Mustafa Balbay
Mustafa Balbay mustafabalbay35@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Kayıt Dışı Telefon Kayıtları...

25 Şubat 2014 Salı

Silivri yargılamaları devam ederken mahkeme salonuna da gelen kulis bilgilerinden biri şuydu:
İstanbul Emniyeti’nin dehlizlerinde binlerce telefon tapesi ve gizli tanık ifadesi var. Bunlar kullanılacağı zamana göre sınıflandırılıyor. Bugünkü hükümetin üyeleri de dahil olmak üzere pek çok kişi hakkında dosya hazır...
Buna benzer sızıntıların karşısında şunlar da kulaktan kulağa yayılıyordu:
Tapeler ve gizli tanık ifadeleri tek tip değil, karşılıklı tutuluyor... Bir taraf suçlamalara giriştiğinde karşı tarafın da elinde malzeme olacak.
Son günlerde telefonları dinlenen kişilere ilişkin listeler gazete sayfalarını doldurunca aklımıza ilk gelen bunlar oldu.
Dün hükümete yakın yayın organlarında yer alan telefon dinleme listelerinden anlaşılıyor ki, o dönemde yayılan bilgilerde doğruluk payı varmış. Bugün gündemde telefonlar var; kavganın daha da derinleşmesiyle gizli tanık ifadeleri de açık bilgiler haline gelebilir.
Bu durum iktidar gücünü birlikte kullanan kesimlerin hedef seçtikleri kişilerin yanı sıra birbirlerini de her yöntemi kullanarak tasfiye etme planları yaptığını ortaya koyuyor.

***

Hukukun dışına çıktığınız an, artık nerede duracağınız belli olmuyor.
Ceza hukukunun en önemli unsuru olan “usul”den yola çıkarak anlatmak gerekirse; ilk kapıyı yanlış açtığınızda artık doğru yere gitmeniz olanaksız.
AKP hükümetinin her türlü hukuksuzluğu kullanarak “İleri demokrasinin önündeki engelleri kaldırıyoruz” diye yola çıktığı günlerde, sağduyu şunu söylüyordu:
Eğer meşru olmayan yolları doğal saymaya başlarsanız, buradan hiçbir yere varamazsınız. İleri demokrasiye hiç varamazsınız.
Hükümetin “Türkiye normalleşiyor” naralarının her şeyin önüne geçtiği o günlerde, sağduyunun sesini dikkate alan olmamıştı.
Telefon ve ortam dinlemeleri de yine genel kuralsızlığın bir parçası olarak yaygınlaşırken dönemin Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım şu tür demeçler vermişti:
“Siz de konuşmalarınıza dikkat edin... Gocunacak bir işiniz yoksa, telefonunuzun dinlenmesinden niye korkuyorsunuz?..”
O gün bunu söyleyen anlayış bugün şunu söylüyor:
“Paralel örgüt her yeri sarmış, akla hayale gelmeyecek kişileri bile dinlemişler... Derin kulak her yerde...”
İnsanın; yapma ya, sahi mi, Allah Allah, nasıl olmuş, diyesi geliyor!

***

Vatandaşın sözünü değil de, telefonunu dinleyen iktidar gücünün kendi içindeki derin çatlak, toplum katında şu soruyu öne çıkarıyor:
Hangi taraf haklı?
Gelinen noktada haklı taraf diye bir şey yok. Türkiye yıllardır her türlü kanunsuzluğun uygulandığı, gücü olanın her şeyi yapabileceğini düşündüğü bir mekanizma ile yönetildi. Bu mekanizmanın parçalarını birbirinden ayırıp, şu kanadı masumdu, şu kanadı suçluydu denemez.
Haklılık haksızlık bir yana, sorumluluk bağlamında değerlendirme yapmak gerekirse; bir araç kaza yaptığında direksiyonda kim varsa, birinci dereceden sorumlu odur. Öteki unsurlar daha sonra gelir.
Bugün hükümet gücünü elinde tutanlar, geçmişte kandırıldıklarını, paralel yapının sinsice her tarafı sardığını iddia ediyorlar. Bunda “samimi” iseler izlenecek yol basit:
Paralel yapının üzerine yıktıkları tüm olumsuzlukları ele alıp bir kalemde giderirler.
Ancak hükümet bunu yapmak yerine, yine hukuku göz ardı ederek intikam almak niyetinde.
Çözüm, önümüzdeki üç seçimi birlikte değerlendirip genel bir iktidar değişikliğini hedeflemekten geçiyor.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Asgari ortalama ücret! 12 Aralık 2024
Atatürk bakışı gerek 11 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları