Mustafa Balbay
Mustafa Balbay mustafabalbay35@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Adalet Ekmeği

27 Ekim 2013 Pazar
Bir ülkede adalet duygusunun yok
olması toplumsal heyelan gibidir.
Böyle bir felaket, sağlam kurum
bırakmaz.
Öyle ki, tıpkı doğadaki heyelanda
olduğu gibi, en üstte kalan da artık çökmüştür.
Çünkü oturduğu zemin sağlam değildir.
Türkiye böyle bir tablo ile karşı karşıyadır.
Adalet kavramı anlamını yitirmiş, tarifi
sürekli değişen bir meta haline gelmiştir.
İnsanoğlunun en iyi ve en kötü yanı, alışmasıdır.
En kabul edilemez durum bile zamanla
kabul görür, alışılır.
Ulaşılması en zor olan şey elde edildiğinde
de kısa bir süre sonra yıllardır sahip olunan
bir değer olur çıkar.
Ne yazık ki, toplum da her gün şaşırmaktan
bıktı ve adaletsizliğe alıştı.
En şaşırtıcı kararda bile verilen ilk tepki şu
oluyor:
“Şaşırmadık...”
***
Oysa adalet, insan olan insana ekmek
kadar gereklidir.
A. Kadir ve Asım Bezirci’nin Türkçemize
kazandırdığı Brecht’in “Halkın Ekmeği”
başlıklı şiirinin önce bir bölümünü paylaşmak
üzere yazının başına oturdum.
Şiiri bir kez daha okudum. Sonra bir kez
daha... Kesemedim. Okuyucunun da birkaç
kez okuması dileğiyle tümünü aktarmak
isterim:
“Bilin: Halkın ekmeğidir adalet.
Bakarsınız bol olur bu ekmek,
bakarsınız kıt,
bakarsınız doyum olmaz tadına,
bakarsınız berbat.
Azaldı mı ekmek, başlar açlık,
bozuldu mu tadı, başlar hoşnutsuzluk boy
atmaya.
Bozuk adalet yeter artık!
Acemi ellerde yoğrulan, iyi pişirilmemiş
adalet yeter!
Yeter katıksız, kara kabuklu adalet!
Dura dura bayatlayan adalet yeter!
Bolsa insanın önünde ekmek, lezzetliyse,
gözler öbür yiyeceklere yumulsa da olur.
Ama her şey bollaşmaz ki birdenbire.
Bilirsiniz, nasıl bolluk doğurur ekmek:
Adaletin ekmeğiyle beslene beslene.
Ekmek her gün gerekliyse nasıl,
adalet de gerekli her gün,
hem o, günde birçok kez gerekli.
Sabahtan akşama dek işyerinde, eğlencede,
hele çalışırken canla başla,
kederliyken, sevinçliyken
halkın ihtiyacı var pişkin, bol ekmeğe,
günlük, has ekmeğine adaletin.
Madem adaletin ekmeği bu kadar önemli,
onu kim pişirmeli, dostlar, söyleyin?
Öteki ekmeği kim pişiren?
Adaletin ekmeğini de
kendisi pişirmeli halkın,
gündelik ekmek gibi,
bol, pişkin, verimli.”
***
Şiirdeki gibi ekmekle adaleti yan yana
getirince devamında söylenecek daha pek
çok söz var.
Bir insanın adalet arayışıyla oynamak, ekmeğiyle
oynamaktan daha beter bir durum.
Ekmek nasıl insan bedeninin gıdasıysa,
adalet de bir bakıma toplumsal bedenin
gıdası.
Türkiye’de bugün adaletsizlikten daha
kötü bir durum var. O da şu:
Adaletin, başka amaçlar için kullanılması.
İntikam duygusundan iktidarı pekiştirme
hırsına kadar neredeyse her gücün yumruğu
haline geldi adalet.
Pascal şöyle diyor:
“Güçten yoksun adalet düşkündür; adaletten
yoksun güç ise zorba.”
İki ucu birleştirip soralım:
Gücün parçası haline gelen adalete ne
denir?
Her şeye karşın yazının başından beri tarif
etmeye çalıştığımız adaletsizlikler yelpazesine
alışmayanların da var olduğu bir gerçek.
Böylesi durumlarda asıl olan, alışanların
çokluğu değildir, alışmayanların varlığıdır.
 


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Gurbet vatan! 12 Kasım 2024
Özgen Acarkeoloji! 7 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları