Mustafa Balbay
Mustafa Balbay mustafabalbay35@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Sokağın sesi... (23.06.2015)

23 Haziran 2015 Salı

21 Haziran Pazar günü Hacıbektaş’taydık. İlhan Selçuk - Turhan Selçuk kardeşleri 5. ölüm yıldönümünde, İstanbul’dan, Ankara’dan, Eskişehir’den, Anadolu’nun dört bir yanından gelenlerle birlikte mezarları başında andık.
Anmadan çok, buluştuk diyelim.
Hacıbektaş Belediye Başkanımız Ali Rıza Selmanpakoğlu, güzel bir çevre düzenlemesi yapmış. Çilehane’ye gelip de hemen ayrılmak olanaksız. Pir Sultan’dan Yunus Emre’ye Anadolu topraklarında yeşerip bir daha solmamış onlarca ozanın, aydının heykelleri yaşayan bir beden, sönmeyen bir meşale gibi karşımızda duruyordu.
Selçuk kardeşlerin mezarlarının çevresindeki ağaçlar da büyümüş. Bu hızla boy atarlarsa yakında dallar birbirine karışacak, Selmanpakoğlu’na göre sonrasında da ağaçların gövdesi buluşacak.
Güneşin en uzun süre üzerimizde kaldığı 21 Haziran’da yitirdiğimiz İlhan Ağabey, 2000’lerin başında, “Ölümle temas kurmaya çalışıyorum, diyaloğumuz fena değil. Asıl iş, güzel bir ölüm şekli bulmak” derdi. Bir süre sonra rahatlamış bir havada şunu söyledi:
“Hacıbektaş’ta olur bu iş...”

***

Öğleden önceki törenle öğleden sonraki panel arasında bir saatlik boşluk vardı. O zaman dilimini Hacıbektaş sokaklarını gezerek, kahvede sohbet ederek geçirelim dedik. Ömer Faruk Eminağaoğlu, Suay Karaman’la birlikte Nevşehir Caddesi üzerinedeki Yeltürk Kıraathanesi’nde daha insanların elini sıkarken şu soruyla karşılaştık:
“Ankara’da ne oluyor?”
Sandalyelerle bir daire çizip oturduk. Onlar sormadan ben sordum:
- Seçim sonuçları nasıl bir hükümete karşılık geliyor?
Herkes söze girince, sıraya koyduk. Hayati, gelişmeleri en yakından izleyeni. “Bizim bütün günümüz yeni hükümet senaryolarını konuşmakla geçiyor” dedi, arkasını şöyle getirdi:
“Sosyal demokrat tabanda ciddi bir hükümet olma beklentisi var. Ama bu iş AKP ile olmaz. Ne yapın edin AKP’siz bir yol bulun...”
Çoğunluk bu görüşteydi, bir kişi heyecanla atılıp sözlerini el kol hareketleriyle besleyip baskın bir ses tonuyla konuya girdi:
“Niye öyle ayırıyorsunuz... Bence CHP hükümette olmalı. Kuralları sağlam konursa bu iş AKP ile de olur...”
Hemen 2-3 ağızdan karşılık geldi:
“Kardeşim, AKP ile hükümet kuran, önceki 13 yıla da ortak olmuş demektir...”
“Bu durumda CHP biter...”
“CHP tabanını HDP’ye kaptırır... Demirtaş’ın AKP-CHP hükümetini desteklemesinin nedeni, CHP erisin, oyları ben alayım muhabbeti...”
Kahvede MHP’ye de kızgınlık vardı. Konu Bahçeli’nin Kılıçdaroğlu’na ilişkin sözlerine gelince bir ses yükseldi:
“MHP de hiçbir şey yapmadan bizim Orta Anadolu oylarımızı aldı, şimdi bize karşı siyaset yapıyor...”
Onu tamamlayan bir karşılık daha geldi:
“Bize koltuk tedarikçisi diyor ama kendisinin sıkıştıkça AKP’ye koltuk değneği olduğunu unutuyor...”

***

Kahvedeki sohbetten sonra İstanbul’dan anmaya gelen Cumhuriyettaşlar Orhan Erinç, Şükran Soner, Miyase İlknur’la buluşup konferans salonuna geçtik. Burada da ana konu kahvedeki tablonun devamıydı. Sorular art arda geldi:
- Baykal’ın görüşmesiyle ilgili pek çok yorum var, gerçek nedir?
- Kemal Derviş adı geçiyor, kiminle temas halinde?
- AKP-CHP koalisyonuna bizi alıştırmaya çalışanlar kimler?
Soruların hemen tümünün önünde de “AKP ile kolisyon olmaz” cümlesinin değişik biçimleri vardı.
Toplumda bir an önce hükümetin kurulması düşüncesi hâkim. Yer yer belirsizlik endişesi de var. Meclis Başkanı seçimi, kurulacak yeni hükümetin de ipuçlarını verecek.
Endişeye gerek yok.
Türkiye, 6 Haziran’dan daha özgür, daha demokratik arayışlar içinde...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Asgari ortalama ücret! 12 Aralık 2024
Atatürk bakışı gerek 11 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları