Beşiktaş’ı ekonomik açıdan iflasa götüren başkanı, kulübü adeta kaçarcasına felaket bir durumda bıraktı ve gitti. Spordan sorumlu bakanımız ve devlet büyüklerimiz hâlâ yeni spor yasasını yıllardır çıkaramamanın ayıbını yaşamaya devam etsinler. O yasa çıksaydı, şimdi Fikret Orman böyle elini kolunu sallaya sallaya bırakıp gidebilir miydi?
Peki şimdi ne olacak?
3 aday var. Sayın Hürser Tekinoktay son seçimde Orman’a karşı girmiş ve iyi bir sonuç almış, ama kaybetmişti.
Bence yarış, iki güçlü aday, Ahmet Nur Çebi ve Serdal Adalı arasında geçecek. Benim favorim ise Sayın Ahmet Nur Çebi. Neden mi? Çebi, Fikret Orman’la ilk göreve geldiğinde, Beşiktaş yine bu günlerde olduğu gibi anormal bir maddi krizdeydi ve yönetimi büyük bir sıkıntı bekliyordu. İşte bu riski alan Orman’ın, iş hayatındaki gücü asla bu sıkıntıyı karşılayacak durumda değildi. O dönemleri yakından biliyorum. Zira dostum Çebi, bunları benimle çok özel olmak üzere paylaşıyordu. Yanlış hatırlamıyorsam görevi aldıklarında kulübe çok büyük miktarda haciz ve icra davası gelmişti. Şayet Çebi’nin çok güçlü maddi imkânları ve kefaletleri olmasaydı, Orman bu yükün altından asla kalkamazdı. Bir de bunlara, bence biraz da acele kararı verilen, yeni stadın yapım maliyetleri eklenince, sıkıntılar iyice artmıştı. İşte bu büyük sıkıntılar Çebi sayesinde aşıldı ve onun aynı zamanda başarılı futbol sorumlu yöneticisi olduğu dönemlerde, iki de şampiyonluk geldi. Bu kişisel büyük başarıları, bir anda Çebi’yi tüm taraftarın adeta sevgilisi yapmıştı.
Taraftar şampiyonluk maçlarında başkanları Orman lehine nedense hiç tezahürat yapmazken tüm stat “Çebi” diye inliyordu. Bunu yakınen son şampiyonlukta Gaziantep’te, Çebi ile maç izlerken bizzat yaşadım. Tüm taraftar Çebi ile fotoğraf çektirmek için adeta yarışır ve stadyum “Çebi” diye inlerken Fikret Orman’ın adının hiç anılmaması çok enteresandı. Bence o gün esasında taraftar yeni başkanı seçmişti. Ama Çebi’nin adamlığı ve saygısı başkanına karşı seçime girmesine engel olduğu için Orman’ın karşısına hiç çıkmadı. Şayet çıksaydı seçimi kesin alır götürürdü, ama o bekledi. İşte şimdi başkan kaçınca, o imkânı buldu ve de aday oldu. İyi de yaptı.
Maddi gücü, sahip olduğu düzgün, güçlü ve çok iyi tanınan firmaları sayesinde herkes tarafından çok iyi bilinmektedir. Yani bu yükün altından hem kendi büyük gücü, hem de büyük kredibilitesi ve de güçlü çevresiyle kalkabilecek imkâna sahip tek aday bence Çebi’dir. Keşke, Sayın Adalı da Çebi’nin yanında ikinci başkanı, İsmail ve Hürser kardeşlerim de yönetiminde yer alsalardı. Böylece Beşiktaş, büyük bir güç birliğiyle şu sıkıntılı durumdan daha sağlıklı olarak kurtulma şansını yakalamış olurdu.
Bence daha vakit geç değil, haydi gelin başkan adayı çok değerli kardeşlerim, Sayın Çebi ile birleşip çok güçlü bir yönetim oluşturarak, taraftarın da gönlünde taht kurun. Yaşlarınız çok müsait sayın Adalı ve Tekinoktay. Siz de bu kötü günleri, yapacağınız bu büyük desteğinizle atlattıktan sonra, ileriki yıllarda bu göreve aday olur ve de üyelerimiz de sizleri bu şanşlı göreve getirirler. Yeter ki sabretmesini bilin. Beşiktaş kongresinin hayırlara vesile olmasını diliyorum. Bu arada kendini beğenmiş ve yıllarca bizimle A takım seviyesinde maç yapma tenezzülünde bulunmayan ukala Fransa Milli Takımı’na iki maçta da ders veren, Türk Milli Takımı futbolcularını ve teknik ekibini candan kutluyor ve başarılarının daim olmasını gönülden diliyorum.