Mustafa Balbay
Mustafa Balbay mustafabalbay35@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Yaş olmuş altmış... Heyecanımız artmış!

08 Ağustos 2021 Pazar

1990’lı yılların sonunda, 30’lu yaşlar biterken bu köşede, şu başlıkta bir yazı kaleme almıştım:

Otuzlu yaşlar...

Ah o tuzlu yaşlar!

30’lu yaşların ilk yarısında İzmir’den Ankara’ya, Ankara’dan İstanbul’a, İstanbul’dan tekrar Ankara’ya Cumhuriyet’in merkeziyle büroları arasında mekik dokumuştum. Her kent değişikliği yeni sorumluluk. Bunların arasında her yıl yeni bir coğrafya seçip o bölgeyi gezmek, yazmak... Ankara Temsilciliği haberini Madrid’de, Fas’ın Casablanca kentinden döndüğüm gün almıştım. Arkadaşlar telefonda takılmıştı:

Biletini Ankara’ya çevir...

Nasıl bir meslek aşkı, üretme sevinci, yazma tutkusu vardı içimde anlatamam... Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi son sınıfta gazeteciliğe başladığımda kafama koymuştum; 35 yaşına kadar İzmir’den İstanbul ya da Ankara’ya gideceğim, 45 yaşına kadar köşe yazarlığına başlayacağım. Bu hedefleri erken tutturmak, tutuşturmuştu beni:

Aferin sana aslanım, demek ki başaracaksın! Haydi önüne yeni hedefler koy!

Kadrolu bir Cumhuriyet okuru o günlerde çay içimi sohbette dedi ki:

Balbay 30’lu yaşlarda Cumhuriyet’in Ankara Temsilciliği’ni üstlenip Uğur Mumcu’nun köşesinde yazmanın şöyle bir zorluğu var; meslekte başka ne hedefin olabilir ki!

İçimde hep yeni anlatım biçimleri bulma, Türkiye’nin güncel sorunlarını başka açılardan kaleme alma heyecanı almış başını gidiyordu. Bir de sözcüklerle dans etme tutkusu. Türkçeden 24 saat ayrılmıyordum. O günlerde komşum Cahit Külebi’nin sözcük oyunlarına önce kızan, sonra “peki, yakıştırıyorsun, hadi yap” söylemini nasıl kutlamıştık.

1996’da ilk kitabın yayımlanmasıyla başlayan yeni bir hedef daha vardı artık... Aynı yıl televizyonlardan haber programlarına düzenli katılım önerisi gelince yelpazeye bir renk daha eklenmişti.

***

İşte bugün 60’lı yaşlardan yeni bir sayı daha aldık. Geçen gün aklıma girişte söz ettiğim yazı geldi. 

Hey yıllar...

Sizden kim yılar! 

Kabaca hesapladım, kaleme aldığımız köşe yazısı 10 bine yaklaşıyor.

İlk kitabım yayımlandığında, “yılda bir kitap yazarım” diye bir hedef koymuştum. 9’u 5 yıllık Silivri günlerinde olmak üzere 51’i bulduk. İnsan 50 duvarını aşınca hızını alamıyor; üç haneli rakamlar için 20 yıllık bir plan mı yapmalı ne! İçinde “başaracağız” olanlar elbet güzel ama “başardık” sözcüğünü daha çok kullanmak isterim. 

Her kitap insanın çocuğu gibi. Bazılarını zaman içinde yenilemek, hatta içinden bölümler ayırıp yeni kitaplar haline getirmek gerekiyor. Onlara torun diyorum!

Cumhuriyet’te yazmak... Her yazı günü bir başka doğum. Bazı yazılar ayrıca hoşuma gidince, sabah olmak bilmiyor. Gün doğsa da insanlar gazete almaya, okumaya başlasa, internetten tıklasa... O anlarda takılıyorum kendime:

Arkadaş tamam, ‘Heyecan Yaşlanmaz’ diye de kitap yazdın ama bu kadarı da fazla değil mi?

Değil, diyorum. Yazma tutkusu böyle bir şey. 

90’lı yıllardan bugüne Cumhuriyet’te yaşadıklarımız, Cumhuriyet’in yaşadıkları ömürlere bedel. Bu bayrağı dik tutanların arasında olmanın onuru yazılmaz, yaşanır.

Yaşamın silgisi yok. Gür bir ırmak gibi akıp gidiyor. Mesele geçen yıllar değil, içimize dolan yaşamlar. İnsan içindeki pınarı kurutmadığı sürece yılları gemi yapıp yaşam sevincini çoğaltabilir. 

***

90’ların sonundaki “O tuzlu yaşlar” yazısında Swift’in şu sözünü kullanmışım:

Dilerim tüm yaşamın boyunca yaşarsın!

Bu dileği tüm okurlarla paylaşmış olalım.

Belli bir yaş almış kişiler üzerinden şu söylem paylaşılır. 75 yaşına gelen kişi 70 yaşındaki arkadaşına seslenmiş:

Gençliğinin kıymetini bil!

Esprili bir anlatım biçimi olsa da başka bir açıdan bakmak daha güzel. İnsan yaşını kendisinden daha genç biriyle karşılaştırmak yerine, bulunduğu yaşı iyi yaşamalı.

Yaşamın yaşı yok.

İşte ülke sevgisi de öyle değil mi? Yaş ilerledikçe bu sevgi azalıyor mu? Hayır, tam tersi. Bunu yaşamın öteki alanlarına niçin yaymayalım... 

Her şey yaş alır, heyecan almaz. 

Daha yapacağımız çok şey var. 

Yaş olmuş altmış...

Heyecanımız artmış...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Asgari ortalama ücret! 12 Aralık 2024
Atatürk bakışı gerek 11 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları