NUTUK’un sonunda “Ey Türk Gençliği” diye başlayıp, Cumhuriyeti gençliğe emanet ederken aynı zamanda büyük bir sorumluluk da verir.

Aslında Gençliğe Hitabe’yi her cümlenin anlamını sindire sindire okumamız gereken günlerdeyiz.

***

İşte böyle bir günde Adana’nın Yüreğir ilçesi CHP Gençlik Kolları Başkanı Eren Yıldırım tutuklandı. 

Olay, memleketin içinde bulunduğu durumu özetleyecek bütün özellikleri taşıyor. 

Demokrasinin karaya değil de rayına oturduğu ülkelerde iktidarlar terör belası ile karşı karşıya ise bunu bir an önce ülke gündeminden çıkarmak, terörü yalnızlaştırmak, tüm parti ve kuruluşları terörle mücadelede yanına almak için çaba harcar. 

Bizde tam tersi!

İktidar, adeta ne kadar çok kesim terörle bağlantılı ise o kadar mutlu olacak. Eğer bağlantı kuramazsa da yaratacak.

23 yaşındaki Eren Yıldırım, annesi, babası 17 yaşındaki kardeşiyle 14 Mayıs gecesi yürüyüşe çıkıyor. Evleri kaymakamlığa yakın. Üç aydır hem partili arkadaşlarıyla hem de Vefa Destek Grubu ile çalışıyor. O gece kaymakamlık önünde yardım malzemesi yüklü bir kamyonun etrafında Vefa Grubu’nu görünce yanlarına gidiyor. Daha ne oluyor demeden, oradan uzaklaşması isteniyor. O tartışma ortamında bir kişi “Ben kaymakamım” deyip silah çekiyor. Eren olay yerinden uzaklaştıktan sonra 155’i arayıp, kendisine silah çekildiği için şikâyette bulunuyor. 

Olay sonradan tam tersi bir durum şeklinde yansıtılıyor. Eren gözaltına alınıyor. Ancak ertesi gün savcılık serbest bırakıyor. Ankara devreye girince, bu kez hakkında yakalama kararı çıkarılıyor. O sırada Eren, Yüreğir sokaklarında 19 Mayıs nedeniyle Türk bayrağı ve maske dağıtıyor! 

Eren yardım ekibine saldırı iddiasıyla tutuklanırken Erdoğan da bunu Van’da iki gün önce yapılan ve iki kişinin şehit olmasına neden olan saldırıyla ilintilendiriyor. 

Anne Serap Yıldırım’la konuştuk, diyor ki:

“Erenim edebiyat öğretmeni, atanamadı. Yüksek lisans yapıyor. Liseden beri CHP Gençlik Kolları içinde. Sosyal medyasına baksınlar bir tek hukuksuz sözünü bulamazlar. O kadar korkunç şeyler yazıp söylüyorlar ki! Oysa her şey benim gözümün önünde geçti... Bu kadar hukuksuzluk olmaz. Bir annenin adalet çığlığına kulak verin!”

Yüreğir CHP İlçe Başkanı Bülent Öğrü de 3 aydır Eren’in çalışmalarına bire bir tanıklık edenlerden. Öğrü de Kaymakam Oğuzhan Bingöl’ün tutumuna dikkat çekiyor:

“Sonradan sivil koruma olduğunu öğrendiğimiz kişi, ‘Ben kaymakamım’ diye silah çekiyor. Kaymakam, ‘Öyle demesinin nedeni Kaymakamlık makamını korumak içindi’ diye savunuyor.”

Silah çeken masum, hedef olan suçlu!

***

Yeni dönemin siyasi miladı 30 Mart’tır. Erdoğan o gün CHP’li belediyelerin yardım toplamasını yasaklayıp, devre dışı bırakmak istedi. O günden sonra her pazartesi muhalefete karşı adım adım sertleşti; virüsle faşizm arasında gidip geliyor. 

Çanakkale Köprüsü’nün ayak aralığını 2023 hedefi diye 2023 metre yapan, kule yüksekliğini 18 Mart Çanakkale Zaferi diye, üçüncü ayın 18’i, yani 318 metre olarak yapan anlayış, Gençlik Bayramı’nın yıldönümünde bir CHP Gençlik Kolları Başkanı tutuklatayım der mi?

Hırs aklı aşınca der...

CHP bu tutuklamayı çok iyi okumalı. 

CHP’nin ülkeyi germemesi, oyuna gelmemesi aklın yolu...

Ama bu oyunları bozma sorumluluğu olduğunu da unutmamalı...