7 Haziran seçimlerine giden süreçte karşılaştığımız sorulardan çoğu yeni dönemin nasıl şekilleneceği üzerineydi. Yurttaşlar, AKP’nin mutlak gücünün kırılıp kırılmayacağını, olası koalisyon seçeneklerinin neler olduğunu soruyorlardı. Biz de, “bunlar 8 Haziran soruları şimdi gündemde 7 Haziran var” karşılığını veriyorduk.
O gün geldi...
Genel seçimden çıkan birinci sonuç AKP’nin tek başına iktidar döneminin sona ermesidir. Demokrasisi karaya değil de rayına oturmuş normal bir ülkede bir iktidarın seçimle değişmesi kadar olağan bir şey yoktur. Ancak AKP’nin iktidarı böyle bir şey değildi.
AKP iktidarının bütün parçaları adeta hiç gitmeyecekmiş gibi devlet yapısına yerleşiyor, hatta devlet kurumlarını oluşturuyordu. Ne kadar iktidarda kalacakları konusu gündeme gelince de Japonya’da İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra 30-40 yıl iktidardan gitmeyen Liberal Parti akıllarına geliyordu.
Öylesine bir iktidar sorumsuzluğu!
Bu yaklaşımın parçası olarak 7 Haziran sürecinde de Başbakan Davutoğlu, sıklıkla 8 Haziran’dan itibaren yapılacakları kamuoyu ile paylaştı.
Öyle ya hükümet aynen devam edecekti ve gündemi tamamen AKP belirleyecekti. Psikolojik olarak bu hava yerleştirilmeye çalışıldı.

***

Olmadı...
AKP seçimden birinci parti olarak çıktı ama hükümeti kuracak çoğunluğu elde edemedi. 8 Haziran sorularından biri şu:
Hükümeti kim kuracak?
Önce şunu paylaşalım, zorlu bir seçim sürecinden sonra Meclis’e gelen milletvekilleri olağanüstü bir durum olmadığı sürece hemen seçim istemez. Sık dile getirilen erken genel seçim olasılığı zayıf.
Tabii siyasete, “ya benimsin ya kara toprağın” mantığıyla bakan Erdoğan, kafasında çılgın projeler geliştirmiyorsa!
Önümüzdeki günlerin bir numaralı gündemi koalisyon seçenekleri. Dört partinin de adının geçtiği iki elin parmaklarına ulaşan seçenek var. Önceki geceden başlayarak ilk birkaç günde verilecek demeçler samimi parti görüşlerinin yanı sıra pazarlık gücünü artırmak için de olabilir.
Bu bağlamda AKP iktidar gücünü yitirmek istemiyor. Meclis’e giren partilerin tabanı artık iktidar gücü istiyor!

***

CHP ne yapacak?
Önceki geceden bu yana telefonların büyük çoğunluğuna karşılık vermeye çalıştık. CHP tabanında AKP’nin iktidar gücünü yitirmesine dönük sevinç CHP’nin gönüllerindeki orana ulaşamamasından kaynaklanan burukluk var. Bu iki gerçeğin devamında önümüzdeki dönem olası koalisyonda CHP’nin seçim vaatlerini gerçekleştirebileceği bir güç ve kararlılıkla hükümette olma isteği dikkati çekiyor. Elbette “ne pahasına olursa olsun iktidar” duygusu yok ama yıllardır muhalefette kalmanın getirdiği bir hükümet gücüne ulaşma beklentisi var.
Fıkra bu ya, Vatikan, ekonomik olarak çok daha iyi yaşama özlemine girmiş. Bunu fark eden bir kola şirketi Papa ile görüşmeye gelmiş. Çok yüksek olanaklar sağlayacağını önceden hissettirmiş. Papa’nın etrafındaki herkes anlaşmadan yanaymış. Görüşme saatler sürmüş, sonunda kola şirketinin temsilcileri gergin bir havada toplantıyı terk etmiş. Dışarıda bekleyenler Papa’ya çok kızmışlar, böyle bir olanağı niçin reddettin diye sormuşlar. Papa şu karşılığı vermiş:
“Evet, çok büyük olanaklar vaat ettiler ama karşılığında amin yerine kola dememizi istiyorlardı!”
CHP elbette hedeflediği gibi iktidarda olmak isteyecektir. Ama kurumsal kimliğine, 90 yılı aşan mücadelesine gölge düşürecek bir adım da atmayacaktır.